Türkiye sürdürülebilir, yerli ve milli enerji kaynaklarına sahip
Tüm dünya zorlu bir dönemden geçiyor. Yeşil büyüme, yeşil enerji dönüşümü kavramlarının önem kazandığı günümüzde, küresel ve bölgesel sıcak gelişmeler enerji arz güvenliği ve enerji fiyatlarına yönelik değerlendirme ve tartışmaları da öne çıkarmakta.
Dünyanın önde gelen 45 ekonomisinin, 1970’lı yıllardan bugüne ilk kez bu derece ağır bir enerji enflasyonu baskısı yaşadığı böyle bir dönemde, Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER), Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte enerji arz güvenliğinde belirleyici rolünü vurgulayıp, ülkemizin yerli ve milli enerji kaynaklarının tartışılmaz önemine yönelik açıklamalarda bulundu.
Tüm dünyada yaşanılan son gelişmeler doğrultusunda bir kez daha görülüyor ki, Türkiye’nin son 10 yılda gerçekleştirdiği ve son 5 yılda katlanarak ilerleyen yerli ve milli enerji kaynakları politikaları ve hamleleri büyük önem taşıyor. Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte ürün arz ve talep güvenliği ve uluslararası fiyatlandırma boyutunda belirleyici eksen konumunu perçinleyen bir ülke olması, yerli ve milli enerji hamlesiyle taçlandırılmış bir başarıyla, sürdürülebilir kalkınma anlamına geliyor. Bu derece kritik gelişmelerin tartışıldığı bu dönemde, bu hususlar oldukça önem kazanıyor.
ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ AÇISINDAN TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ ÖNEM TAŞIYOR
Tüm dünyanın etkilerine maruz kaldığı Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik uluslararası hukuka aykırı askeri girişim ve operasyonlarının, enerji arz güvenliği konusunun önemini bir kez daha öne çıkardığını belirten Prof. Dr. Kerem Alkin açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Enerji arz güvenliği yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynaklarının tümünün devrede olduğu bir çeşitlilikle enerji ihtiyacımızı karşılayacak bir model oluşturma anlamına gelmiyor. Aynı zamanda, söz konusu enerji çeşitlerini olabildiğince yerli ve milli kaynaklarla karşılamak için gerekli yatırımları ve adımları atmayı gerektiriyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi daha gündemde değilken, son bir yıldır, bulunduğumuz uluslararası platformlarda enerji arz güvenliğinin vazgeçilmez ve ihmal edilemez bir başlık olduğunu vurguluyoruz. Bu nedenle, Avrupa’nın enerji arz güvenliği açısından Türkiye’nin vazgeçilmez önemi bir kez daha öne çıkıyor.”
BAĞIMSIZ EKONOMİ: GÜVENLİ ve SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ
Türkiye için güvenilir ve tam bağımsız bir ekonominin inşasının, güçlü ve sürdürülebilir bir ekonomi oluşturmaktan geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Kerem Alkin; “Güvenilir ve sürdürülebilir bir ekonominin sac ayaklarını 6 temel başlık oluşturuyor. Güçlü doğal kaynaklar, güçlü fiziki sermaye ve altyapı, toplam nüfus ve işgücü, yüksek nitelikte insan kıymetleri, teknoloji üretme kapasitesi ve güçlü hukuk sistemi. Türkiye, bu 6 başlıkta da dünyada sayılı şanslı ülkeler arasında yer alan, Avrasya’da bu konuda ilk üçte yer alan bir ekonomi. Bu nedenle, yerli ve milli enerji hamlelerimizi de, dünyanın sayılı üretim merkezlerinden birisi olmanın gururu ve farkındalığıyla, küresel tedarik zincirindeki rolümüzü katlayacak şekilde yürütmemiz gerekiyor” dedi.
YENİLENEBİLİR ENERJİ, ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI MİNİMUMA İNDİRECEK
Ülke olarak, yenilenebilir enerji yatırımları ve teknolojilerindeki hamlelerimiz ile enerjide dışa bağımlılığımızı minimum düzeye indirebileceğimizi belirten YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Enerji alanında elde edeceğimiz tasarruflar, yerli ve milli enerji teknolojilerini geliştirmeyi sürdürmemizi sağlayacak. Böylece Türkiye, yenilenebilir enerji teknolojilerini ve yatırımlarını kendi öz kaynakları ile karşılarken Paris İklim Anlaşması‘nın hakkını en iddialı şekilde ortaya koyan ender ülkelerden birisi olacak.”
‘ARZ GÜVENLİĞİ ÜLKELERİN ÖNCELİKLİ KONUSU HALİNE GELDİ’
Küresel ölçekte yürütülen yeşil kalkınma, sürdürülebilir çevre, iklim değişikliği gibi müzakere ve tartışmaların birkaç sene öncesinde öngörülen zaman dilimlerinden artık daha kısa zaman dilimleri içerisinde, net-sıfır karbon hedefini gözeten enerji dönüşümünü gerekli kıldığını belirten YENADER Başkan Yardımcısı Ali Karaduman sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu nedenle, dünyanın önde gelen ülkeleri yenilenebilir enerji imkanlarına dayalı enerji dönüşüm strateji ve projelerini hızlandırmaya çalışıyor. Diğer yandan ise enerji arz güvenliğini öncelik haline getiren, arz modellerini nitelikli bir ağırlıkla ülkenin yerli ve milli enerji kaynak ve yatırımlarına dayalı bir anlayışla planlamaya hız veriyor.”
ENERJİ TEDARİK ve FİYAT DALGALANMASINDA TELAFİ: YERLİ ve MİLLİ ENERJİ KAYNAKLARI
Her geçen gün daha çok arttığı gözlenen iklim değişikliklerinden kaynaklanan iklim anormalliklerine ek yaşanan, küresel politik gerginlikler özellikle Kuzey Yarı Küre ülkelerinin neredeyse tümünde enerji tedariki ve artan enerji fiyatlarının yönetimi adına önemli çabaları ve arayışları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Ali Karaduman açıklamalarına şunları ekledi:
“Küresel nüfusta gözlenen artış, küresel iklim değişikliğinin tetiklediği uç mevsim olayları ve mega doğal afetler, dünya ekonomisi ve küresel ticareti derinden etkiliyor. Ülkeler bu doğrultuda, küresel ölçekte ortaya çıkan enerji tedariki ve enerji fiyat dalgalanmasına yönelik artan sorunların dengelenmesi ve telafisi adına, yerli ve milli enerji imkanlarını artan bir tempo ile güçlendirmeye yöneliyor. Ülkemiz de bulunduğu coğrafik konumu ve küresel ekonomi-politikteki oyun kurucu rolüyle yaşanan küresel ve bölgesel olaylardan birinci derecede etkileniyor.”