Mimarlık mühendislerle masaya yatırıldı
Bu yıl ikincisi düzenlenen Mimarlık Haftası etkinliklerinin üçüncü gününde mimarlık, mühendislerle masaya yatırıldı.
Kreatif Mimarlık Kurucu Ortağı Aydan Volkan’ın moderatörlüğünü yaptığı “Mühendislerle Mimarlık” oturumuna İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, Enkom Mühendislik Kurucusu, Şirket Müdürü Belgin Pekcan, Ekotasarım Genel Müdürü Gürkan Görgün ve FMT Cephe Danışmanlık Genel Müdürü Haldun Yılmaz konuşmacı olarak katıldı.
Mimar ve mühendislerin ortak çalışmasını büyük bir orkestraya benzeterek oturumu açan Aydan Volkan, mimarlığı ortak üretim modeli olarak gördüğünü söyledi ve “Hayal ettiğiniz yapının işverenin ihtiyaç programına uygun olması için mühendislik disiplininin ortak paydası olması önemli. Mühendisler de tasarım yaratıyor. Mimarların tasarımlarıyla entegreler ve bu entegrasyona önem vermemiz gerekiyor,” diye konuştu.
Kılıç: “Yangın sadece tasarımla önlenir”
Türkiye’de yangın güvenliği konusunda önde gelen isimlerden Abdurrahman Kılıç, “Tasarım yaparken öncelikle yönetmelikleri esas alın. Önce güvenlik deyin,” diyerek sözlerine başladı ve “Yangın güvenliğinde birinci öncelik insan hayatıdır. İlk önlem halkın eğitimi daha sonra koruyucuların yani mimar ve mühendislerin eğitimidir. İkincisi binalarda alınan önlemlerdir. Yangın sadece tasarımla önlenir, tasarımla söndürülür, itfaiyeyle değil. Üçüncüsü alt yapı ve dördüncüsü itfaiyenin eğitim ve teknik gücüdür,” dedi. Türkiye’de yılda yaklaşık 120 bin yangın çıktığını ve yarısının konutlarda meydana geldiğini söyleyen Kılıç “İnsana değer veren ülkelere baktığınızda yangın önlemlerine değer verildiğini görüyorsunuz. Önce tedbir sonra tevekkül olması lazım. Mimar önce çıkışları düzenleyecek. Bir ortamda iki ayrı çıkış varsa insan ölmez,” diye devam etti ve ekledi: “Birinci sırada daima binanın fonksiyonel olması, ikinci sıradaysa güvenli olması vardır. Sonrasında konfor, estetik, ekonomik işletilebilirlik, sürdürülebilirlik gelir ama önemli olan ilk ikisidir. Yangın bu ikinci aşamadır. Daha çizgi çizerken yangın kaçışları çizilir. İstanbul için yangın yönetmeliği ilk olarak 1992’de, Türkiye için 2002’de çıkarıldı. Güvenliği esas almak için yönetmeliği esas almalıdır.”
Pekcan: “Mimar gözüyle bakıyoruz”
Belgin Pekcan, “Elektrik mühendisi olarak mimarlarla iç içe çalışıyoruz. Mimari tasarım varlığımızın sebebi diyebilirim. Elektriğin proje bölümü olarak konuyu ele aldığımızda bir şeyi tasarlayabilmemiz için burada her zaman bir mimari tasarıma ihtiyacımız var. Mimari binanın kapsamı doğrultusunda teknik birtakım ihtiyaçları ön görüyoruz. Yapı üretim sürecinde sıklıkla bir aradayız ve etkileşim içindeyiz. Bir yapıyı düzgün şekilde ortaya çıkarmaya çalışıyoruz,” dedi ve şöyle devam etti: “Mimar gözünde o projenin ruhunu anlamaya çalışıyoruz. Mimar gözüyle bakıyoruz. Mimarın ne anlatmak istediğini anladığımız zaman teknik doneleri oluştururken o yapıyı bozmamaya çalışıyor, ne kadar az zarar verebiliriz diye düşünüyoruz.”
Görgün: “Koordinasyon toplantıları ve bilgi akışı sağlıklı olmalı”
Gürkan Görgün, bir mimari tasarımını başarısının bu mimari tasarımı oluşturan paydaşların birbiriyle olan ilişkisinde yattığına dikkat çekti. “Tasarım süreci yapılırken en önemli etmenlerden bir tanesi koordinasyon toplantıları ve her paydaşın bilgi akışını zamanında doğru olarak paylaşması. Birbirlerinin dillerinden anlamalarını gerektiren bir konu. Oysa son zamanlarda yapılan hatalardan biri mimarın kendi ekibini oluşturması yerine işverenin en ucuz şekilde olması için birbirini tanımayan ekipler kurması ve herkesin ayrı telden çalması. Oysa tasarımın ruhu çok önemli. Güncel problemlerden diğer biriyse elemanların eğitim sorunu. Beklediğimiz eğitim kalitesine sahip değiller. Hocalarımıza rica edeceğiz tesisat konusuna ağırlık versinler” diyen Görgün, mimarlardan beklentilerini şöyle özetledi: “Mimarlardan beklentimiz sürdürülebilir tasarım ruhuna inanmaları ve bize destek olmaları. Dünya şu anda sıfır enerji binalarını geçti, artık enerji üreten binalar var. Kendi tükettiğinden fazlasını sisteme aktarıyor. Bizde şu anda bilinmiyor. Kendimizi geliştirmemiz şart. Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) sistemi gelişmeye açık bir konu. Birkaç seneden beri büyük projelerde yapıldığı iddia ediliyor. Hakkıyla yapıldığını göremiyoruz. Bu konuda çalışırsanız rakiplerinize karşı rahat edersiniz.”
Yılmaz: “İşvereni cephe danışmanlığına ihtiyaç olduğuna mimar ikna ediyor”
Haldun Yılmaz “Cephe danışmanlığının geçmişi eskiye dayanmıyor. Uluslararası 30-35 senelik bir geçmişi var. Türkiye’de 10 yılı aştı ama oturmuş bir sistem değil. İçinde çok sayıda teknik ve mühendislik danışmanlığı barındıran bir alan. Mimarın talebini, tasarımını, binadan beklenen fonksiyonu, gerçeğe dönüştüren bir disipliniz,” diyerek konuşmasına başladı ve “Bizim hizmetimize gerek olduğunu işverene ikna eden mimar oluyor. Yaptığımız tüm sözleşmelerde mimarın da onayının alındığını söyleyebilirim. Zaman yönetimi ve karar aşamaları dışında sıkıntımız yok. Kararlar verildiği sürece rahat çalışabiliyoruz,” dedi.
YEM’in Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında ikinci günün “İnşaat Mühendisleriyle Mimarlık” konulu ikinci oturumunda mimar ve mühendislerin aynı dili konuşmasının önemi vurgulandı. Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Kurucu Ortağı Hasan Çalışlar’ın oturum başkanlığındaki ikinci oturuma İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Birimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Cem Çelik, İz Mühendislik / Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Selçuk İz, İnşaat Mühendisi, Yazar Yaşar Yılmaz ve YBT Yapısal Tasarım Hizmetleri Kurucusu Yusuf B. Tımbır panelist olarak katıldı.
Mimarlarla mühendisler arasında çekişme olduğu iddialarını sorgulayarak oturumu başlatan Hasan Çalışlar “Eskiden mimar ve mühendis aynı kişiydi çelik icat edildi ve farklı meslekler ortaya çıktı,” dedi.
Yaşar Yılmaz: “Müzelere gidin, orada çizimler yapın”
Anadolu’nun mühendislik ve mimarlık tarihi açısından çok zengin olduğuna dikkat çekerek sözü alan Yaşar Yılmaz, “Avcı toplayıcı toplumdan sonra dünyada tespit edilen ilk yerleşme Çatalhöyük’te atılmıştır. İkincisi Hitit mühendisliği ve mimarlığı. Hattuşaş’ı inceleyin. Üçüncü aşama Milet. Esas olan coğrafyanın mühendislik ve mimarlık tarihidir. Zengin bir geçmiş üzerinde yaşıyoruz. Tarih bilinci önemli, müzelere gidin, orada çizimler yapın,” diye konuştu. Yerelden evrensele çıkacak bir çalışma yapabilmek için Anadolu’nun zengin kültürünü bilmenin gereğini vurgulayan Yılmaz, iyi bir mimarın uluslararası düzeyde şahsiyetli bir proje üretmesi için geçmişi ve günümüz modern teknolojisini bilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Tımbır: “Mimarlar tasarımın daha başında mühendisleri işin içine sokmalıdır”
Yusuf B. Tımbır “Mühendisler mimarlarla çalışmaya başladıkları zaman mimarın mühendise tasarım için pay bırakması gerekiyor. Eğer hesap makinesiymiş gibi bakarsanız çözümsüzlük yaşanabiliyor. Tasarımın başında yapı mühendisinin fikrini almak gerekir. Mimar eğer taşıyıcı sistem için yapı mühendisini zamanından önce hayata sokarsa, fikir alırsa, ana strüktürü oluşturursunuz ve bütün mekân kurulumunu ona göre yaparsınız. Süreçte her türlü kavga iş bittikten sonra unutuluyor. Ama kötü sonuç yaşandığı sürece size yansıyor. Mimarlar tasarımın daha başında mühendisleri işin içine sokmalıdır,” diyen Tımbır sözlerine şöyle devam etti: “Yeteneklerinizi sınırlandıracak hiçbir şeyin içine girmemelisiniz. Yazılım bir araç. Amaç olursa beyin hücrelerinizi öldürür. Bağımlısı olursanız sizi atıl hale getirir. Olayın içine girdikten sonra mimarla sahici bir diyalog kurmanız lazım. Düşündüğü konsepti, ana fikri, anladığınız zaman konuşamayacağınız bir mimar yoktur.”
İz: “Ana işverenimiz mimarlar”
Selçuk İz ise inşaat mühendisliğinin mimarlıktan biraz daha fazla cezai sorumluluğu olan bir dal olduğuna dikkat çekti ve “Beş yıl sonra siz aranıyorsunuz, mimar aranmıyor. Mimarlardan beklentimiz detayları iyi hazırlanmış projeler. Hiçbir proje şantiyede çözülerek yapılamıyor. Detayları iyi çözülmüş, şantiyede yoruma açık olmayan, mimari detaylar kurgulanmış ve statik taşıyıcı sistemi kurgulanmış bir projeyi daha hızlı yapıyoruz. Şantiyede her zaman kolaya ve ucuza kaçılabilir. Bizim kavgalarımız işin iyi olması için. Ana işverenimiz mimarlardır,” diye konuştu.
Çelik: “Öğrencilikten itibaren aynı dili konuşmak lazım”
Oğuz Cem Çelik “Güvenlik açısından en ağır sorumluluğu alarak tasarım sürecine katılıyor, yapı mühendisliği yapıyoruz,” diyerek sözlerine başladı ve “Aynı dili konuşmayınca kopukluk kendiliğinden geliyor. Mimarları ve Mühendislerin öğrencilikten itibaren birlikte çalışmayı öğrenmesi lazım. Birlikte yarışmalara katılabilir ve ortak ders alabilirler. Öğrencilere işi sevdirmenin yolu olan şantiye ziyaretleri artık mümkün olmuyor. Staj imkânlarından maksimum faydayı sağlayacak şekilde yararlanmalılar. Binaları sadece mimari olarak değil, yapısal olarak da incelemeliler. Mimarlık öğrencisinden ne bekliyorum? İlgi bekliyorum. Merak önemli. Mühendislerle konuşacak kadar bilgi düzeyinde olmalarını bekliyorum. Türkiye’de bu seviyede mimar sayısı çok fazla,” dedi.
Assa Abloy ve Şişecam Düzcam ana sponsorluğunda; Bocchi, Braas Çatı Sistemleri, Işıklar Tuğla, Rapsel ve Türk Ytong sponsorluğunda gerçekleşen Mimarlık Haftası etkinlikleri, 2-6 Ekim 2017 tarihleri arasında YEM’de izlenebilir.