Mehmet Uçum TÜMSİAD’da konuştu
Referandum için Evet kararını açıklayan TÜMSİAD, İstanbul ilçe temsilcileri ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Mehmet Uçum’u bir araya getirdi. TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan ve TÜMSİAD İstanbul Şube Başkanı Soner Biber’in de katıldığı toplantıda Uçum, temsilcilerin sorularını cevapladı. “20. yüzyılda çözmemiz gereken sorunları dışlayıcı devlet anlayışı yüzünden 21. yüzyıla bıraktık.” diyen Uçum, “Oluşan bu dışlayıcı devlet anlayışı toplumun her kesimi üzerinde, milliyetçi ve dindar kesimle birlikte, Aleviler, azınlıklar ve Kürtler üzerinde baskı kurdu. Tarihi referandumla birlikte yapılan tüm anayasal değişiklikler dışlayıcı devlet anlayışına da son verecektir.” açıklamasında bulundu.
TÜMSİAD İstanbul ilçe temsilcileri ile 16 Nisan’da gerçekleşecek olan referandum detaylarının paylaşıldığı toplantıda TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan; “TÜMSİAD olarak referandum ile ilgili tavrını ilk ortaya koyan sivil toplum kuruluşlarının başında geliyoruz. Referandumla birlikte üretimimizin devam etmesini ve ihracat yapmayı da çok önemsiyoruz. Ülkemizi daha iyi yerlere getirebilmek için uğraşmaya, üretmeye devam edeceğiz.” dedi. Neden evet dendiğini ülkemizde en iyi anlatan isimlerin başında gelen hukukçu Mehmet Uçum’u TÜMSİAD’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Doğan, “Referandum Türkiye’nin geleceği açısından tarihi önem taşıyor.” şeklinde konuştu.
20. Yüzyılın Enstrümanlarıyla 21. Yüzyılı Yakalayamayız
16 Nisan’daki referandumda ”Evet” çıkmasıyla Türkiye’de halkın asli kurucu iradesinin tescilleneceğini belirten Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Biz mevcut sistemle devam edemeyiz. Biz daktilo ile e-mail atmaya çalışıyoruz. Biz eski araçla yeni ihtiyaçlara cevap vermeye çalışıyoruz. Bunu yapamayız” dedi.
“15 Temmuz Milli Demokratik Halk Devrimidir”
Küresel seviyede hiçbir şeyin 15 Temmuz öncesiyle aynı olmadığını belirten Uçum; “15 Temmuz’da canını hiçe sayarak sokağa çıkan halk kendini ifade etme hakkını teslim etmek istemedi ve 15 Temmuz’da yeni bir millet iradesi ortaya çıktı. Bu direniş halkın devrimidir. Bu anayasa değişikliği de bu devrimin siyasi bir sonucudur.” şeklinde konuştu.
“Onların İddia Ettiği Fesih Şuanda Var”
Yeni anayasa değişikliğindeki fesih tartışmalarına da değinen Uçum sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün dile getirilen manada fesih şimdiki sistemde var. Bu tek taraflı bir fesih. Cumhurbaşkanı meclisi fes ettiğinde tekrar seçime gidiliyor, meclis yenileniyor ama Cumhurbaşkanı görevine devam edebiliyor. Oysa önerilen modelde seçimlerin yenilenmesi kararı verildiğinde hem bu kararı alan Cumhurbaşkanı hem de meclis seçime gidiyor. Yani çift taraflı bir sonuç doğuruyor bu sistem. Peki, Cumhurbaşkanı canı istediğinde bu yetkiyi kullanabilir mi? Hayır. Siyasi kriz veya tıkanıklık durumunda, o da her dönemde bir defa bu hakkı kullanabiliyor. Söz konusu durum Cumhurbaşkanına verilen bir yetki değil yükümlülüktür. Eğer sistemde tıkanıklık varsa gerektiğinde Cumhurbaşkanı kendini de feda edecektir. Cumhurbaşkanı bu yetkiyi ilk döneminde kullandıysa riske girmiş olacak ikinci dönemde kullandıysa kendi siyasi geleceğini düşünmemiş olacaktır.”