Schneider Electric, her bir çalışanının farklı ihtiyaçlarına yönelik yeni nesil çalışma modelleri tasarlıyor!

•Dünyanın lider şirketlerinden Schneider Electric, çalışanlarının mutluluğu ve sağlığını temel alan yeni nesil bir çalışma ortamı yaratmak üzere bir dizi projeye imza atıyor.

•Şirket, bir yandan kurduğu küçük ekiplerle yeni yöntemleri test ederken bir yandan gerçekleştirdiği araştırmaları baz alarak yeni nesil çalışma yöntemlerini derinleştirmeye odaklanıyor.

Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, çalışanlarının mutluluğunu ve refahını temel alan yeni nesil çalışma yöntemleri geliştirdiğini duyurdu. 180 yılı aşkın deneyimiyle 100’den fazla ülkede, 144 bin çalışanıyla iş dünyasının liderleri arasında yer alan şirket, geleceğin çalışma ortamını yaratacak bir dizi çalışma gerçekleştirdiğini açıkladı.

Yeni stratejileriyle iş yaşamını derinden değiştirmeyi ve uzun soluklu bir dönüşüm yaratmayı hedeflediklerini dile getiren Schneider Electric İnsan KaynaklarıBaşkan Yardımcısı Olivier Blum; “19.000 kişinin katılımıyla yapılan anket sonucunda hazırlanan Harvard Business Review makalesinde insanların dört temel ihtiyacı -yenilenme (fiziksel), değer (duygusal), odak (zihinsel) ve amaç (ruhani)- karşılandığında daha iyi hissettiklerini ve daha sürdürülebilir bir performans sergilediklerini belirtiliyor. Bu gibi araştırmalarla sağlık ve refaha odaklanan iş yerleri ve başarılı çalışanlar arasında güçlü bir bağlantı olduğu kanıtlansa da organizasyonların sadece %14’ü bunu bir şirket önceliği olarak belirlemiş durumda. Dahası, insanların her gün yüzleştiği içsel bir çelişki var; gittikçe azalan kaynaklarla gittikçe daha fazlasını başarmanın bir yolunu bulmak. Bu, performansta odak kaybına ve devamında tükenmişliğe ve ilgisizliğe yol açma potansiyelini taşıyor. Organizasyonların aklına ilk gelen yöntem ise sağlıklı yaşam programlarına yatırım yapmak ancak bunun; bir tür geçici çözüm mahiyetinde olduğuna inanıyorum. Oysa konunun kökenine yönelik daha temelden bir dönüşüme odaklanmak, daha iyi bir strateji elde etmemizi sağlar. Biz Schneider Electric’te tam da bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz ve bu doğrultuda 360 derece tasarlanmış bir stratejiyle yol alıyoruz. Bu stratejiyi tasarlarken bireysel ve kolektif davranışları değiştirmenin uzun bir yolculuk olduğunun farkında olarak öncelikle temel prensipleri ele aldık. Oyunun kurallarını değiştirecek, enerjimizi daha akıllı kullanmamızı sağlayacak yöntemler geliştirdik. Hedefimiz ise çalışanlarımızın kendi eşsiz yaşam ve iş hayatlarını mutlu oldukları şekilde sürdürmelerine destek sunmak” dedi.

Schneider Electric, çalışanlarının fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı için adım adım uyguladığı strateji ile iş dünyasına örnek oluyor. Şirket ilk aşamada bu konuda farkındalığı artıracak eğitimlere ağırlık verdi. Schneider Electric’li 2.000 lider, sağlıklı yaşam eğitimlerine katılarak bu konuya bağlılıklarını gösterdiler. Bu bağlılık sayesinde bugün 38.000’in üzerinde Schneider Electric çalışanı farkındalık ve eğitim seanslarında yer aldı.

Şirket aynı zamanda sağlıklı yaşam laboratuvarları kurarak çalışmalarının derinleşmesini hedefliyor. Bu kapsamda oluşturulan ekipler, iş yapış biçimini değiştirecek yöntemleri uygulamaya koyuyor ve başarısı kanıtlanan metotların genele yayılması planlanıyor.

Başlangıçtan itibaren, laboratuvarlar kolektif bir süreç olarak ele alındı, birlikte tasarım ve uygulama teşvik edildi. Bunu gerçekleştirmek ve insanların hayatlarında bir fark yaratma potansiyeli taşıyan fikirleri toplamak amacıyla iş dünyasında bir ilk olarak küresel bir kitle kaynaklı çalışma kampanyası başlatıldı.

Şu an, “Mutlu Esneme”, “Haftalık Yoga”, “Duyarlı Toplantılar”, “Günde 10,000 Adım”, “Gün Ortası Kısa Uyku”; “Zaman Kaybını Engelle”, “Sosyal Sorumluluk Etkinlikleri” gibi birçok proje üzerinde çalışan 1.000’den fazla laboratuvar aktif durumda.

Güçlü ve mutlu bir ekip yaratmak mümkün

Schneider Electric, çalışanlarının iş ve özel yaşamlarındaki refahını artırmak ve bu alandaki çalışmalarını derinleştirmek üzere özel bir araştırma da gerçekleştirdi. Buna göre; insanların özel hayatları ve işleri hakkında seçim yapma konusunda gerçekten güçlendirilmedikleri sürece sağlıklarını ve mutluluklarını koruma ihtimallerinin düşük olduğunu saptadı. Bu bilgiden yola çıkan Schneider Electric, belirlediği 3 temel alanda çalışmalarına ağırlık veriyor:

• •Esneklik
• •Yeni çalışma yolları
• •Kültür & Liderlik

Esneklik kişiselleşiyor ve bugün çalışanların %51’i daha esnek çalışma seçenekleri talep ediyor. Bu doğrultuda Schneider Electric, insanlara sadece çalışma saatlerini belirleme seçeneği vermek yerine, iş yeri esnekliği, çalışma saatleri esnekliği ve esnek/kapsayıcı bir çalışma ortamı etrafında şekillenen bir akıllı çalışma kültürüne odaklanıyor.

Akıllı telefonlar -kapalı olsa dahi- ulaşılabilecek bir konumda olduğunda insanların zihinsel kapasitesi önemli derecede azalıyor. Dijital dünyanın pek çok avantajının yanı sıra sürekli ‘bağlantıda’ kalmanın yarattığı stresin önüne geçmek üzere Schneider Electric, üretken toplantılar ve e-posta ve teknolojinin verimli kullanımı gibi yeni çalışma yolları tasarlıyor.

Liderlerin tutumu, insanların işlerini yapmak için kendilerini güvende ve güçlü hissedeceği bir ortam yaratma konusunda maksimum etkiye sahip. Aynı zamanda yüksek performans fiziksel ve zihinsel fedakârlık gerektirmiyor. Örneğin; Schneider Electric’in başlattığı #FreeUpYourEnergy girişimiyle liderler, işi çok yakından takip etmek yerine, işin zamanında bitirilmesi için çalışanlara güvenmeleri ve onlara güçlenebilecekleri bir ortam sunmaları yönünde teşvik ediliyor.

Geleceğin iş yerini tasarlıyor

Schneider Electric yenilikçi çalışma stratejisiyle paralel olarak iş yerlerinin çehresini de değiştiriyor. Küresel tasarım prensiplerinden de yararlanılarak iş yerleri yeniden tasarlanıyor. İş yerinin her yönü; konum, ulaşılabilirlik, mimari, düzen, tasarım ve mobilya dahil olmak üzere mevcut kaynakların en makul kullanımı yoluyla yeniden şekillendiriliyor. Böylece çalışma ortamları yalnızca en yeni ve en kusursuz güvenlik imkanlarını içermekle kalmayacak, sağlığı, yeniliği, kapsayıcılığı ve performansı da artıracak. Bu tasarımların gerçeğe dönüştüğü ofislerde, mekanın hedeflenen değerleri yaratmadaki önemi de ortaya çıkıyor.