Lenfoma tedavisinde yeni başarılara imza atılıyor
Dünyada ve ülkemizde lenfoma hastalığına dikkat çekmek ve önleyici mekanizmalar için toplumsal bilincin yanı sıra farkındalık yaratmak amacıyla 15 Eylül, “Dünya Lenfoma Günü” olarak kabul ediliyor. Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği (LLMBİR), Dünya Lenfoma Gnü dolayısıyla hastalara yönelik bir bilgilendirme toplantısı düzenleyerek hastalıkla ilgili son gelişmeleri ve verileri paylaştı. 15 Eylül 2017 Cuma günü Sheraton Ankara’da düzenlenen basın toplantısına Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBİR Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, LLMBİR Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Akçaoğlu ve Dernek Üyesi Ece Yücekan katıldı.
Dünya Lenfoma Günü kapsamında Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği’nin (LLMBİR) 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü dolayısıyla Ankara’da düzenlediği basın toplantısında hastalıkla ilgili son gelişmeler ve veriler paylaşıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve LLMBİR Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Doç. Dr. Selami Koçak Toprak, LLMBİR Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Akçaoğlu ve Dernek Üyesi Ece Yücekan’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda hastalığın gelişimi ve tedavi yöntemlerini ele alındı.
Toplantıda, son istatistiklere göre, Türkiye’de diğer ülkelerle paralel olarak lenfoma tanısı alan hasta sayısının arttığına dikkat çekildi. Dünyadaki hasta sayısında artışa dikkat çekilen toplantıda, İngiltere’de 70’li yıllara göre lenfoma artış hızının yüzde 160’ı geçtiği, Amerika Birleşik Devletleri’nde 70’li yıllarda yılda 23 bin 760 olan NonHodgkin lenfoma hasta sayısının 2016 yılında 72 bin 580’e, 7 bin civarında olan Hodgkin lenfoma hasta sayısının ise 8 bin 500 ulaştığı ifade edildi.
Lenfoma ileri yaşlarda daha sık görülüyor
Türkiye’de yaşam süresinin uzamasına ve yaşlı nüfus arttığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye istatistiklerine göre 20 yaşın altında NonHodgkin lenfoma görülme oranı 100 binde 2 civarında iken, bu sayının 70 yaşın üzerindeki kişilerde 100 binde 46’ya çıktığını belirttiler.
Amerika Birleşik Devletleri’nde tüm NonHodgkin Lenfoma olgularının yaklaşık yarısı 65 yaş üzerinde görülürken, bu sayı İngiltere’deki olgularda 70’in üzerine çıkıyor.
Lenfoma Tedavisinde Başarı Şansı Artıyor
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), bir hastanın kendi hücrelerinin yeniden programlanması yoluyla mevcut kanser hücrelerine müdahale etmelerinin sağlandığını ve başarıya ulaşan bu yöntemin çığır açan bir tedavi olduğunu ilan etti.
Obezite ile kanser riski arasında oldukça kuvvetli ilişkiler olduğuna dikkat çekilen toplantıda, kadınlarda ve erkeklerde hayati risklere yol açan obezitenin tetiklediği en sık görülen 13 kanser türü arasında lenfomanın da bulunduğunun saptandığı belirtildi.
Dünyanın önde gelen bilimsel yayınlarından Lancet dergisinde yayınlanan çalışmada; beden kitle indeksinde metrekare başına her 5 kg’lık artışın erkeklerde yüzde 6 ve kadınlarda yüzde 7 lenfoma gelişim riski yarattığı bildiriliyor.
Obezite, yaşam süresini kısaltan 5 nedenden biridir
Dünya Sağlık Örgütü egzersizin kanser gelişim riskini yüzde 10’a kadar azalttığını belirtiyor. Kanada’da 1500’ün üzerinde olgu üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, hayat boyu düzenli fiziksel aktivitenin lenfoma riskini belirgin şekilde azaltıyor. Çalışmalar, egzersiz yapmanın, aralarında lenfomanın da olduğu 11 kanser türü için yakalanma riskini azalttığına işaret ediyor.
Kanser hastalarını bekleyen büyük tehlike: Alternatif adı altında pazarlanan ot ve çöpler
Toplantıda dikkat çekilen konulardan biri de herhangi bir bilimsel dayanağı olmadan, kanser hastalarına çare olarak piyasaya sunulan ürünler oldu. Lösemi Lenfoma Miyelom Hastaları ve Araştırma Eğitim Birliği Derneği, tıbbi uzmanlığı olmayan kişiler tarafından, hastaları ve yakınlarını sömürerek kazanç sağlamak amacıyla pazarlanan bu ürünlere itibar edilmemesi konusunda halkı uyardı.
Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü verilerine göre, ABD’de her yıl alternatif tıbba yaklaşık 30 milyar dolar para harcanıyor. Bu pazar, tüm dünya ölçeğinde ise 100 milyar doları aşmış bulunuyor. Hastaların alternatif tıp ürünlerini bu hızla kullanmayı sürdürmeleri halinde sahte ürün piyasanın önümüzdeki 10 yıl içinde 200 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Toplantıda, lenfoma ilaç yoluyla tedavi edilebilen sağlanabilen bir hastalık olduğunun altını çizen uzmanlar, ilaç tedavisini bırakıp, ne olduğu bilinmeyen ot, ot suyu ve gıda takviyesi adı altında satılan bir takım karışımları kullanmanın hastaların tedavisini aksattığı gibi, hayatlarını da tehlikeye atacağını vurguladılar. Dernek yetkilileri, hasta ve hasta yakınlarını bu tip “sözde ilaçlar”dan uzak durmaları konusunda uyardılar.
Lenfomada her yıl yeni akıllı ilaçların keşfiyle tedavi başarı oranı %80’e ulaştı
Yıllardır uygulanan klasik kemoterapi ve radyasyon tedavisine ek olarak kök hücre nakil tedavilerinin geliştirilmesi ve son yıllarda pek çok hedefe yönelik akıllı ilaçların keşfedilmesi ile lenfomada tedavi başarısı yüzde 70-80’lerin üzerine çıkmış bulunuyor. Klasik kemoterapötiklerden farklı olarak kanser hücresinde belli bir bölgeyi hedefleyen ya da hastanın vücudundaki bir kontrol noktasının güçlendirilmesini sağlayan akıllı ilaçlar ülkemizde de son yıllarda büyük bir başarıyla kullanılıyor.
Amerikan Kanser Dairesi, kanserde kullanılan akıllı ilaçları bağışıklık güçlendiriciler (immünoterapi) ve hedefe yönelik ilaçlar ikiye ayırıyor. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından son 20 yılda onay verilen 26 adet kan kanseri ilacının 25’i, son 5 yılda onay alan ve akıllı ilaçlar olarak adlandırdığımız biyoteknolojik ilaçlardan oluşuyor. Hali hazırda çalışması süren ve önümüzdeki yıllarda onay alması beklenen 200’den fazla ilaç sırada bekliyor. 2010 – 2017 yılları arasında patent başvurusu yapılan biyoteknolojik ilaçların büyük çoğunluğunu kanser ilaçları oluşturuyor. Yeni ilaçlarla tedavi başarısı artarken, tedavisi mümkün görünmeyen hastalıklarda yaşam süresi uzuyor.
Hodgkin dışı lenfomada onay alan Lenalidomide, nüks/dirençli Hodgkin lenfomada 2016’da onay alan Nivolumab ve 2017’de onay alan pembrolizumab ise hayat kurtaran akıllı moleküllerden bazıları.