Mehmet Reis: İklim değişikliği tarımı tehdit ediyor
Dünya İklim Günü, iklim değişikliği ve küresel ısınmaya dikkat çekmek için her yıl 15 Mayıs’ta kutlanıyor. Küresel iklim değişikliğinin tehlikeli etkileri olduğunu vurgulamak ve toplumda bu farkındalığın oluşmasını sağlamak için çalışmalar sürdüren Reis Gıda, toplumun her kesimini duyarlı olmaya davet ediyor.
İklim değişikliğinin, tarımsal üretime ve su kaynaklarına olumsuz etkisi gıda güvencesi için tehdit oluştururken, gıda güvenliği açısından da büyük riskler taşıyor. Sera gazı ve gıda atığı kaynaklı karbon salınımı, çevre kirliliği ve çarpık kentleşme iklim değişikliğine neden oluyor. İklim değişikliği ise ani ve şiddetli yağışlara, aşırı soğuk ve aşırı kuraklığa, mevsimlerin değişimine, tarımsal üretimde ekim ve hasat döneminin gecikmesine sebep oluyor. İklim değişikliğine çözüm getirmeden doğayı koruyamayız diyen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, Dünya İklim Günü’ne dikkat çekiyor.
İklim değişikliğinin sonucu zorunlu göç
Küresel iklim değişikliği konusunda çalışmalar yürüten Mehmet Reis, “Bu yıl ülkemizde; hasat döneminde bazı ürünlerde gecikmeler yaşandı. Binlerce yıl öncesinde yaşamı destekleyen uygun iklim koşulları varken, tüm canlıların yaşamını tehlikeye sokacak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini şimdiden görmeye başladık. İklim uzmanları, aşırı hava olaylarının 1990’dan sonra iki katına çıktığını vurguluyor. Değişen iklim şartları, sınırlı olan doğal kaynakların sürdürülebilir biçimde yönetilmesini zorlaştırıyor. Ülkemizde tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan aileler, doğal kaynakların azalması, yaşam şartlarının kötüleşmesi nedeniyle yaşadıkları yerleri terk ediyorlar” dedi.
Tüm canlıların hayatlarından sorumluyuz
Mehmet Reis, “İklim değişikliği ile mücadelenin önemini anlayabilmek için küresel ısınmanın ekonomik boyutunu da dikkate almak gerekir. 2017 yılında dünya genelindeki afetlerin ekonomik kaybı 353 milyar dolar. Sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmek ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden kaçınmak için tüm ülkeler sera gazlarının salınımını kontrol altına alma girişimlerini hızlandırmalı ve küresel çalışmalar güçlendirilmelidir. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Raporuna göre, küresel sıcaklıkların sanayi öncesi döneme göre 2°C derecenin üzerine çıkması durumunda buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi doğal yaşam alanları ve insan hayatını doğrudan etki edecektir. Sürdürülebilir bir dünya düzeni için sadece bugünü değil, gelecekte tüm canlıların hayatlarından sorumlu olduğumuzu kabul etmeliyiz” dedi.