Tayfun Küçükoğlu: “2021’de 30 milyar dolara ulaşmasını beklediğimiz ihracattaki büyüme 2022’de de sürecek”
Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nın 48’ncisi, ‘2022’ye Girerken Sektör Değerlendirmesi’ başlığı altında gerçekleştirildi. İnşaat malzemesi sanayisinin son 3 yılı 21 milyar dolar ihracat ile tamamladığını belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “2021 yılı ihracatımızın yüzde 48’lik artışla 30 milyar dolara ulaşmasını ve tonaj açısından da yüzde 9’luk bir büyüme sağlamayı bekliyoruz. 2022’de de ihracattaki büyümemizin devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 48’inci kez düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’, Demirdöküm’ün katkılarıyla 6 Ocak Perşembe günü online olarak gerçekleştirildi. Dünya Gazetesi (NBE) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘2022’ye Girerken Sektör Değerlendirmesi’ başlıklı toplantının konuşmacısı Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu oldu.
İnşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından ilgiyle takip edilen toplantıda; ‘2021 yılını sektör nasıl geçirdi?’, ‘Yeşil Mutabakat sektörümüz açısından neden önemli?’, ‘2021’de tedarik zincirinde neler oldu?’, ‘2021’de küresel ticaret her şeye rağmen bölgesel ticarete galip gelmişti, 2022’de hangisi öne geçecek?’ başlıklı konular ele alındı.
Önümüzdeki 10 yıla dijital ve yeşil dönüşüm damga vuracak
Toplantının moderatörü Hakan Güldağ, dünyada büyük bir dönüşüm yaşandığına dikkat çekerek, “Belki koronavirüs bu anlamda bir rol çaldı ama zaten daha öncesinde de bu büyük dönüşümün işaretleri gelmeye başlamıştı. Sanki Covid-19 tüm dünyada bu konuda bir alarm işlevi gördü. Bugün iki dönüşümle karşı karşıyayız. Muhtemelen önümüzdeki 10 yıla dijital ve yeşil dönüşüm damga vuracak” diye konuştu.
Yenileme, 2022’de azalarak da olsa devam edecek
Konuşmasına sektörün son dönemini değerlendirerek başlayan Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “İnşaat malzemesi sanayisi 2021’i yüzde 20’lik bir büyüme ile tamamlayacak. İnşaat sektörünün ise yılı büyüme kaydetmeden tamamlayacağını görüyoruz. ‘Bu yüzde 20’lik büyüme nereden geldi’ diye baktığımız zaman, bunun yüzde 10’unun yenileme, yüzde 10’unun da ihracat tarafından geldiğini görüyoruz. Buradan 2022’ye bakmaya başladığımızda ise Covid-19 etkisinin azalmasıyla beraber yenileme alışkanlıklarının devam edeceği ama 2020 ve 2021’deki kadar etkin olmayacağı kanaatindeyiz. İnşaat sektörünün büyüme hareketine başlayacağını, ihracattaki büyümemizin de devam edeceğini öngörüyoruz” dedi.
İhracatta büyük artış
Sektörün ihracatının son dönemde hızla arttığını vurgulayan Tayfun Küçükoğlu, “2021’deki ihracat gelişmeleri başından bu yana güçlü bir yükseliş gösteriyor. Son 3 yıldır, yani 2018, 2019 ve 2020’de yaklaşık 21 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Bunun yanında ortalama 7 milyar dolarlık ithalatımız oldu. 2020’de ihracatta 60 milyon tonla rekor kırdık. 2021’e geçtiğimiz zaman 21 milyar dolarlık ihracatımızın yüzde 48’lik artışla 30 milyar dolara ulaşacağını ve tonaj açısından da yüzde 9’luk bir büyüme sağlayacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.
İhracatta sektörümüzün büyümesinde üç temel faktör var
İnşaat malzemesi sanayisinin büyümesinde üç temel faktör olduğunu vurgulayan Tayfun Küçükoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu faktörlerden ilki pandemi nedeniyle ülkemizin coğrafi olarak kazandığı stratejik öneminin daha da artması, ikincisi sektörümüzün çok güçlü rekabet potansiyeli, üçüncüsü ise emtia, enerji ve lojistikte döviz bazındaki fiyat artışının birim ihracat fiyatımızı artırmasıdır. 3 temel faktörün ihracatımızın rekor seviyeye çıkmasında önemli kaldıraç olduğunu söyleyebiliriz. Her zaman söylediğimiz gibi geleceğe yönelik öngörülerimizi ancak bugünü doğru değerlendirebilirsek yapabiliriz. Dolayısıyla emtia, enerji ve lojistik fiyatlarında oluşabilecek bir dengelenmenin ihracatımıza olası etkisini de göz ardı etmemeliyiz. Sektörümüzün rekabet gücü ve ülkemizin coğrafi konumunun önemi burada en önemli stratejik avantajları oluşturuyor. Bu avantajları büyüterek geleceğe taşımamız gerektiğine inanıyoruz.
Küresellikten bölgeselliğe doğru bir dönüşüm olacak
Bölgesel ticaret konusundaki son gelişmeleri de değerlendiren Tayfun Küçükoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Pandemi dönemiyle beraber ticaret savaşlarının çok daha netleştiğini, emtiaların ülkelerin birbiriyle rekabetinde de kullanıldığını görüyoruz. Dolayısıyla tedarik zincirindeki alternatif lojistik çözümleri arama, alternatif tedarik bölgeleri oluşturma gibi konular kalıcı olacak. Şimdi AB kendi içinde Yeşil Mutabakat ile beraber çevresinde bir alan oluşturuyor. RCEP ile beraber 15 ülkenin oluşturduğu dünya ticaretinin üçte birini kapsayan en büyük bölgesel ticaret anlaşması yapılıyor. Son 30 yıla damgasını vuran ve inanılmaz bir süratle gerçekleşen globalleşmenin yerini bölgeselleşmeye bıraktığını, küresellikten bölgeselliğe doğru bir dönüşüm olacağını ve ülkemizin öneminin daha fazla artacağını çok net söyleyebiliriz. Orta ve uzun vadeli baktığımız zaman gelecek 10 yılda muazzam gelişmeler yaşayabileceğimizi öngörüyoruz.”