Medya terör haberlerinde sorumlu davranmalı
İstanbul Aydın Üniversitesi’nde düzenlenen “Terör ve Medya” panelinde medyanın terör olaylarına yaklaşımı ele alındı. Panelde “Medyanın terör olaylarını yansıtırken sorumlu davranarak terörün hain emellerine imkan vermemesi gerektiği” görüşü öne çıktı.
İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Ulusal Güvenlik ve Strateji Araştırma ve Uygulama Merkezi (USAM) tarafından düzenlenen “Terör ve Medya” paneline, İAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu ve Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün konuşmacı olarak katıldı. Açılış konuşmasını USAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Şevket Ayaz’ın yaptığı paneli, USAM Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kazan sundu.
“YASAL DÜZLEMDE KALDIK, TERÖR UZUN SÜRDÜ”
Açılış konuşmasına terörün tanımıyla başlayan USAM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Şevket Ayaz, “Terörün küresel anlamda kabul gören net bir tanımı yok. Bu nedenle bir tarafın terörist dediğine diğer taraf gerilla ya da özgürlük savaşçısı diyebiliyor. Ancak terör örgütlerinin amacı tek: Siyasal, toplumsal ve anayasal düzeni yıkmak. Bunun için de halk desteği bulabilmeleri şart. Halk desteği bulamayan terör örgütü sudan çıkmış balığa döner” diye konuştu. Konuşmasında terörün tarihine de değinen Yrd. Doç. Dr. Ayaz, tarihteki ilk teröristlerin Alamut Kalesi’ni ele geçiren Hasan Sabbah ve şürekasının olduğunu hatırlatarak, “Türkiye’nin terörden çok çekmesinin en önemli nedeni, Batı’nın Türkiye’nin jeostratejik önemi nedeniyle Türkiye’yi terörle oyalamasıdır. Terörü yasalar çerçevesinde yok etmeye çalıştığımız için uzun zamandır terörle mücadele ediyoruz. Yasa dışına çıksaydık bu kadar uzun sürmezdi” dedi.
“MEDYA DİKKATLİ DAVRANMALI”
Yrd. Doç. Dr. Ayaz’dan sonra söz alan USAM Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kazan, medyanın terör haberlerini veriş biçimine ilişkin örneklerden bahsettikten sonra “Terörün amacı çok kişiyi öldürmek değil, bir kişiyi öldürüp, bin kişiyi korkutmaktır. Bunu da ancak medyayla yapabilirler. Bu nedenle medyanın terörle ilgili haberleri verirken son derece duyarlı ve dikkatli davranması gerekir. Olayı haber olarak yansıtırken, istemeden de olsa, terörün çirkin sesini daha fazla duyurma amacına hizmet ediyor konumuna düşmemesi şarttır” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA TARİHİ SAVAŞLAR TARİHİDİR”
Sözlerine “Dünyanın siyasi tarihi aslında bir savaşlar tarihidir” diyerek başlayan İAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, emekli tümgeneral Dr. Naim Babüroğlu ise, terörün askerlerden çok sivil vatandaşlara zarar verdiğine dikkat çekti. 2’nci Dünya Savaşı’ndan bu yana büyük bir savaşın yaşanmadığını, ancak bu süreçte 60 milyon kişinin çatışmalarda öldüğünü kaydeden Babüroğlu, “Bu ölenlerin yüzde 90’dan fazlası sivil. Dolayısıyla dünyada savaşların çehresi değişti. Yapılan savaşlar artık düzenli ordu savaşları değil. Eskiden çocuklar babalarını gömerdi artık babalar çocuklarını gömmeye başladı” diye konuştu. ABD’nin eski Ulusal Güvenlik Danışmanlarından Zbigniew Brzezinski ile El-Kaide terör örgütünün elebaşı Usame bin Ladin’in SSCB’nin Afganistan’ı işgali sırasında çekilen bir fotoğrafını gösteren Babüroğlu, “ABD için terör örgütlerinin dünyanın başına bela olması mı önemli, yoksa bazı ülkelerin parçalanması mı? ABD için Orta Doğu’da önemli olan, enerji kaynaklarının ve İsrail’in güvenliğidir” ifadelerini kullandı. Suriye İç Savaşı ve Afrin’e gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekatı’na da değinen Babüroğlu, “Türkiye Menbiç ve Fırat’ın doğusuna müdahale etmedikçe sınırlarını güven altına alamaz. Zira Fırat’ın doğusunda, Suriye’nin yüzölçümünün yüzde 30’una denk gelen bir bölge bugün PYD/PKK terör örgütünün elindedir. Bu tehdidin yakın gelecekte Türkiye’ye yönelmemesi imkansızdır” dedi. Babüroğlu ayrıca, Türkiye’nin teröristle mücadelede son derece başarılı olmasına rağmen, terörle mücadelede, güçler arası senkronizasyon sorunu yaşaması nedeniyle yeterince başarılı olamadığını belirtti.
AFRİN’DE VURULAN TANK VE MEDYA
Son olarak söz alan Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün ise, 2013 yılında IŞİD tarafından kaçırılması sırasında yaşadıklarından kesitler anlattı. Esaret sürecini “IŞİD’in Elinde 40 Gün” adlı kitabında ayrıntılarıyla anlatan Aygün, medyanın terör haberlerini verirken takınması gereken tutumu bir örnekle özetledi. Zeytin Dalı Harekatı sırasında bir Türk tankının vurulduğunu hatırlatan Aygün, “Ben o olay sırasında çok yakındaydım. Vurulan tankın ilk fotoğrafını da ben çektim. Şu kadarını söyleyeyim; o fotoğrafı biz yayımlasaydık ülkede büyük bir infial uyanırdı. Ancak biz sorumlu bir yayıncılık örneği göstererek bunu yayımlamadık. Zira halkın terör karşısında morali bozulabilirdi. Daha da kötüsü, Türk Silahlı Kuvvetleri aciz gibi gösterilebilirdi. Bu nedenle, kendi alanımda bana büyük bir başarı getireceğini düşündüğüm o fotoğrafı yayımlamadım” diye konuştu.
Panel, plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.