‘Şer odaklarının ittifakı’
Konusu birinci dünya savaşı günlerinde geçen ve Ermeni meselesine tarafsız bir tarihi bakışla yaklaşan The Ottoman Lieutenant filmi, ABD’de gösterime girdi. Bunun üzerine Amerika Ermeni Ulusal Komitesi hemen karşı atağa geçti. Komite, tüm sinema salonlarına ve okullara tehditkâr mektuplar göndererek filmini gösterimini engelleyeceğini açıkladı.
Filmin Türk yapımcılarından Güneş Çelikcan ve Serdar Öğretici; çirkin bir tavır ile karşı karşıya olduklarını belirtirken, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylediler:
“Film ne senaryosunda ne de tanıtım çalışmalarında hiçbir zaman çatışmacı bir dil kullanmadı. Aksine her iletişiminde ortak acıdan, ortak hafızadan ve kültürler arası, dinler arası ötekileştirmelerin karşısında bir duruş sergilendi. Ancak buna rağmen oyuncularımıza yapılan sosyal medyada hakaretler, bazı derneklerin ve kişilerin sinema salonlarına filmin kaldırılması için mektuplar yazması filmin gösterimini engellemek için kampanya yürütmesi; hatta bütün görüşlerin konuşulması gereken üniversitelere bile karşı kampanya yürütülmesi için çağrıda bulunulması; sivil toplum kuruluşlarına yazılar yollanması; hatta ve maalesef filmin Amerika’lı ortaklarından olan Stephen’a Nazi Gamalı Haç yollanması; filmle ilgili olumlu görüş verenlere aynı şekilde davranılması, atılan olumlu bir adım olan projede maalesef insanların barışçıl dialoga açık olabilmeleri için yardıma ihtiyaçlarının olduğunu gösteriyor. Sinema ve sanat sanırım bu yardımın en güzel yollarından birisi. Bu çatışmacılığı sinemaya taşımamalarını kendi çözümsüzlüklerinde kaybolmamaları için umardık.
Burda bütün bu karşı propaganda ve kampanyalara karşı film birçok kritikten birçok screening’ten çok olumlu ses getirdi. Sektordeki ilk Hollywood-Türk ortak yapımı oldu. Ve birçok kapılar açtı. Bundan sonrada biz kendi hikayelerimizi burda ve bütün dünyada anlatmaya devam edeceğiz.”
Serdar Öğretici ise;
“Dialoga kapalı olmanın ötesinde, insanların başka bir persfektiften bakmasına bile müsade edilmemesi ve bunun çok çirkin şekilde yapılması bizi üzdü. Sanıyorum bizim birlik duygumuzu daha da geliştirmemiz lazım. Amerika’daki Türklerin artık daha fazla doğru eksende birarada olması lazım. Bugun dünyada özellikle amerika’da hem Müslümanlara karşı hem maalesef türklere ve diğer ülke vatandaşlarına karşı dışlayıcı ve zarar verici kampanyalar yürütülmesi insan hakları ile insanlık ile bağdaşamaz. Bundan beslenen dernekler olduğu aşikar ancak bizim temennimiz ve uğraşımız insanların bunlara prim vermemesi; çünkü biz biliyoruz ki görüyoruz ki insanların temelinde bir ayrım yok sadece bunun olması için uğraşan ve bundan beslenen gruplar var. Bizde bu gruplara her zaman karşı olmaya sinema yapmaya devam edeceğiz. Filmi sinemalardan kaldırmak istiyorlar ancak biz filmi tv’lerde da uluslararası dağıtım da göstermeye devam edeceğiz.”
Türk ve ABD’li yapımcıların (Stephen Brown) gerçekleştirdikleri ilk Hollywood prodüksiyonu olan filmin konusu; Birinci Dünya Savaşı sırasında Doğu Anadolu’da, Van’da geçiyor. Amerikalı bir hemşirenin (Hera Hilmar – Da Vinci’nin Şeytanları) gözünden anlatılan filmin diğer başrollerinde, Oscar ödüllü Ben Kingsley, Kara Şahin Düştü ve Pearl Harbor filmlerindeki performansıyla hafızlara kazınan Josh Hartnett, yakın dönemin popüler dizisi Game of Thrones’ta Daario Naharis karakteriyle tanıdığımız Michiel Huisman var.
Oyuncu kadrosunda Türkiye’den oyuncuların yer aldığı filmde: Halil Bey rolünde Haluk Bilginer ve Melih Paşa rolünde ilk defa bir Hollywood filminde rol alan Selçuk Yöntem izleyicilerin karşısına çıkıyor.