Polisan Kansai Boya’nın yeni üretim tesisleri artık LEED GOLD sertifikalı
Türkiye’nin lider boya markası Polisan Kansai Boya’nın, 50 milyon Euroluk yatırım ile Gebze Kimya İhtisas Sanayi Bölgesinde kurduğu yeni boya üretim ve depolama tesisi, dünyanın en önemli çevresel sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği ödülü olan LEED GOLD sertifikası aldı. Polisan Kansai Boya, Türkiye’de boya üretimi alanında bu sertifikaya lâyık görülen ilk tesis unvanının da sahibi oldu.
Polisan Kansai Boya’nın yeni üretim tesisleri, çevreci özelliğini LEED (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) GOLD sertifikası ile belgeledi. Tesis, enerji verimliliği, ekolojik ürün kullanımı ve doğal yaşamın korunması çerçevesinde tasarlanmasıyla, Türkiye’de boya üretimi alanında bu sertifikaya lâyık görülen ilk tesis unvanının da sahibi oldu.
LEED sertifikası, ABD Yeşil Bina Konseyi U.S. GBCI (U.S. Green Building Certification İnstitute) tarafından geliştirilen, dünyada bilinirliği en yüksek yeşil bina sertifikasyonu olarak kabul ediliyor.
Türkiye’de, 21 tane Yeni Bina kategorisinde, 4 tane de Mevcut Bina kategorisinde LEED GOLD sertifikalı üretim binası bulunuyor. Dünya’da aynı sertifikaya sahip üretim tesisi sayısı ise 308.
Türkiye’nin İnşaat Boyalarındaki Tüm İhtiyacını Karşılayacak Kapasitede
Polisan Kansai Boya’nın, 50 milyon Euroluk yatırım ile Gebze Kimya İhtisas Sanayi Bölgesinde 142 bin metrekare alan üzerinde, üç vardiyada 540 bin tona kadar çıkabilecek kapasiteye sahip yeni boya üretim ve depolama tesisi Ocak 2019’da faaliyetine başladı. Polisan Kansai Boya, bu kapasite Türkiye’nin inşaat boyalarındaki tüm ihtiyacını karşılayacak büyüklüğe ulaştı.
Tesis, LEED GOLD Standartları Uyarınca Yapıldı
Polisan Kansa Boya’nın yeni üretim tesisinin tasarım ve inşaatı; küresel iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sağlamak, bireysel insan sağlığını geliştirmek, su kaynaklarını korumak, biyolojik çeşitlilik ve ekosistemi korumak, sürdürülebilir ve rejeneratif malzeme döngüsünü teşvik etmek, yeşil ekonomi kurmak ve toplum yaşam kalitesini arttırmak amacıyla LEED GOLD standartları doğrultusunda hayata geçirildi.
Buna göre; proje, karayolundaki araç sayısını azaltmak ve otopark için arazi gelişimini azaltmak için toplu taşıma araçlarının yakınında yer aldı. Çalışanları bisiklet kullanmaya teşvik etmek için bisiklet rafları sağlandı.
İnşaat faaliyetlerinden kaynaklanan kirlilik, toprak erozyonu, suyolu sedimantasyonu ve havadan kaynaklanan toz oluşumunu kontrol edilirken, ısı adası etkisi açık renk sert zemin ve çatı malzemeleri ile azaltıldı.
Çatıya gelen yağmursuyu deşarj edilmeden önce toplanıp, arıtıldıktan sonra bu su peyzaj sulamada ve tuvalet muslukları gibi iç mekan sularında kullanılıyor. Sulamada ve tuvaletlerde kullanılmayan yağmur suyu, kirlenmeden kaynaklanan çevresel etkiyi en aza indirgemek için arıtıldıktan sonra tahliye ediliyor.
Tesisin tarla alanının % 12’si yeşil alan olarak tasarlandı ve yeşil alanların % 56’sı bölgenin yerel ekosistemine ait sulama dışı bitkilerde kullanıldı. Tüm yeşil alanlar çalışanların kullanımına izin verecek şekilde tasarlandı. Buna ek olarak, insanların peyzaj alanı dışında zaman geçirebilecekleri sosyal alanlarda da oluşturuldu.
Yağmur Suyundan Faydalanılarak % 100 Tasarruf sağlandı
Yağmur suyundan elde edilen su; tuvalet musluklarında, üretimde ve peyzaj sulamada kullanılarak, su kullanımında % 100 tasarruf edildi. Seçilmiş su tasarruflu aydınlatma armatürlerine sahip geleneksel bir binaya kıyasla % 46 su verimliliği sağlanırken, tuvaletteki toplam su tüketimi yağmur suyundan sağlandığı için toplam su tüketimi % 75 oranında azaltıldı.
4 borulu fan-coil üniteleri üretim binası ofis alanlarında hem havalandırma hem de ısıtma-soğutma için kullanılırken, böylece fazla kanalların maliyeti tasarruf edildi. Ek olarak, çatı yangın tahliye kapakları gün ışığından maksimum yararlanacak şeklinde tasarlandı. Böylelikle iç mekanlarda aydınlatma için kullanılan enerji verimli led armatürlerin daha verimli ve düşük tüketimle çalışması sağlandı.
% 30 daha düşük enerji tüketim oranına sahip
İç mekanlarda insan sağlığına zarar vermeyen, uçucu organik bileşik değerlerinin düşük olduğu yapı kimyasalları kullanılırken, iç mekan hava kalitesinin sigara dumanından etkilenmemesi için sigara içilen alanlar binalardan uzak alanlara yerleştirildi. Tasarım yapılırken, kullanıcıların konforu göz önünde bulundurularak tüm alanlarda termostat kontrolü uygulandı ve iç mekan hava kalitesinin yüksek değerlerde tutulmasına önem verildi.
Binanın mekanik sistemlerini otomasyon sistemi ile izlemek ve herhangi bir problem durumunda derhal müdahale etmek mümkün oluyor. Tesis, tipik enerji verimli bir binaya oranla % 30 daha düşük enerji tüketim oranına sahip olacak şekilde tasarlandı.