Jack Wolfskin sürdürülebilirlik politikasını paylaştı
Dünyaca ünlü outdoor markası Jack Wolfskin, hayranları için vazgeçilmez olan ürünlerini üretirken doğaya sırtını dönmüyor. Türkiye’de münhasır temsilciliği Olgar tarafından yapılan marka, yaklaşık yarım asırdır sürdürülebilir girişimlerle el ele çalışıyor. Jack Wolfskin’in sürdürülebilirlik politikası; organik pamuk kullanımı, sıfır nanoteknoloji, kürk kullanımına karşı duruş ve sağduyulu tüy sertifikası gibi ilkeleri kapsıyor.
Türkiye’nin dahil olduğu pek çok ülkede 900’den fazla mağazası ve 4000 farklı mağazayla da ortaklığı bulunan Jack Wolfskin, doğa dostu marka olma yolunda attığı sürdürülebilirlik adımlarını paylaştı. Montlardan sırt çantalarına, dağcılık ekipmanlarından eldivenlere kadar farklı ihtiyaçlara yönelik binlerce ürünle outdoor kategorisinin lokomotif markası olan Jack Wolfskin, sektördeki lider konumunu sürdürülebilir bir vizyonla pekiştiriyor.
Yüksek teknolojiye sahip ürünleriyle sektörde çığır açan Jack Wolfskin, üretimin tüm aşamalarını sürdürülebilirlik testinden geçiriyor. Yarım asırdır sürdürülebilir girişimlerle iç içe olan Jack Wolfskin’in yürürlükte olan ve şirketin ileriye dönük projelerini kapsayan sürdürülebilirlik politikası 9 ana başlıktan oluşuyor:
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİMİN 9 ADIMI
Adil Giyim Vakfı üyeliği
Jack Wolfskin, sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarına odaklanan, faaliyetlerini tam bağımsız olarak sürdüren Adil Giyim Vakfı’nın 2010’da ilk üyesi oldu. Jack Wolfskin, çalışanlarına adil davranışı ve kurumsal şeffaflık stratejisiyle Adil Giyim Vakfı’ndan “Lider Marka” unvanını kazandı.
Perfluorokarbon maddeye karşı savaş
Jack Wolfskin ekosfer ürünlerinin kumaşlarında perfluorokarbon maddesini saf dışı bırakıyor. 2017 yılı itibariyle bu ilkeyi yüzde 90 oranında hayata geçireceğini açıklayan Jack Wolfskin, 2020’de perfluorokarbon maddesine tamamen veda etmiş olacak.
Bluesign sistemi
Tüketici güvenliği, hammadde yapımı, çevre ve kaynak verimliliği, yaşam döngüsü gibi başlıkları içeren Bluesign standardı, Jack Wolfskin’in tedarik zincirinin tüm safhalarına dâhil edildi. 2020 itibariyle kıyafet ve dış giyim eşyalarında kullanılan tüm kumaşların yüzde 100 Bluesign sertifikasına uygun üretilmesi hedefleniyor.
Şeffaf tedarik zinciri
Tek bir parça ürünü üretebilmek için 12 tedarikçi, muhtelif parçaları işlemek, derlemek, basmak, dokumak, boyamak ve dikmek için 54 taşeron firma ile çalışan Jack Wolfskin, tüm bu süreçteki partnerlerini sürdürülebilir bir yaklaşıma teşvik ediyor. Üretim sürecinin sürdürülebilirlik politikasına uygun olması için personeline ve ortaklarına eğitim veriyor.
Sıfır Tasfiye Programı
Tekstil ve ayakkabı üretimindeki tehlikeli kimyasalların doğaya sıfır tasfiyesini içeren programa 2012 yılında katılan Jack Wolfskin, bu adımı atan ilk outdoor markası oldu.
Hayvanların refahı
“Hayvanları kürkleri için yetiştirmek ahlaklı değildir” ilkesiyle hareket eden Kürksüz Perakendeciler Programı’na üye olan Jack Wolfskin, bununla birlikte 2015’te Sağduyulu Tüy Standartları’na geçti. Marka, canlı hayvandan tüy yolunmadığını ve kaz ciğeri işlemlerine tüy üretimlerinde yer verilmediğini garanti ediyor. Bazı eskimo ceketleri tüylü kumaştan olsa da Jack Wolfskin gerçek kürk kullanmıyor.
Materyallerin geri dönüşümü
Jack Wolfskin, poliyesteri geri dönüştürerek ürünlerinde tekrar kullanılabilir hale getiriyor. Bu işlemde doğaya zarar vermemek için sadece Bluesign sertifikalı geri dönüştürülmüş materyaller kullanıyor.
Sıfır nanoteknoloji
Jack Wolfskin ürünlerinin hiçbirinde nanoteknoloji kullanmıyor. İnsan vücudu üstündeki etkilerine karşı olası bir riski açıkça engelleyebileceğine dair sonuca varmış uzun vadeli çalışma olmadığından 2010’dan bu yana nanoteknoloji kullanılmıyor.
Organik pamuk
Organik olmayan pamuğu üretim hattından tamamen çıkaran Jack Wolfskin, 2013’ten beri sertifikalı organik pamuk kullanıyor.