Özge Ulusoy sakatlanınca hayatı değişti
Konservatuarda bale eğitimi alırken talihsiz bir kaza sebebiyle baleyi bırakmak zorunda kalan ve böylece modelliğe adım atan Özge Ulusoy her gün kendine kattığı başarılarla, kendi yolunda hızla ilerlemeye devam ediyor. Şimdi HeyCanlı adında bir magazin programı sunan Özge Ulusoy ekranlarda olmayı sevdiğini özellikle belirtiyor… Adım attığı her alanda başarılarıyla adından söz ettiren Özge Ulusoy bu ay MAG Dergi kapak konuğu oldu. Güzelliği ve pozitif enerjisiyle Sofa Hotel’de kendisiyle MAG Dergi’ye özel harika bir çekim gerçekleştirdik…
Bize bilinmeyen yönlerinizden söz eder misiniz? Mesela Özge Ulusoy’un bir günü nasıl geçiyor?
Sabahları çok geç kalkan biri değilim geç yatsam bile erken uyanırım. Uykuyu pek sevmiyorum açıkçası hatta bazen bana zaman kaybı gibi geliyor. Eğer boş günümse evimde güzel bir kahvaltı sonrasında Masc Pilates’de pilates dersime giderim. Rutin bakımlarım varsa kuaförüm Kanyon Ata’ya gider saç ve el bakımımı yaptırırım. Cilt bakımım için de Yıldız Kızılcan’a giderim. Arkadaşlarımla vakit geçirmekten çok keyif alırım. Uzun sohbetli yemekler favorim. Sonrasında da evime gelir yatmadan önce mutlaka kitabımı okurum. Eğer iş günüm ise tüm programım ona göre olur zaten. Sabahları uyanınca ilk işim bir bardak ılık limonlu, bir bardak da normal su içmek. Cilt bakımıma ve temizliğine önem gösteririm, gündüz ve gece için kremlerimi asla ihmal etmem.
Her işin belirli zorluklar vardır… Mankenlik dışarıdan bakıldığında çok özel ve eğlenceli bir meslek… Peki mankenliğin size zor gelen yönleri neler?
Benim mesleğim doğru yapıldığında dünyanın en keyifli işi. Bazen çalıştığım ortamlarda o kadar iyi vakit geçiriyorum ki çalışıyormuş gibi bile hissetmiyorum. En zor yanı ise kendinize çok özen göstermeniz ve camiada saygın bir isim edinmek için disiplinli çalışmanız. Bu iki kural da bana zor gelmiyor. Çünkü sağlıklı ve bakımlı yaşama huyum zaten annemden geçmiş. disiplin ise bale geçmişimden bir alışkanlık. Her yere zamanında yetişen, birçok işi bir arada organize edebilen bir yapım var. Bu yüzden bana zor bir yanı yok açıkçası.
Defilelerin en gözde mankenlerinden bir tanesisiniz. Bize modanın en yakın takipçisi olarak 2013-2014 sezonu hakkında neler söylersiniz? Bu sezon neler moda, hangi renkler ön planda…?
Bu sezon geçen sonbahar kış sezonunda da olduğu gibi siyah ve grinin yanı sıra bordo, hardal sarısı, kırmızı, koyu yeşil ve mavi de gardırobumuzda yer alıyor. Özellikle bordo benim favorim. Kalem etek ve pantolonlar, eskitilmiş jeanler ve deri pantolonlar da vazgeçilmez olacak.
Sizce moda ne demek? Kendine yakışanı giymek mi, modayı takip etmek mi?
Bu soruya hep tek bir cevabım oldu. Modayı yakından takip edin ve moda parçaların içinden kendinize yakışanı seçin. Moda olan her şey bana da yakışmıyor. bazen başkasında beğensem bile kullanmadığım şeyler oluyor. Vücudumuz iyi tanımak en önemli kural. Her vücut tipiyle çok şık olunabileceğine inanıyorum.
Mankenliğin dışında şimdi bir de magazin programı sunuyorsunuz. Daha önceden de “Bugün Ne Giysem” adlı programdaydınız. Hemen hemen her gün televizyonda olmak nasıl bir yaşam sistemini beraberinde getiriyor?
Magazin programı sunmak bana bu teklifle gelen ekibin kalitesine güvenmemle başladı. Magazinin içinde olup bu işi çok doğru yapan insanlar görüyorum ve bende aynı böyle bir ekiple çalışıyorum. Başta bana bu teklifle gelen Reşat Balcıoğlu olmak üzere Suavi Doğan, Ömür Sabuncuoğlu, Altan Çimen, Fatih Yılmaz, Timuçin Güner ve ismini şu an sayamadığım tüm ekip harika. Şu ara sadece haftada bir gün ekrandayım ama ben ekranda olmayı seviyorum. Beni izleyenlerin de bundan keyif aldığını görüp mutlu oluyorum. Kendimi geliştirmek için çabalayarak ilerlemeye çalışıyorum. Ekranlarda kalıcı olmak ve kaliteli işlerle var olmak en büyük hedefim. Bu sene yoğunlukla oyunculuğa eğilmek istiyorum… Gelen teklifleri değerlendiriyorum.
İş hayatındaki yorgunluğunuzu atmak için neler yapıyorsunuz?
Evde ailemle vakit geçirmek ve arkadaşlarımla olmak. Kısacası sevdiklerimin enerjileri benim dinlenmemi sağlıyor.
Çok hoş bir fiziğe ve güzel bir cilde sahipsiniz… Okurlarımıza güzellik sırlarınızdan bahseder misiniz?
Yukarda bahsettiğim gibi cilt temizliği ve bakımı benim için çok önemli. Kullandığım ürünleri kaliteli seçiyorum. Kaliteli demek pahalı demek değil önemli olan içeriği. Genelde doğal ürünleri kullanıyorum. Günde iki litre su ise güzel bir cildin en büyük sırrı. Dikkatli beslenmek de tabii. Yediklerime kilomu korumaktan ziyade sağlıklı olmak için dikkat ediyorum. Ayrıca güzellik ve bakımla ilgili çok okuyup çok araştırıyorum.
Biraz da geçmişten bahsedelim… Mesela küçükken bu kadar ünlü ve beğenilen biri olmayı düşünür müydünüz? Küçükken ileride hangi meslekte olmayı hayal ederdiniz?
Ben konservatuar hayatım boyunca hep çok idealist bir balerindim. Başka bir mesleği hiç hayal etmedim. Ama sanki hep içimde bir yerde insanların tanıdığı biri olacağıma dair bir his vardı. Sakatlanmamın sonrasında ise etraftan gelen fikirleri de dinleyerek modelliğe yöneldim. Ama küçükken bile hangi işi yaparsam yapayım büyük bir aşk ve disiplinle yapacağımı biliyordum.
Sinema projeniz var mı? Sizi yakın zamanda beyaz perde de görebilecek miyiz?
Evet bu yaz bir sinema projesinde başrollerden birinde oynadım. Kış aylarında gösterimde olacak. Ama henüz bunla ilgili açıklama yapamıyoruz zamanı gelince yapacağız.
İleride kendinizi nerede görüyorsunuz ya da görmek istiyorsunuz?
Öncelikle kendimi iyi bir anne olarak görmek istiyorum. Zamanı gelince de olacağıma inanıyorum. Aynı zamanda da çalışan başarılı bir kadın olarak görmek isterim kendimi. Dediğim gibi ekranlarda kalıcı olmak amacım ve tabii ki ikinci üniversitemde eğitimini aldığım küratörlük üzerine de bir şeyler yapmayı hayal ediyorum. Kendi sanat galerime sahip olabilmek de isteklerim arasında…