DOLAR 34,5392
EURO 35,9893
ALTIN 3006,8
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    LÖSEV’den dünya çapında bir kanser sempozyumu

    LÖSEV’den dünya çapında bir kanser sempozyumu
    08.06.2022
    A+
    A-

    LÖSEV geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da dünya çapında bir kansersempozyumu gerçekleştirdi. Farklı ülkelerden onkoloji ve hematoloji alanındauzman bilim insanları, “İmmünoterapinin kemoterapinin yerini alır demek henüzerken. Kör erkeklerin ve gece vardiyasında çalışan kadınların kansere yakalanmaoranlarında artış görülmesine dair çalışmalara devam ediliyor.” şeklinde güncelçalışmalardan bahsederken, 2. Dünya Savaşı verileriyle Japonya’dan ABD’ye göçve artan kanser vakaları ile ‘batıya göçle kanserde paralel artış’ı tespitettiklerinin altını çizdi.

    LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı,Uluslararası Lösemili Çocuklar Ayı kapsamında geçtiğimiz hafta sonu Ankara’daönemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Dünyada kanser çalışmalarına hizmetveren önemli bilim insanları, ilki düzenlenen LÖSANTE – LÖSEV 1. Uluslararası Kanser ve Hayat Sempozyumu’yla, LÖSANTE Hastanesi’nde bir araya geldi. İlkgün gerçekleşen oturumlarda sağlık profesyonelleri ağırlanarak lösemi, kanser,sağlıklı beslenme ve kansere yol açan etmenler konuşuldu. Lösemi ve kansertedavisi süreçleri, gelişen teknolojilerle ve erken teşhislerle tedaviimkânları, moral ve motivasyonu yüksek tutmanın kanserle savaşmada önemi gibikonuların üzerinde duruldu. İkinci gün ise iyileşen kanser hastaları, hastayakınları ve gönüllüler katıldı. Sempozyuma Milano-Bicocca Üniversitesi’ndenProf. Andrea Biondi, Duisburg-Essen Üniversitesi’nden Prof. Dirk Reinhardt,Wageningen Üniversitesi’nden Prof. Ellen Kampman, Yale Üniversitesi’nden Anees Chagpargibi onkoloji, pediatri ve beslenme alanında uzmanlar katıldı.

    “İmmünoterapi kemoterapinin yerinialır demek için erken”

    Prof. Biondi yaptığı konuşmasındakanser tedavilerinde yüksek gelirli ve düşük gelirli ülkelerdeki yaşananfarklılıklara değinerek tedavi ile birlikte desteklenmesi gereken başlıklara davurgu yaptı. Kendisine yöneltilen immünoterapi ileride klasik kemoterapi gibikonvansiyonel terapinin yerini alır mı sorusuna karşılık şunları kaydetti, “Çokiyi sonuçlar aldık ama tamamen yerini almayacak. Bunun yerine başka bir şeygeçmesi için çok erken. Belirli adımlar var. Bir kısım zorlukları elimineedebiliyoruz. Özellikle yetişkinlerde çok iyi sonuçlar aldık. Bunlar tedavininbir parçası olacak immüno terapilerle de çok iyi gelişecek.”

    Hayat ritmi değişince kanser artıyor mu?

    Beslenme ve yaşam tarzının kanserleilişkili bağı hakkında anekdotları paylaşırken pestisite maruz kalmanınetkisini vurgulayan Prof. Kampman ise şu paylaşımlarda bulundu, “Tüm dünyadakanser tırmanmakta. Türkiye ile ilgili durum ne diye baktığımızda hala akciğerkanseri, meme kanseri en fazla görülen kanser çeşitleri. İkinci dünyasavaşından sonra Japonlar çok klasik yaşam tarzlarını ABD’ye geçincekoruyamadı. Göç ile paralel mide kanseri de arttı. Çok hızlı bir şekilde 1- 2 jenerasyoniçinde kanser artışı gözlendi. Genler bu kadar hızlı değişmiyor başka bir şeydeğişti o zaman. Pek çok kişinin kaygısı var ve kanser tüm dünyada artıyor.Kentleşme ve batı tarzı hayat yaşamakla paralel diyebiliriz.” Öte yandan kendisineyönlendirilen gece vardiyasında çalışan kadınlarda ve kör erkeklerde kanseringörülme sıklıklığı ile ilgili soruya ilişkin “Hayat ritmi değişiyor uyku düzenide değişiyor ve yine normal ritminizin dışına çıktığınızda kanser artıyor mu bunlarlailgili çok çalışma devam ediyor. Bu sorunun cevabını netleştirmek üzereçabalıyoruz.”

    8 Saat Ameliyat Sonrası Doktordan Hastasına,“Canımın İçi”

    İyileşen kanserhastası Necmettin Altun ve hasta yakını kızı Süheyla Yılmaz bu süreçtekideneyimlerini paylaşırken katılımcılara duygu dolu anlar yaşattı. NecmettinAltun yaşadıklarını şu sözlerle paylaştı, “Geçen sene bu tarihlerde tatildedenizde yüzüyordum maalesef geldikten sonra bir kan tahlili sonrasında veçeşitli MR’ların sonucunda bağırsakta tümör olduğunu ve karaciğere metastazyaptığını öğrendim. 8 saat süren çok ciddi bir ameliyat geçirdim. Ameliyatımınsonrasında sürekli kemoterapi aldım bu süreçte beni sürekli takip eden her günbeni bir tabirle milim milim takip eden doktorlarımıza teşekkür ediyorum.İnanın bu hastanenin en alt katındaki otoparktan en üst katındaki yönetiminekadar her noktada inanılmaz destek gördüm. 8 saat süren ameliyat sonrasıhocamın bana gelip içten bir şekilde ‘Canımın içi’ demesini unutamam. Onun içinLÖSANTE diyorum. Yaşanan tüm zorluklara rağmen iyi ki varsın LÖSEV diyorum.”

    “Ne Kadar Ağlarsan O kadar Hasta Olursun!

    İyileşen kanserhastası Necmettin Altun’un kızı Süheyla Yılmaz, ise yaşadıklarını şöyle ifadeetti.

    “Yaptığınız hiçbirişten lütfen bıkmayın. Zor bir süreç ama hayatın içinde her şey var. İnsanduygudan oluşan bir varlık. Lütfen hastanıza zaman ayırın. Sabır ve metanetlebu hastalığın şifasını önce LÖSANTE’de arayın sonra başka kapılara gidin.Haftada 1 kere ziyaret ediyorum hastaneyi sanki bir tiyatro sahnesi burası.Umut, neşe, mutluluk ve başarı var. Herkes çok güler yüzlü. Ne kadar ağlarsan okadar hasta olursun. Lütfen umutla mücadele etmeye devam edin. Çünkü ünlüşairin de dediği gibi ‘Yaşamak güzel şey doğrusu.’ Bütün herkese şifadiliyorum.”

    Dr. Üstün Ezer:

    “ Tek bir çocuğumuzu kaybetmeyene kadarçalışacağız”

    LÖSEV& LÖSANTEKurucu Yönetim Kurulu Başkanı Pediatrik Hematolog Onkolog Dr. Üstün EZER,yaptığı açılış konuşmasında şunları kaydetti, “90’lı yıllarda Pediatri hematolojilisansımı yaptıktan sonra mesleğime başladığımda hemen hemen çoğu çocuğumuzukaybediyorduk. Bu kayıpların altındaki en büyük sebepler enfeksiyon, maddisıkıntılar, açlık ve yokluktu. Bu yıllarda en iyi ihtimalle %20’lerde olantedavi başarı oranı bizi bir yol ayrımına götürmüştü. 1998 yılındaarkadaşlarımla birlikte LÖSEV’i ve büyük bir çaba sarf ettik. Biz LÖSEV’ikurduğumuzda herkes dalga geçti. ‘Lösemi tedavi edilebilen bir hastalıktır’ diyordukherkes bana para toplamak için halkı kandırıyor diyorlardı. O günden bugüne%92+ 2 başarıya geldik. Hem bilimsel hem fiziksel yapı ve etki alanındakiçabalarımızla LÖSEV olarak tek bir çocuğumuzu dahi kaybetmeyene kadarçalışmalarımız daha güçlü devam edecektir.”

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.