Kanal İstanbul; Asya, Avrupa ve Afrika’nın lojistik merkezi olacak
1990 yılından bu yana konusu geçen ancak bir türlü uygulanamayan ‘Kanal İstanbul Projesi’ni ERA Gayrimenkul Türkiye Gayrimenkul Geliştirme Direktörü Ufuk Şevki, emlak sektörü açısından değerlendirdi. Kanal İstanbul Projesi’nin hayata geçmesi ile Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında çok iyi bir lojistik aktarma merkezi haline geleceğini belirten Şevki; ‘İstanbul’un özellikle Avrupa yakası gayrimenkul ihtiyacı, çeşitliliği ve değerleri artacak’ dedi.
İstanbul’un değerini artıran projelere bir biri ardına start verilirken, uzun zamandır konuşulan ‘Kanal İstanbul Projesi’ için de geri sayım başladı. Yüzyılın projesi olarak lanse edilen ve başta Avrupa, Asya ve Afrika olmak üzere tüm dünyaya etkisi olacak ‘Kanal İstanbul’un önemini vurgulayan ERA Gayrimenkul Türkiye Gayrimenkul Geliştirme Direktörü Ufuk Şevki, projeyi emlak sektörü açısından değerlendirdi. Projenin Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasında çok iyi bir lojistik merkezi haline geleceğini vurgulayan Şevki, özellikle Avrupa yakasında bu sayede gayrimenkullerin değerinin artacağını belirtti.
Kanal İstanbul olarak bilinen projenin Karadeniz ve Marmara Denizi arasında yapay bir su yolu açacağını belirten Ufuk Şevki, asıl amacın gemi trafiğini rahatlatmak olduğunu ancak projenin pek çok açından çok değerli olduğunu ifade etti. ERA Gayrimenkul Türkiye Gayrimenkul Geliştirme Direktörü Ufuk Şevki, “Amacı halihazırda Karadeniz ile Akdeniz arasında alternatifsiz bir geçit olan İstanbul Boğazı’ndaki tehlikeli olarak kabul edilen gemi trafiğini rahatlatmak olan projeden kayıtlara göre ilk kez 1990 yılında bahsedildi. 2011 yılında dönemin başbakanı tarafından resmen açıklanan projenin güzergahı konusunda tartışmalar oldu.
Son duruma göre Küçükçekmece Gölü’nden başlayarak Sazlıdere Barajı üzerinden Karaburun’dan Karadeniz’e bağlanacak olan ‘Kanal İstanbul’ projesi, Türkiye’nin konteyner hareketliliğinin yaklaşık yüzde 50’sini taşıyan Ambarlı Limanı’nı kullanan araçlar için de son derece önemli.
Bununla birlikte Avcılar, Beylikdüzü gibi yoğun konut alanı da projenin batısında kalacağı için su an İstanbul Boğazı’ndaki köprülerden daha kapasiteli ve birden fazla köprülere ihtiyaç duyulacak. Karadeniz kıyısında inşa edilen 78 milyon metrekarelik 3.Havaalanı’nın da oluşturacağı kara ve hava trafiğine ‘Kanal İstanbul’un trafiği de eklendiğinde kontrol edilmesi güç bir hal alacak.
Ekonomiyi hızlandıracak, yeni yatırımlar artacak
Küçükçekmece Gölü’nden başlayarak Durusu üzerinden Karadeniz’e bağlanacak Kanal İstanbul projesinin harfiyat ve istimlak bedelleri daha az maliyetle olacak ancak İstanbul’un temiz su ihtiyacı en üst seviyeye çıkacak.
Alternatif güzergah olarak Silivri ve Selimpaşa arasından başlayarak Çatalca üzerinden Karacaköy’e geçildiğinde Kanal İstanbul projesinin harfiyat ve istimlak bedelleri yüksek olmakla birlikte en uygun güzergah olarak görünüyor.
‘Kanal İstanbul’ projesi ile her durumda bir ada oluşacağı için bu adanın enerji, su, ikmal gibi sosyoekonomik ve kültürel etkileşiminin de iyi planlanması gerekiyor.
Bunların hepsi yeni yatırım anlamına geliyor. Yeni yatırımlar bölgenin ve İstanbul’un değerini katlayacak, gayrimenkul fiyatları da doğru orantılı olarak yükselecek. Bu çalışmalar ekonomiye yukarı yönlü bir ivme kazandıracak ve pek çok sektör için yeni iş alanları açacak” diye konuştu.