Otizmde erken tanı ve eğitim modeli
Tohum Otizm Vakfı tarafından, Ocak – Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul’da yürütülen proje kapsamında; 18-36 aylık çocukların otizm riski açısından taranması ve tanılanmasını gerçekleştirilmiş; otizm tanısı almış 0-6 yaş aralığındaki çocukların eğitim sisteminde yer almaları ve aldıkları eğitimin niteliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülerek bir model oluşturulmuştur.
9.010 çocuk otizm risk taramasından geçti
İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve Tohum Otizm Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü ortaklığında yürütülen ‘Otizmde Tarama, Tanılama ve Eğitim Modelinin Geliştirilmesi Projesi’ Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Erdoğan Kocayiğit’in katıldığı, Prof. Dr. Özgür Öner’in proje ve otizm hakkında bilgiler verdiği aile hekimleri, aile sağlığı elemanları ve psikologlardan oluşan yaklaşık 70 kişinin katılımıyla gerçekleşen eğitim ile başlamıştır.
Eğitimin devamında ise İstanbul’da 2017 Aralık ayına kadar gönüllü aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tarafından Aile Sağlığı Merkezlerine gelen 18-36 aylık toplam 9.010 çocuk otizm tarama ölçeği (M-CHAT) yazılımı kullanılarak otizm riski taramasından geçirilmiştir. Tarama sonunda ilk aşamada 911 çocuk, ikinci aşamada 322 çocuk riskli bulunmuştur. Muayenesi yapılan 234 çocuktan 73 çocuk otizm tanısı almıştır. Otizm riski taraması İstanbul’da 31 ilçede 127 Aile Sağlık Merkezlerinden 167 aile hekimi, 88 aile sağlık elemanı olmak üzere toplam 255 gönüllü tarafından gerçekleştirilmiştir.
Proje ile Örnek Model Oluşturuldu
Otizmin görülme sıklığı günümüzde çok büyük bir hızla artmaktadır. Bugün doğan her 68 çocuktan biri otizm riski ile dünyaya gelmektedir. Dünyada her 20 dakikada bir çocuk otizm tanısı almaktadır. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisi ise; erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitimdir. Erken tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte, gelişim sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı kalmayabilmektedir. Otizmde olabildiğince erken dönemde (18 ay civarı) tanı koyabilmek ve otizm tanısı almış çocukların haftada en az 30 saati bulan yoğun bir eğitim almalarını sağlamak büyük önem taşımaktadır. Özellikle 3 ile 5 yaş arasında bu yoğun eğitim çok kıymetlidir.
Proje ile oluşturulan modelde; Aile Sağlığı Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ve hastaneler gibi sağlık alanında; Rehberlik ve Araştırma Merkezleri, Okul Öncesi Eğitim Kurumları gibi eğitim alanında ve Engelliler Merkezi gibi sosyal sosyal hizmet alanında hizmet veren kurumlar arasında koordinasyon ve iletişimin artırılması sağlanmıştır.
Ayrıca bir çocuğun otizm riski taramasının yapılması, tanı alması, çocuğa nitelikli eğitim sunulması aşamalarının bütüncül bir yaklaşımla gerçekleşmesi sağlanmış tüm bunların bütüncül yaklaşımla gerçekleşmesinin önemine yönelik farkındalık yaratılmıştır.