DOLAR 34,5352
EURO 36,0004
ALTIN 3009,719
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Kanserin en etkili tedavisi: Umut

    Kanserin en etkili tedavisi: Umut
    03.02.2018
    A+
    A-

    Günümüzde önde gelen sağlık sorunlarından birisi olan kanser, çaresizlik ve belirsizlik içeren, ağrı ve acı içinde ölümü çağrıştıran kronik bir hastalık olarak algılanıyor. Hastanın bu algıyı yenmesi ve psikolojik olarak güçlü olabilmesi için kanser hastalarının aile ve çevresine bu noktada büyük görev düşüyor. Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu, 4 Şubat Dünya Kanser gününde herkesi bilinçli olmaya davet ediyor ve kanser hastalarının yakınlarına önerilerde bulunuyor.

    Günümüzde pek çok kişinin hayatını etkileyen kanser, teşhis koyulduğunda hastalarda çaresizlik ve belirsizlik duyguları uyandıran, suçluluk ve kaygı uyandıran kronik bir hastalık olarak algılanıyor. 4 Şubat Dünya Kanser gününde herkesi bilinçli olmaya davet eden Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu, kanserle mücadelede umut dolu, pozitif bir tutumun çok önemli olduğunun altını çiziyor. Kanser hastalarının aile ve yakınlarına bu noktada büyük görev düşüyor.

    Hastaya karşı açık olmak gerekiyor

    Kişiye kanser teşhisi konulmasıyla birlikte hastayla paylaşma şekli de büyük önem taşıyor. Hastalar teşhisi öğrendiği andan itibaren genellikle hastalıklarını inkar etmek davranışları sergiliyor ve gerçeği kabul etmek istememelerinden dolayı bir direnç geliştirme eğilimi gösteriyor. Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu, bu noktada doktorların hastaya tedavi süreci, yaşayacağı evreler ve yapılacak olan tıbbi müdahaleleri açık bir şekilde ifade etmeleri ve kişinin hastalığı kabul etme sürecini beklemeleri gerektiğini söylüyor. Hasta, hastalığı hakkında neden kendisinin bu durumu yaşadığıyla ilgili duygulara bağlı olarak, öfkesini çevresindeki kişilere doğrudan gösterebiliyor. Bu durum kişinin içinde yaşadığı öfke, çaresizlik, ölüm ve baş edemeyeceğine dair korkulardan kaynaklanıyor.

    Tedavinin başlaması ve ilerlemesi ile birlikte, kanserin sınırlayıcı etkileri ile hastaların maddi ve manevi olarak kayıp ve yas duygusu yaşamaya başlayabileceğini söyleyen Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu;

    “Hastalar umutsuzluk, çaresizlik duygusuna düşerek, başkalarına yük olma duygusu geliştirebiliyor. Kişinin yaşadığı hastalık ile baş edip edemeyeceği ve içinde bulunduğu durumun belirsiz olması, psikolojik olarak kişinin yorulmasına sebep oluyor. Tedavi sürecinde hastanın geçirmekte olduğu ameliyat, kemoterapi ve kullanılan ilaçların yan etkileri, kişiyi tedavi hakkında umutsuzluğa düşürebiliyor ve hastalığı hakkında gerçekçi olmayan fikirler edinmesini sağlayabiliyor. Kanser hastalarının ailelerinin ve yakın çevrelerinin bu noktada hastaya destek olması gerekiyor.” diyor.

    Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu

    Psikolog Ceren Yağcı Köseoğlu, hasta aileleri ve yakınları için şu önerilerde bulunuyor:

    • Hastaların kanser ile bahşedemeyecekleri düşüncesinin bu durumu yaşayan herkeste olduğunu ifade etmeleri ve ona inandıklarını, her koşulda yanında olduklarını hissettirmeleri gerekiyor.
    • Hastaya acıyarak bakmamaları, hastadan herhangi bir şey saklamamaları, hastalığı ile ilgili her ayrıntıyı hasta ile paylaşmaları gerekiyor. Hasta yakınlarının hastaya karşı tutum ve davranışların yapay olmamasına özen gösterilmesi büyük önem taşıyor.
    • Hastaların yaşadığı her duyguyu ifade etmeleri sağlanmalı. Çünkü bu süreçte hasta kendini ve duygularını gizleme ve içinde yaşama eğilimi gösteriyor.
    • Hastalığı, hastanın hayatının merkezinden olabildiğince uzaklaştırmak ve hastayı mutlu edebilecek, kendisine iyi gelecek kişiler ile bir araya getirmeye özen gösterilmeli. Bu kanseri yenmiş kişiler ve oluşturduğu gruplar olabilir.
    • Hastanın yaşadığı ortamda sürekli hastalığının konuşulmaması gerekiyor. Kişinin umut etmesini, pozitif düşünmesini destekleyecek ve yardımda bulunacak tutum ve davranış sergilenmeli. Hastayı iyi gelecek aktivitelere yönlendirerek cesaret verilmeli.
    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.