“Yeşil Organize Sanayi Bölgelerini Karbondan Arındırma” webinarı, organize sanayi bölgelerinin karbondan arındırılması ve yeşil dönüşüm için ışık tuttu!
Yeşil organize sanayi bölgelerinin ihtiyaç duyduğu yeşil enerji dönüşümünü sağlayan ve yeşil enerjiye geçişi kolaylaştırıcı teknolojilerin sanayideki önemine odaklanan “Yeşil Organize Sanayi Bölgelerini Karbondan Arındırmak” webinarı 18 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşti. Sınırda karbon uygulamalarının da detaylandırıldığı webinarda, kamu ve özel sektörden alanında uzman konuşmacılar bilgi ve deneyimlerini aktardı.
Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Danimarka İstanbul Başkonsolosluğu, Danish Green Growth Network (DGGN), Danfoss Türkiye, MEXT ve KPMG iş birliğiyle düzenlenen “Yeşil Organize Sanayi Bölgelerini Karbondan Arındırmak” webinarı, 18 Nisan tarihinde Danimarka Başkonsolosluğu Enerji ve Çevre Sorumlusu Ticaret Müşaviri Seda Kayrak Bilgen‘in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Çevre dostu ve sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaştırılmasına yönelik adımların ele alındığı webinarın açılış konuşmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Haşim Cihan Demirköprülü yaptı. Demirköprülü, etkinlikte şunları söyledi: “Türkiye enerji kullanımı ve üretimi hususunda bir dönüşüm içerisinde. Hem özel sektör hem de kamu sektörü projeler üretiyor. Geldiğimiz noktada ihtiyaçlar değişti. Bakanlık olarak güneş panelleri, sürdürülebilir enerji, ileri arıtma, çamur kurutma sistemleri gibi projeleri desteklemeye çalışıyoruz. OSB’lerin yetkinliği ve farkındalığı bizim için çok önemli. Bu kapsamda Yeşil OSB sertifika projemize de başvurular devam ediyor. Yeşil OSB kriterleri arasında personellerin aldığı eğitimler de yer alıyor. Biz de kamu olarak sahadaki teknik desteklerimizi sürdürüyoruz.”
“Avrupa Birliği, yeşil mutabakat konusunda çok önemli bir rol sergiliyor”
Webinarda görüşlerini paylaşan KPMG Sürdürülebilirlik Hizmetleri Yardımcı Ortağı Burak Oğuz, “AB Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar iklim nötr bir kıta olma hedefini desteklemek amacıyla hazırlanan bir dizi politika ve yasal düzenlemeler bütünüdür. Şirketlerin bu mutabakata uyum sağlaması için, sürdürülebilir iş modellerine ve döngüsel ekonomiye geçiş yapmaları, karbon ayak izlerini azaltmak için verimliliğe odaklanmaları ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmaları, çevresel etkilerini azaltmak amacıyla üretim ve tedarik zincirlerinde sürdürülebilirlik odaklı kültür değişimi gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Ayrıca, sağlam bir yönetişim yapısı tesis ederek inisiyatifler ve düzenleyici otoritelerin kriterlerine uygun raporlama yapmaları ve sürdürülebilirlik odaklı düzenlemelere uyum sağlamak için gerekli hukuki ve teknik altyapıyı geliştirmeleri bu süreçte önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır. Karbon yoğun sektörlerde faaliyet gösteren ve AB pazarına ürün ihraç eden firmalar, Yeşil Mutabakat kapsamında getirilen çevresel ve sosyal standartlara uyum sağlamak zorunda kalacaklardır. AB dışındaki üreticilerin üretim süreçlerini ve ürünlerini bu yeni gerekliliklere göre düzenlemeleri gerekecektir. Özellikle AB Taksonomisi, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) AB ile yakın ilişkisi olan şirketlerin yakından takip etmeleri gereken başlıklardır” diye konuştu.
“Regülasyonlar, şirketlerin yeni stratejiler oluşturması için zemin hazırlıyor”
MEXT, Sürdürülebilirlik ve İnovasyon Yöneticisi Ece Akın Armutak, webinarda ESG konusuna değindi. Armutak, şöyle konuştu: “Şirketlerimizin yeşil dönüşüm konusunda farkındalığının dijital dönüşüme göre daha ileride olduğunu gözlemliyoruz. Şirketlerimiz, regülasyonlar ve müşteri beklentilerinin de etkisi ile hızlı aksiyon alma konusunda istekliler. Regülasyonlar, şirketlerin yeni stratejiler oluşturması için zemin hazırlarken, sürdürülebilir finansman imkanları da bu konunun önemini ortaya çıkarıyor. Sürdürülebilirlik hedeflerinin dijitalleşme ile ele alınması ise operasyonel mükemmellik, kaynak azaltımı ve enerji verimliliğini destekliyor. Yapay zeka ile, dijital ikiz gibi daha ileri uygulamalara geçmeden kolay ulaşılabilir ve hızlı kazanımlar mevcut. Örneğin; enerji izleme ile enerji tüketiminde minimum yüzde 10 tasarruf imkanı varken, görüntü işleme ile kalite kontrol süreçlerinde malzeme ve lojistik tasarrufu ile de aynı tasarruf seviyelerine ulaşmak mümkün.”
“Danfoss, ürettiği ürünler çerçevesinde karbondan arınma ortağı olarak konumlanıyor”
Webinarda “Endüstride Sürdürülebilirlik ve Karbondan Arınmaya Genel Bakış” adlı sunum gerçekleştiren Danfoss Türkiye Ticari Bina ve Bölgesel Enerji Kıdemli Satış Müdürü Serkan Yavuz, “Karbondan arındırma, piyasaların en önemli konusu haline geldi. Atıkları en aza indirmek enerji verimliliğini, kaynak verimliliğini en üste çıkarmak çok önemli. ‘Bilim Temelli Hedefler’ olarak tanımlanmış yol haritası önemli bir kaynak. Danfoss’un, ürettiği ürünler çerçevesinde kendini karbondan arınma ortağı olarak konumlandırdığını söyleyebiliriz. Üretilen ürünlerin işletmenin enerji verimliliğine katkısı ve karbon ayak izine etkisi önemli. Danfoss olarak operasyonlarımızda 2007’den beri enerji yoğunluğunda yüzde 51 azalma gerçekleştirdik. 2030 yılına kadar üretim tesislerimizin karbon nötr konumuna gelmesini hedefliyoruz Endüstrilerin yeşil bina standartlarına uygun hale gelerek karlılığını artırmaları ve çevreye katkı sağlamaları mümkün. İşletmelerin daha sürdürülebilir olması için kullanılan ürünlerin de enerji verimli ürünler olması ve sürdürülebilirliğe önem vermesi gerekiyor.”
“Verimlilik, en düşük maliyetli enerji kaynağı”
Danfoss Global Sektör Entegrasyonu İş Geliştirme Müdürü Sinem Gündoğdu Kalkin ise ‘Atık Isının Geri Kazanımı ve Sektör Entegrasyonu’ konulu sunumunda görüşlerini şöyle paylaştı: “Sadece AB’de, atık ısı miktarı yılda 2.860 TWh olup, bu miktar AB’nin konut ve hizmet sektörü binalarındaki ısı ve sıcak su için toplam enerji talebine karşılık gelmektedir. Bunun yerine bu fazla ısının büyük bir kısmı geri kazanılabilir ve yeniden kullanılabilir. Ek olarak, sektör entegrasyonu enerji kullanımını optimize ederek, enerji kayıplarını azaltarak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını en üst düzeye çıkararak sistemin genel enerji verimliliğini artırmaya da yardımcı olabilir. Endüstrilerden, atık su tesislerinden, veri merkezlerinden, süpermarketlerden, metro istasyonlarından ve ticari binalardan gelen fazla ısıyı kullanabilen ısı geri kazanım teknolojileri mevcut. Fazla ısı, bir fabrikaya ısı ve sıcak su sağlamak için yeniden kullanılabilir veya bir bölgesel enerji sistemi aracılığıyla komşu evlere ve endüstrilere ihraç edilebilir.”
Danfoss, gelecek dönemde de sektör profesyonellerine yönelik webinar serisine devam edecek. 23 Mayıs 2024 tarihinde “Atık Isının Kullanılması ve Organize Sanayi Bölgelerinde Bölgesel Isıtma” konulu gerçekleşecek eğitimi, 13 Haziran 2024 tarihinde “Türkiye Enerji Piyasası ve Gelişen Enerji Teknolojileri” ve “Endüstride Elektrik Motorlarında Enerji Verimliliği Potansiyeli ve Örnek Uygulamalar” konulu eğitim takip edecek. Toplamda 3 webinara katılım sağlayan profesyoneller, sertifika almaya hak kazanacak.