Türkiye elektrikli araç liginde ilk 10’da

MÜSİAD’ın Enerji ve Çevre Sektör Kurulu ile Otomotiv ve Ulaşım Araçları Sektör Kurulu ortaklığıyla Konya’da düzenlediği “Türkiye Yüzyılı’nda Otomotiv ve Enerji Vizyonu” başlıklı istişare toplantısı, sektörün geleceğine dair önemli işaretler verdi. 2023 ve 2024 yıllarının ilk 8 aylık dönemleri karşılaştırıldığında Türkiye’de elektrikli araç pazarında %94.70 oranında önemli bir büyümenin görüldüğüne dikkat çeken MÜSİAD Otomotiv ve Ulaşım Araçları Sektör Kurulu Başkanı İsmail Altın, Türkiye’nin bu alandaki yatırımlarını artırması gerektiğini ifade etti.

MÜSİAD’ın “Türkiye Yüzyılı’nda Otomotiv ve Enerji Vizyonu” başlıklı istişare toplantısı, Enerji ve Çevre Sektör Kurulu ile Otomotiv ve Ulaşım Araçları Sektör Kurulu ortaklığıyla Konya’da düzenlendi. T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, Ak Parti Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer, Konya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Uzbaş, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Nuri Çelik’in katılımıyla Selçuklu Kongre Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda elektrikli araçlar, hidrojen teknolojisi ve yenilenebilir enerji gibi konular masaya yatırıldı.

Elektrikli Araçlarda Hızlı Büyüme Beklentisi

Toplantıda, elektrikli araçların gelecekteki önemi vurgulandı. “Türkiye elektrikli araç liginde ilk 10’da yer alıyor. 2023’te yılın ilk 8 ayında 24 bin 156 elektrikli araç satılırken 2024’ün aynı döneminde 47 bin 032 elektrikli araç satışı gerçekleşti. Elektrikli araç pazarı, 2023 ve 2024 yıllarının ilk 8 aylık dönemlerini karşılaştırdığımızda %94.70 oranında önemli bir büyüme göstermiştir. Elektrikli araç satışının en fazla arttığı ülke Türkiye oldu” diyen MÜSİAD Otomotiv ve Ulaşım Araçları Sektör Kurulu Başkanı İsmail Altın, elektrikli araçların paylaşımlı modelle birlikte hızla yaygınlaşacağını belirterek, Türkiye’nin bu alandaki yatırımlarını artırması gerektiğini ifade etti. İsmail Altın, “Batının, ulaşım elektrifikasyonunda yavaşlama sinyalleri vermesine karşın; çok uluslu firmaların öncülüğünde yakın gelecekte elektrikli ulaşım araçları sektörü hızla büyümeye devam edecektir. Elektrikli, birbiri ile bağlantılı, otonom; yani yapay zekâ tarafından idare edilen ve araç sahibi olmadan kullanılan paylaşımlı araç uygulamaları yaygınlaşacaktır. Türkiye olarak bizim de bu alanda yatırımlara devam etmemiz gerekmektedir” dedi.

Türkiye otomotiv sektörünün, küresel rekabette varlığını sürdürebilmesi için üretim süreçlerinin otomasyonlaştırılması ve yazılım geliştirme yeteneklerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten İsmail Altın, “Başta üretim fonksiyonlarının otomasyon araçları ile işçilik maliyetlerinden arındırılması, geliştirilen ürün ve hizmetlerin yazılım geliştirme yeteneklerimiz ile entegre edilmesi önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.

“Hidrojen Teknolojisinin Önümüzdeki Yıllarda Taşımacılık Sektörüne Yön Vermesini Bekliyoruz”

Elektrikli araçlar kadar hidrojen yakıt teknolojisinin de gelecekte otomotiv sektöründe önemli bir rol oynayacağının altını çizen İsmail Altın şunları kaydetti: “Hidrojen teknolojisi, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak ve karbon emisyonunun düşürerek daha yeşil bir sanayi inşa etmemize katkı sağlayacak. Hidrojen teknolojisinin önümüzdeki yıllarda öncelikle büyük ticari araçlarda yaygınlaşmasıyla taşımacılık sektörüne yön vermesini ve hidrojen yakıt konusunun yoğun olarak karşımıza çıkacağını bekliyoruz. Bu alanda çalışmalara ciddi olarak başlamalıyız.”

Enerjide dönüşüm sürecinin gelişmiş ülkelerin gündeminde yoğun şekilde yer aldığını söyleyen Altın, “Bu kapsamda fosil yakıtların kullanımının azaltılması, elektrik iletim ve dağıtım alt yapılarının geliştirilmesi, ulaşımın elektrifikasyonu için gerekli altyapı yatırımlarının yapılması karmaşık ve yüksek bütçelere ihtiyaç duymakta. Bu kapsamda altyapı yatırımlarının devlet planlaması ve aracılığıyla veya devlet destekli özel sektör tarafından yapılmalı”şeklinde konuştu.

E-yakıt, hidrojen, enerji depolama konularında yatırım fırsatları bulunduğuna dikkat çeken Altın, konu hakkında “E-yakıt, hidrojen, enerji depolama konularının önümüzdeki dönemde hem maliyet avantajı elde etmesi hem de teşvik edilmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda yatırımcı ve iş insanlarının bu dönüşüme adapte olması için aksiyon alması doğru olacaktır” dedi.