İnsan gücü, robotik otomasyonlarla maksimum verime ulaşacak
Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve Kovid-19 pandemisinin etkisiyle robotik süreç otomasyonu teknolojisi altın çağını yaşıyor. Çalışanlar, robotik süreç otomasyonu ile iş kaybı yaşayacağı konusunda endişelenirken, uzmanlar yeni iş kapılarının açılacağını, maksimum verim ve minimum hata payı ile herkesin kazanacağına dikkat çekiyor.
Kovid-19 salgını profesyonel yaşamda iş yapış şekillerini değiştirmeye devam ediyor. Robot otomasyonları hızla yaygınlaşırken iş gücünün daha verimli bir biçimde kullanılması hedefleniyor. Verimliliğin yanı sıra, maliyet tasarrufu ve kalite konularında da %80’e varan artış sağlayan RPA teknolojilerinin temelinde ise insan gücünü düşünsel beceri gerektiren işlerde kullanarak fayda sağlamak yatıyor. Pandemiyle evden çalışmanın yaygınlaştığı bu dönemde, robotların operasyonel anlamda büyük bir iş yükünü üstlendiğini belirten teknoloji şirketi Onicorn’un Genel Müdürü Deniz Erol, “Robotik süreç otomasyon teknolojilerine olan talep, Kovid-19 salgınıyla zirveye çıktı. Bu süreçte insana destek olan robotların iş verimliliğini nasıl yükselttiğini yakından gördük. Kurumsal müşterilerimizde sadece verimlilik değil, tasarrufun da yüzde 70-80 seviyesine çıktığına şahit olduk. Üstelik çalışan üzerindeki manuel iş yükünü minimuma indirmemiz sayesinde çalışan memnuniyetini de artırıyoruz.” dedi.
“RPA teknolojisi, insanları devre dışında bırakmıyor”
İnsanların yeni teknoloji ile büyük iş kaybı yaşayacağı korkusunun yersiz olduğunun altını çizen Deniz Erol, “Özellikle RPA teknolojisi, insanları devre dışında bırakmıyor. Aksine bu teknolojiyle insan ile robot birlikte çalışıyor. Dijitalizasyon sonrasında insanlara yeni iş kapıları açılıyor. RPA’nın devreye alınmasında ve kontrolü sürecinde insan faktörünün azımsanamayacak kadar büyük payı olacağının unutulmaması gerekiyor. RPA dahilinde onlarca yeni iş koluna zemin hazırlanıyor. Hata payının da minimuma indiği RPA teknolojisi ile aslında bir nevi kazan-kazan yaklaşımı benimseniyor.” şeklinde konuştu.
“Ortalama 22 dakika süren birim iş süresi 4.2 dakikaya indi”
Hukuk robotları, İK & bordrolama robotları, finans ve muhasebe robotları, piyasa araştırması (benchmark) robotları, Bilgi Teknolojileri (helpdesk) robotları ve arka ofis (back office) ve kaçak/usulsüz işlem (fraud) robotları üzerine çalıştıklarını kaydeden Deniz Erol, “RPA’nın iş dünyasına dahil olmasıyla manuel işlem süresinde asgari %30-50 ve operasyonel maliyette %40-60 azalma sağlanıyor. Kalite an
lamında da %30-60 müşteri memnuniyet artışı gözleniyor. Son olarak müşterimiz McDonald’s ile yürüttüğümüz Personel Yerleştirme Robotu projesi ile uçtan uca robotik süreç dönüşümünden önce ortalama 22 dakika süren birim işlem süresini 4.2 dakikaya indirdik. Önümüzdeki dönemde McDonald’s için sadece İnsan Kaynakları fonksiyonuna yaklaşık 250.000 dakika/yıl kazanç sağlamayı hedefliyoruz. Bu teknoloji ile minimum hata, maksimum iş verimi rakamlarına ulaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Teknolojinin gerisinde kalmış şirketleri maalesef kara günler bekliyor”
Dijital dönüşüm noktasında tüm şirketlere destek vermeye hazır olduklarını söyleyen Deniz Erol, “Şirketlerin ihtiyaçlarına yönelik iş çözümleri, yazılım teknolojileri ve uygun maliyet avantajlarıyla sunuyoruz. Ayrıca Ar-Ge anlayışıyla şirketlerin iş süreçlerinin gelişiminde bir iş ortağı rolü üstleniyoruz. Küreselleşen dünyaya ayak uydurabilmek için dijitalleşmek şart. Dijitalleşmeyi reddederek işlerinden maksimum verimi alamayan şirketlerin ayakta kalması ise her geçen gün zorlaşıyor. Yakın zamanda da teknolojik açıdan geri kalmış şirketleri kara günlerin beklediğini söylemek mümkün.” dedi.