D&R imza gününde terapi gibi söyleşi
Prof. Dr. Uğur Batı ve Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur’un birlikte kaleme aldığı, insanın tüm hallerini incelikle anlatan “Hayat İlerlemek Kadar Geride Bırakabilmektir”in imza günü D&R Zorlu’da gerçekleşti. Uğur Batı’nın, kitaba da ilham veren “geride bırakamazsak ne olur” sorusuna verdiği cevap ilgi çekiciydi: “Sonsuz döngüde aynı hayal kırıklıklarını yaşamaya devam ederiz”. Mehmet Sungur ise, “neden mutlu olamıyoruz” sorusuna verdiği varoluşsal mükemmeliyetçilik cevabıyla imza gününe gelen okurlarına adeta terapi yaptı.
Kültür, sanat ve eğlenceyi tek çatı altında birleştiren D&R, birbirinden ünlü yazarları sevenleriyle bir araya getirmeye devam ediyor. D&R, geleneksel hale gelen buluşmalarında bu kez, insanı merkezine alan, hayat üzerine düşüncelere daldıran “ Hayat İlerlemek Kadar Geride Bırakabilmektir” kitabının yazarları Prof. Dr. Uğur Batı ve Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur’u ağırladı. Hayranları tarafından yoğun ilgiyle karşılaşan yazarlar, en merak edilen soruları yanıtladı. İlk soru kitabın da adını taşıyan geride bırakabilmek üzerine oldu.
“Geride bırakamazsak aynı hayal kırıklıklarını defalarca yaşarız”
Söyleşinin ilk sorusu kitabın da adını taşıyan geride bırakamadıklarımız üzerine olu. Uğur Batı “Bugün olan her şey geçmişin sonucu ve geleceğin nedenidir. Önemli olan olgular, vakalardır. Bunu yapmak için de muhakeme, idrak, analitik ve diyalektik düşünmeye ihtiyacımız var. Hayat ilerlemek kadar geride bırakabilmektir. Geride bırakabilme becerisinin, geride bırakırken de yaşadığın şeyi anlayarak ilerlemeye çalışmanın hayattaki en önemli değerler olduğunu düşünüyorum. Bunu yapmazsak sonsuz döngüde aynı hayal kırıklıkları içinde yaşamaya devam ederiz. Bambaşka şeylere heyecan duyabilecekken sürekli aynı döngüde yaşayacağımız üstelik kısa olan hayatta böyle birşeye ihtiyacımız yok. Umarım yeni jenerasyon bunu anlar ve gerçekten hayatı yaşar” dedi.
“Her kaçırılan an, bir sonraki anı yakalamak için fırsat”
Anı yaşamakla ilgili gelen sorulara Mehmet Z. Sungur, “Anı yaşamak, anı kaçırmak gibi lafları çok sık duyar olduk. Bence her kaçırılan an, bir sonraki anı yakalamak için fırsattır. ‘Anı yaşa’ sadece hayatın tadını çıkar demek anlamına gelmiyor. Hayat sadece iyi hissetmek değil, bütün duyguları hissetmektir. İnsan en çok mutluluğu arar ama mutluluk en iyi tüm duyguları yaşamakla ve farkındalıkla hissedilir” diye cevap verdi.
“Tek çözüm, zaman geçirdiğiniz insanları iyi seçmekte”
Uğur Batı, okurundan gelen “İnsanlarla derinleşmek istediğimizde bazı şeyler çok yüzeysel kalıyor, anlaşılamıyoruz ve böyle olunca da içe dönüp yalnızlaşıyoruz. Bu çıkmazdan nasıl çıkarım?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Herkes hayatında en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır denir. Ben bir şey yaparken benden daha iyi insanlarla birlikte olmaya çalışıyorum ki dip toplamda hepsinden iyi olayım. Hayat sürekli olarak bir öğrenme süreci, Mehmet Hoca’yla kitap yazmak bir öğrenme aslında. Bir hayat deneyimi. Zaman o kadar algısal ki. Dünyanın çok önemli 3 felsefesi var ve biri zaman üzerine. Mehmet Hoca’yla çalışmak benim için zamanı kısaltıyor çünkü bu seviyede şeyler yapabilmek için 60 sene geçirmem gerekiyorken bunu 30 senede yapabilirim. Zamanla oynuyorsun. Kimsenin sonsuz zamanı yok. Zaman geçirdiğim insanları iyi seçiyorum, daha iyi çözüm yok.”
“Değerleri olan insanlar mutludur”
Mehmet Z. Sungur, kendisine yöneltilen “Neden insanlar mutlu olmakta bu kadar zorlanıyor?” sorusunu; “Her yapılan tanım sübjektifliği saklama çabasıdır, insan kendisini aktarırken dünyaya biraz da kendi dünyasını aktarır. Mutluluk bize pompalanmış bir şey, insan ne aradığını bilmiyorsa bulduğunda farkında olmaz. Mutluluğun ne olduğunu bilmezsem sahip olduğumda fark edemem. Mutlulukta bu kadar zorlanmamızın sebebi, benim terimimle varoluşsal mükemmeliyetçilik. Hep iyi olmak, her şey iyi gitmeli dediğin andan itibaren kötü bir şey gittiğinde kendimi mutsuz hissediyorum. İyideki kötü, kötüdeki iyi birlikte görülmeli. Değerleri olan insanlar mutludur bana göre. İnsanın varoluşsal mükemmeliyetçilikten arınması mutluluğun ilk adımıdır. Bazen mutluluk yanınızdadır ama siz de onu başka yerde arıyorsunuzdur. İnsan kendinde olmayanı ister çünkü, olduğunda da ulaşmıştır ve yenisini ister. Bu bitmeyen bir yolculuk. Elde ettiğiniz zaman değerini kaybeden her şey amaçtır, değerler tamamıyla elde edemediğimiz ama ettiğimizde de değerini kaybetmeyendir. Aidiyet duygusunu kaybetmiş insan türü sadece onay almaya çalışır, toplumun sizi kabul etmesi için onay almanız gerekir. Onay da bugünün dünyasında aldığınız ‘Instagram like’ıdır ya da bir argümanda aynı fikre sahip olmaktır. Hep aynı şey bizi mutlu etmeyebilir. Hepimiz hayatta kalmaya oynuyoruz, çoğumuz korunmaya çalışıyoruz. Kendimizi aşktan ya da başarısızlıktan korumaya çalışıyoruz” şeklinde yanıtladı.