Yüsra Geyik; “Dileğim bambaşka bir karakter oynamak”
Son olarak Camdaki Kız dizisinde gördüğümüz başarılı ve güzel oyuncu Yüsra Geyik gelecek projelerini ve hayatına dair merak edilenleri MAG okuyucuları için anlattı. Çok genç yaşlardan itibaren televizyon ekranlarında olan güzel oyuncu şunları söyledi: “On dört yaşında, neredeyse çocuk oyuncu olarak başladım. O zamanlar bana sorsanız zor sabrettim derdim. Şimdi ne acelem varmış diyorum. Kendimi bildim bileli taklit yapan, insanların ruh halini değiştirmeyi seven hem eğlenceli hem hareketli hem çok uslu bir çocuktum. Her gördüğüm insanı taklit ederdim. Sesini, oturup kalkmasını, tavrını… En çok da annemi. On dört yaşında profesyonel hayatıma başladım anlayacağınız; yoksa oyunculuk maceram çoktan başlamıştı.”
Arka Sokaklar projesi hakkında konuşan ve diziyi bir evrim olarak tanımlayan Yüsra Geyik “On beş yıl, dile kolay. Arka Sokaklar ayrı bir evren gibi. Orada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun; belki zamana inancım bu yüzden yok. Beni ben yapan en önemli unsurlardan biridir. Bu sebeple yokluğu hayatımda düşünülemez bir halde. “Bir şey katmak” çok hafif kalır. Arka Sokakları hayatımdan çıkarsak, uzuv eksikliği gibi bir hissiyatı olur diye düşünüyorum. Öğrencilik yıllarımın çoğunu sette geçirmek ve bir yandan da oyunculuk eğitimi almak büyük bir şans” açıklamasında bulundu.
Enerjik, Eğlenceli, Hareketli Yüsra Geyik
Henüz on dört yaşındayken, Arka Sokaklar dizisindeki Zeliha karakteriyle oyunculuk kariyerine başlayan ve ekranlarda büyüyen Yüsra Geyik ile, çok eğlenceli ve oldukça da keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Son olarak Camdaki Kız dizisinde gördüğümüz ve şu sıralar “Garip Bülbül Neşet Ertaş” filminde, Ertaş’ın eşi Leyla karekterini canlandıran başarılı ve güzel oyuncuyla gelecek projeleri ve hayat görüşü hakkındaki röportajımız sizlerle…
Yüsra Geyik bize kendini nasıl tanıtır?
21 Haziran 2022 itibarı ile otuz iki yıldır dünyadayım. Zaman kavramını; evrimi çözemediğimiz için uydurduğumuz bir insan icadı olarak görüyorum. Gücü sonsuz neye inanırsa ona programlanan insan “zamana inanmıştır” ve kendine ömür biçmiştir, diye düşünüyorum. İlk sorudan daha fazla başınızı ağrıtmak istemem.
Çok genç yaşlardan itibaren televizyon ekranlarında sizi izliyoruz. Gelişiminizin ekran önünde olması nasıl bir his?
On dört yaşında, neredeyse çocuk oyuncu olarak başladım. O zamanlar bana sorsanız zor sabrettim derdim. Şimdi ne acelem varmış diyorum. Kendimi bildim bileli taklit yapan, insanların ruh halini değiştirmeyi seven, hem eğlenceli hem hareketli hem çok uslu bir çocuktum. Her gördüğüm insanı taklit ederdim. Sesini, oturup kalkmasını, tavrını… En çok da annemi. On dört yaşında profesyonel hayatıma başladım anlayacağınız; yoksa oyunculuk maceram çoktan başlamıştı.
Arka Sokaklar gibi yıllar süren çok başarılı bir projede yer aldınız. Size neler kattı?
On beş yıl, dile kolay. Arka Sokaklar ayrı bir evren gibi. Orada zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun; belki zamana inancım bu yüzden yok. Beni ben yapan en önemli unsurlardan biridir. Bu sebeple yokluğu hayatımda düşünülemez bir halde. “Bir şey katmak” çok hafif kalır. Arka Sokakları hayatımdan çıkarsak, uzuv eksikliği gibi bir hissiyatı olur diye düşünüyorum. Öğrencilik yıllarımın çoğunu sette geçirmek ve bir yandan da oyunculuk eğitimi almak büyük bir şans.
Camdaki Kız dizisinde de oldukça kaliteli bir kadro ile birlikteydiniz. Yeni projeniz ve karakteriniz hakkında ne söylemek istersiniz?
Camdaki Kız çok başarılı bir iş. Oraya dahil olmak şahane bir deneyimdi; ama beni asıl cezbeden, rolüm olmuştur. Çok renkli, birçok karakteri içinde barındıran, heyecan verici bir kızdı. Meliha ve Melisa… Koroğlu kardeşlerle olan ilişkisi de ayrı bir heyecandı. Büyük mutlulukla oynadım. Dilerim yeni projemde bambaşka biri olurum.
Hiç unutamadığınız bir set anınız var mı?
Ömrümün yarısı sette geçtiği için bir sürü anım var. 15 yaşlarımda, yönetmen istemediği ve ben de çok çekindiğim için hızlıca makasla tırnaklarımı kesmiştim. Makas oldukça eski usul, demir, büyük makaslardandı. Canımın nasıl yandığını asla unutamam.
Ülkemizdeki dizi sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
İçinde olduğumuz bir sektörü değerlendirmek çok zor. Uzaktan bakıp konuşmak her zaman çok daha kolaydır; ama içeri girersiniz, ne kadar zorlu ve mücadelesi hiç bitmeyen bir iş olduğunu anlarsınız. Tek şart gerçekten severek yapmak. Sizi diri ve ayakta tutan şey bu. Hem fiziksel hem psikolojik sağlığınızın bu işi yapmaya elverişli olması şart. Tek malzeme sizsiniz. Kendinize hep çok iyi bakmak zorundasınız. Bu gerçekten zor bir şey.
Oldukça formda bir fiziğiniz var. Beslenme ve spor rutininiz nasıl?
Her istediğimi yiyorum. Şükür, bu konu da çok şanslıyım. Hiç bilmem yememe içmeme dikkat ettiğimi. Büyük bir şans gerçekten. Spor yapıyorum. Arada bıraksam da mutlaka tekrar tekrar başlıyorum. Müthiş düzenli değilim bu konuda. Bu aralar boks yapıyorum. Çok zevkli ama inanılmaz yorucu bir spor.
Daima göz önündesiniz ve yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz. Enerjinizi neye borçlusunuz?
İstediğim şeyi yapmaya. Bunlar benim seçimlerim ya da sonuçları. Seçim yapabiliyor, özgürce karar verebiliyor, istediğim şeyi yapmak için çabalıyor olduğun için çok iyi hissediyorum.
Parlak ve sağlıklı bir cildiniz var. Bakım tavsiyelerinizi alabilir miyiz?
Cildi temiz tutmak çok önemli. Onun dışında, kullandığım nemlendirici ürünler ve bazı bakım ürünleri var. Herkesin aşina olduğu ürünlerden; ama gül suyunu söyleyebilirim. Uzun süredir tonik olarak kullanıyorum ve çok iyi geldiğini düşünüyorum.
Hayatta sizin için olmazsa olmaz dediğiniz üç şey nedir?
Sağlığım, ailem, işim. Umarım ki daim olur. Başımdan eksik olmasınlar. Burada bir sürü şeyden bahsediyoruz ama hepimiz biliyoruz ki yaşarken dengeler çok farklı. Hayat kolay değil ama bir o kadar özel ve biricik. Kıymetini bilmek ve mücadeleyi vermek gerekiyor.
Sizi tanımlayan mottonuzu öğrenebilir miyiz?
Heraklitos’un “Her şey akar.” sözü ve İnşirah suresinde geçen “Fe inne meâl usri yusra,”, yani “Zorlukla beraber bir kolaylık var,” cümlesi. İkisi de hiçbir şeyin kalıcı olmadığını ve her şeyin o an göründüğünden çok daha farklı olduğunu bana hatırlatır.
RÖPORTAJ: YASEMİN ULUSOY FOTOĞRAF: EMRE YUNUSOĞLU
MODA DİREKTÖRÜ: OĞUZHAN ERDOĞAN MAKYAJ: GAMZE TEKİNALP
MODA ASİSTANI: BÜŞRA ÇEVİK SAÇ: GÖRKEM GÜRER FOTOĞRAF ASİSTANI: BURHAN CANLI
RETOUCH: ENES YURTBAY MEKAN: TİLKİ YAPIM