DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Kanser sonrası meme onarımında artış

    Kanser sonrası meme onarımında artış
    21.10.2019
    A+
    A-

    Dünyada her sekiz kadından birinde görülen ve erken teşhise yüzde 90 oranında olumlu yanıt veren meme kanseri aynı zamanda kanserler arasında erken tanıyla iyileşme oranı en yüksek olan tür.  Meme kanseri sonrası meme onarımının kaybedilen bir organın yerine konması olduğunu belirten Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Doç. Dr. Özay Özkaya, bunun bir doku nakli olduğuna dikkat çekerek estetik bir algı olmaktan çıkması ve hastanın psikolojik travmasının iyileşmesine katkı sağladığını kaydetti.

    Her sekiz kadından birinde görülen kanser türü olan meme kanserinin, özellikle genlere bağlı olarak görülme riski yükseliyor. Anneden çocuğa geçen BRCA1 ve BRCA2 genlerinde mutasyon yani bozukluk olursa hastaların meme kanserine yatkınlıkları artıyor. Nişantaşı Hastanesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Doç. Dr. Özay Özkaya, genetik faktörlerin yanı sıra “Benim annemde ve teyzemde meme kanseri yok!”, “Ben meme kanserine yakalanmam!” diye düşünülmemesi gerektiğine dikkat çekerek, genetik olmayan durumlarda da kadınların meme kanserine yakalanma riski olabildiğini dile getirdi.

    Elle muayene hayat kurtarıyor

    Memeyi dört bölümden düşünerek elle muayenenin erken teşhis için önemine değinen Özkaya, “Memeyi dörde ayırıyoruz. Memenin bütün kadranlarını ve koltuk altımızı elimizle bastırarak tarıyoruz. Meme dokusu, karın dokusu gibi homojen değildir. Meme dokusunda aralarda yağlar vardır. Kişi zaten zaman içinde doğal olmayan yumrulardan, memenin büyümesinden kısacası değişiklerden rahatlıkla anlayabilir. Ancak meme ne kadar büyükse, kendi kendine muayene de o ölçüde zorlaşır. Biz de böyle hastalara da meme küçültmeyi öneriyoruz. Hasta bunu istemiyorsa, ultrasonu daha erken yaşlara çekmeyi öneriyoruz.” şeklinde konuştu.

    Hasta psikolojinin iyileşmesine destek oluyor

    Meme kanseri ameliyatlarında memeden bir doku çıkarılacaksa ve hasta meme onarımı istiyorsa bu organın yerine doku nakli yapılabildiğini söyleyen Özkaya, “Hastalar, kanser sonrası meme kaybı sebebiyle travmatik bir durum yaşıyor. Meme ameliyatı sonrasındaki mutsuzlukları ve psikolojilerinin etkilenmesi sebebiyle, meme onarımına başvurma sayısı oldukça arttı.” dedi. Meme alma ve onarmanın aynı anda yapılabileceğini söyleyen Özkaya, eğer kısmen meme dokusu çıkartılacaksa, çıkartılacak doku yüzdesine göre implant veya hastanın sırt, karın dokularının konulması ile aynı ameliyat esnasında rekonstrüksiyon yani onarımının yapılabildiğini belirtti.

    Bazı hastalara kendi dokusundan tek seansta meme yapılabildiğini söyleyen Özkaya, “Eğer hasta vücudunda başka bir kesi istemiyorsa bir diğer seçenek ise; memeye geçici olarak sönmüş balon yerleştirmek. Bu balon, cildin altına yerleştirilen borusu ve aparatı sayesinde hastaya verilen serumla enjeksiyon sayesinde şişirilerek orada bir süre sonra doku elde edilmesi sağlanıyor. Yaklaşık 1,5 ay gibi bir sürenin ardından ikinci bir ameliyatla bu balon çıkarılıyor ve yerine kalıcı implant yerleştiriliyor” diye konuştu.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.