Filiz Cingi Yurdakul: Kentsel dönüşüm değil, kentsel vizyon şart

Mimar Filiz Cingi Yurdakul Ankara kentleşme politikalarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Ankara’nın, Cumhuriyet’in başkenti olarak planlı bir şehirleşme süreciyle Türkiye’nin modernleşme hikâyesinde önemli bir rol oynadığını ifade eden Yurdakul “Günümüzde artan nüfus, hızlı kentleşme ve değişen şehirleşme politikaları, kentin mimari kimliğini, yaşam kalitesini ve ekonomik yapısını yeniden düşünmeyi gerektiriyor.” dedi.
Ankara’nın şehirleşme sürecine değinen TSMD Yönetim Kurulu Üyesi ve Aura Design Kurucusu Mimar Filiz Cingi Yurdakul, kentin Cumhuriyet sonrası Hermann Jansen’in 1932 tarihli planıyla modern bir başkent olarak şekillendiğini belirterek “Jansen planında yeşil alanlar ve düşük yoğunluklu yapılaşma ön plandayken, günümüzde bu planlı yapılaşmanın yerini yoğun kentleşme almıştır. Prof. Dr. İlhan Tekeli’nin de vurguladığı gibi, Ankara’nın planlaması yalnızca fiziksel değil, toplumsal bir dönüşüm sürecidir. Ancak bu anlayışın zamanla terk edilmesi, kentin kimliğini zedelemiştir.” dedi.
“Planlı kentleşme ile ekonomik fırsatlar yaratılabilir”
Ankara’daki şehirleşmenin yalnızca fiziksel ya da sosyal değil, aynı zamanda önemli ekonomik etkiler yarattığını belirten Mimar Filiz Cingi Yurdakul, doğru planlama ile bu sürecin fırsata dönüşebileceğini vurguladı. Yurdakul “Şehirleşme, ekonomik büyümeyi destekleyen bir araçtır. Ancak plansız yapılaşma ve dengesiz büyüme, ekonomik maliyetleri artırabilir. Bu nedenle, bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gereken bir konudur” diye konuştu.
“Lüks konut ve ticari projeler ekonomiye katkı sağlıyor”
Yurdakul, Ankara’nın Türkiye’nin en büyük gayrimenkul ve inşaat piyasalarından biri olduğunu belirterek şunları söyledi: “Çukurambar, Eskişehir Yolu ve İncek gibi bölgelerdeki lüks konut ve ticari projeler ekonomiye ciddi katkı sağlıyor. Ancak bu projeler yalnızca belirli bir gelir grubuna hitap etmemeli. Sosyal dengeleri gözeten, kapsayıcı bir yapılaşma politikası benimsenmeli.”
“Kentsel Dönüşüm: Ekonomik ve Sosyal Dönüşüm İçin Fırsat”
Kentsel dönüşüm projelerinin ekonomik büyümeyi desteklediğini ifade eden Yurdakul, bu projelerin yalnızca fiziki değil, sosyal fayda da üretmesi gerektiğinin altını çizerek “Eski ve riskli yapıların yenilenmesi inşaat sektörünü hareketlendirirken istihdam da yaratıyor. Ancak yerel halkın ihtiyaçlarını gözeten, onları sürece dahil eden bir planlama anlayışıyla bu dönüşüm çok daha adil ve sürdürülebilir olur.” diye konuştu.
“Altyapı ve Ulaşım Yatırımlarına Önem Verilmeli”
Hızlı şehirleşmenin altyapı ve ulaşım sistemlerine ekonomik yük getirdiğini belirten Yurdakul: “Plansız büyüme, Ankara’nın ulaşım sistemlerini zorluyor. Bu da hem ekonomik kayıplara hem de yaşam kalitesinin düşmesine neden oluyor. Uzun vadeli altyapı yatırımları, ekonomik sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşıyor” dedi.
Yeşil Alanlar: Görünmeyen Ekonomik Değer
Yurdakul, kent içi yeşil alanların ekonomik etkilerine de dikkat çekti: “Yeşil alanlar yalnızca çevresel değil, ekonomik açıdan da değerlidir. Örneğin Atatürk Orman Çiftliği gibi alanlar korunarak turizm gelirleri artırılabilir ve yaşam kalitesi desteklenebilir. Bu da kentin ekonomik verimliliğini doğrudan etkiler.”
Ankara İçin Yenilikçi Bir Ulaşım Modeli: Daireler Çizen Bir Sistem
Kent içi ulaşımda Kızılay merkezli sistemin yetersiz kaldığını belirten Yurdakul, alternatif bir yaklaşım önerdi: “Ankara’nın büyüyen yapısı artık merkez odaklı ulaşımı kaldıramıyor. Şehir etrafında daireler çizen bir ulaşım modeliyle, çevre ilçeler arasında doğrudan bağlantılar kurulabilir. Bu sistem hem trafik yükünü azaltır hem de kent içi hareketliliği daha verimli hale getirir.”
Geçmişe Saygı Duyularak Geleceğe Yön Verilmeli
Filiz Cingi Yurdakul, Ankara’nın şehirleşme sürecine dair değerlendirmelerinde, kentin mimari kimliğini, yaşam kalitesini ve ekonomik yapısını yeniden düşünmenin artık bir zorunluluk haline geldiğini vurguladı. “Ankara’nın hızla büyüyen nüfusu ve dönüşen şehirleşme politikaları, biz mimarlara ve şehir plancılarına önemli sorumluluklar yüklüyor. Bu süreçte; tarihsel kimliğin korunması, sosyal adaletin gözetilmesi ve ekonomik sürdürülebilirlik ilkelerinin şehir planlamasına entegre edilmesi büyük önem taşıyor. Ankara’yı geleceğe taşımak istiyorsak, geçmişine saygı duyan ama geleceğe çözüm üreten bir yaklaşımı benimsemeliyiz. Mimarlık yalnızca yapı üretimi değildir; aynı zamanda toplumsal belleğin, kültürel mirasın ve kent kimliğinin taşıyıcısıdır. Bugün inşa ettiğimiz yapılar, geleceğin kültürel mirasıdır. Bu nedenle, mimari kararlarımızın sadece bugünü değil, yarını da şekillendirdiğinin bilinciyle hareket etmeliyiz.”
Ankara’nın Geleceği İçin Dünyadan İlham Almalıyız
Yurdakul, Ankara’nın şehirleşme sürecini daha sürdürülebilir ve kapsayıcı hale getirmek için dünyadaki örnek projelerden ilham alınması gerektiğini vurguladı. Kopenhag’ın bisiklet dostu şehir planlamasıyla çevreye duyarlı ulaşım çözümleri sunduğunu belirterek, benzer uygulamaların Ankara’da da hem çevresel hem ekonomik faydalar sağlayabileceğini ifade etti. Singapur’un akıllı şehir teknolojileriyle trafik ve enerji yönetiminde yenilikçi çözümler sunduğunu hatırlatan Yurdakul, Ankara’da da akıllı ulaşım sistemleri ve enerji verimli binaların teşvik edilmesinin önemine değindi.
Sosyal Konut Projelerine Özen Gösterilmeli
Tokyo’da başarıyla uygulanan karma kullanımlı alanların, konut, ticaret ve sosyal yaşamı bir arada sunarak hem ekonomik hem sosyal faydalar sağladığını belirtti. Bu modelin Ankara’da da farklı gelir gruplarına hitap eden dengeli bir yapılaşma için örnek olabileceğini söyledi. Almanya’nın Freiburg kentinin yeşil şehir yaklaşımıyla yenilenebilir enerji kullanımı ve yeşil alanların korunmasına dikkat çeken Yurdakul, Ankara’da da Atatürk Orman Çiftliği gibi değerli alanların korunmasının önemine değindi. Son olarak Viyana’daki sosyal konut projelerine dikkat çeken Yurdakul, bu modelin sosyal adaleti gözeten, farklı gelir gruplarını kapsayan bir şehirleşme yaklaşımı sunduğunu belirterek, Ankara’da da benzer sosyal konut politikalarının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.