Vaillant’ın desteklediği Küçük Akbabaları Koruma Projesi hızla devam ediyor
Vaillant Türkiye’nin Doğa Derneği iş birliğinde hayata geçirdiği Küçük Akbabaları Koruma Projesi’nin 2020 yılı çalışmaları devam ediyor. Oluşturulan çoban ağı ile küçük akbabalar yakından takip ediliyor, yuva sayımlarının yanı sıra olası tehlikelere karşı koruma ve farkındalık projeleri hayata geçiriliyor.
Vaillant Türkiye’nin çevre ve doğal yaşamın korunması konusunda farkındalık yaratmak ve bu konudaki bilinci artırmak amacıyla Doğa Derneği iş birliği ile hayata geçirdiği Küçük Akbabaları Koruma Projesiiçin çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. 2020 yılı çalışmaları kapsamında özellikle göç eden küçük akbabaların karşı karşıya kaldığı tehditlere yönelik farkındalığın artırılması hedefleniyor.
2015 yılında Beypazarı, 2017 yılından bu yana ise Mersin’de yürüttükleri projenin 2020 çalışmalarının COVID-19 pandemisine uygun gerekli önlemler alınarak planlamalar doğrultusunda devam ettiğini belirten Vaillant Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Erol Kayaoğlu, bahar mevsimiyle birlikte küçük akbabaların ülkemize doğru göç yolculuğunun da başladığını söyledi. Kayaoğlu, “Nesli tehlike altında olan bu türü, oluşturduğumuz çoban ağı sayesinde yakından takip etme, olası tehlikelere karşı koruma ve küçük akbabalar konusunda farkındalık yaratma çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu kapsamda yılın başından bu yana Ankara Beypazarı ve Mersin’de yuva belirleme çalışmaları ile küçük akbabaların göç yollarında sayım çalışmaları gerçekleştirdik. Ayrıca küçük akbabaların yaşamlarını tehdit eden unsurları belirleyerek koşullarını iyileştirme çalışmalarımıza 2020 yılında da devam ediyoruz” dedi.
Türkiye’de sahipleniliyor ve korunuyor
Ankara Beypazarı ve Mersin Bolkar Dağları’nda arazi çalışmaları yapıldığı bilgisini veren Erol Kayaoğlu, “Bu arazilerde yuva belirleme, yavru sayısına bakma ve analiz çalışmaları yapılıyor. Olası tehdit faktörlerini belirleyip koruma, bilgilendirme ve farkındalık yaratmaya odaklanıyoruz. Küçük akbabayı en iyi tanıyan ve gözlemleyen çobanlar, bölgede türe karşı bir tehdit oluştuğunda ilk müdahale edebilecek kişiler. Ayrıca küçük akbaba göç esnasında özellikle çobanların yaşadığı güzergahları kullanıyor. Bütün bu ortaklıklardan hareketle küçük akbaba ile aynı habitatta birlikte yaşayan çobanlardan oluşan bir iletişim ve dayanışma ağı kuruldu. Küçük akbaba herhangi bir tehditle karşı karşıya kaldığı zaman çobanın nasıl müdahale edebileceğini öğreneceği veya durumu rapor edebileceği bir yapı oluşturuldu. Bu çoban ağı, küçük akbaba için kurulmuş ilk yerel halk tabanlı koruma ağı olma özelliği taşıyor. İlk olarak Beypazarı’nda kurulmaya başlanan çoban ağının bir benzerini Mersin Bolkar Dağları’ndaki göçer topluluklarla kuruluyor. Küçük akbabaların en fazla rastlandığı bölgeler ise İspanya ve Türkiye. İspanya’da dağlık alanlarda yuvalara rastlanırken Türkiye’de alçak alanlarda da yuva kuruluyor. Köylere yakın yuvalar olduğu görülüyor. Bu durum, küçük akbabaların Türkiye’de sahiplenildiğinin ve korunduğunun işareti” diye konuştu.
Çoban ağı küçük akbaba için kurulan ilk yerel halk tabanlı koruma ortaklığı
Çoban ağı sayesinde yarı veya tam göçebe hayatını yaşayan çobanlarla birlikte küçük akbaba konusunda farkındalığı artırmayı, tür tanımlama bilgisini güçlendirmeyi, türe yönelik tehditleri anlatmayı ve yörede türe karşı olan tehditlerin çobanlar tarafından rapor edilmesini sağlamayı hedeflediklerini belirten Özulu sözlerine şöyle devam etti: “Hangi kuş ne zaman gelir, nereye yuva yapar, kaç tane yavru uçurur, ne yemeyi sever gibi pek çok sorunun cevabı çobanların gözlemlerinde saklı. Çoban ve küçük akbaba arasında birbirlerini besleyen bir yaşam döngüsü bulunuyor. Konar göçerler mevsimin değişmesiyle birlikte yaylalara doğru yolculuklarına başladı. Onlar sayesinde küçük akbabaların bulundukları yerleri ve yuva yaptıkları yeni alanları tespit edebiliyor, yaşam şekilleri hakkında bilinmeyenlerle ilgili bilgi sahibi oluyoruz.
Ankara Beypazarı’nda 50-60 kişilik bir çoban ağına sahip olduklarını dile getiren Serdar Özuslu, bu ağ sayesinde küçük akbabanın tiftik keçisi ile bağlantısının tespit edilebildiğini söyledi. Özuslu, küçük akbaba sayısının tiftik keçisi ve küçükbaş hayvan sayısı ile doğru orantılı arttığını vurguladı.
2019 yılındaki çalışmalarla Beypazarı’nda 100 küçük akbaba yuvası tespit edilirken Mersin’de 64 küçük akbaba tek bir alanda gözlemlendi. Küçük akbabaların Avrupa ve Türkiye’de üreyerek Afrika’ya uzanan göç yolculuklarında en önemli toplanma bölgesi olan Adana ilinin Ceyhan ilçesine bağlı Sarımazı Mahallesi’nde 2019’da toplam 903 küçük akbaba ve toplamda 118.124 kuş sayıldı. Küçük akbabalar konusunda kitleleri bilinçlendirmek ve farkındalık yaratmak amacıyla 2019’da hayata geçirilen iletişim kampanyası ile 17 milyon kişiye ulaşıldı. Sosyal medya hesabı ve internet sitesi ile küçük akbabaların tanınması sağlandı; göç yolları ve yaşadıkları sorunlar hakkında farkındalık yaratıldı. 2020 çalışmaları ile tehditler ortadan kaldırılarak tüm Anadolu coğrafyasının küçük akbabalar için güvenli bir bölge olması adına iş birlikleri geliştirilecek.