İmar affı 2.6 trilyon lira değer oluşturacak
Mülkiyet sorunu nedeniyle hâlihazırda arsa olarak gözüken yapıların kayıt altına alınmasını öngören imar affı konusunda görüş bildiren Zingat. com Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Kayhan, Türkiye’de gayrimenkul sektörünün gücüne değinerek, imar affının Türkiye ekonomi tarihinde çok büyük ve ciddi bir adım olacağını vurguladı.
“İmar affıyla birlikte kısa vadede 50-60 milyar vergi girişi olacak”
Kayhan, imar affından önce Türkiye’de 13 milyona yakın imarsız yapı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Söz konusu 13 milyon imarsız yapıya imar affının gelmesiyle birlikte, her konuta tahmini olarak 200.000 TL üzerinden değer biçtiğimizde, toplamda 2.6 trilyonluk bir ekonomik değer yaratılmış olacak. Bu, kısa vadede ekonomiye 50-60 milyar TL değerinde vergi girişi olması anlamına geliyor. Bakanlığın açıklamasına istinaden bu tutarın tamamının kentsel dönüşüm ve altyapı yatırımları için belediyelere düşük faizli bir borç desteği olarak kullanılacağı düşünülüyor. İmar affı, kısa vadede Türkiye ekonomisine sağlayacağı bu katkının yanı sıra uzun vadede ise gelişmekte olan ülkeleri gelişmiş ülke seviyesine taşıyan en önemli geçiş aşamalarından biri sayılan gayrimenkulün sermayeye dönüşüm yapılarını kurmada ülkemiz için önemli bir adım olacak. Bankaların şu anda hiçbir şekilde tanımadıkları ve üzerine kredi kullandıramadıkları herhangi bir imarsız yapı, imar affı kapsamında tanımlandıktan sonra sermayeye dönüştürülebilir hale gelecek.”
“İmar affının etkisi anlaşılmadı”
İmar affının neredeyse serbest ekonomiye geçiş kadar ciddi bir adım olduğunu belirten Ahmet Kayhan, imar affının ne gayrimenkul sektöründe ne de ekonomide yaratacağı ekonomik ivmenin etkisinin anlaşıldığını kaydetti. Kayhan, “Yaratılacak 2.6 trilyonluk ekonomik değerin yüzde 1’i bile her sene ekonomiye girecek olsa, bunun sermaye olarak ve ekonomik istihdam yaratarak ekonominin içinde dönüşmesi hem gayrimenkul sektörü hem de ekonomi için devrim niteliğinde bir etki yaratır” şeklinde konuştu.
“Hem Hazine hem vatandaş kazanacak”
İmar affı sayesinde ihale listelerinin de tamamen bitmesini beklediklerini aktaran Ahmet Kayhan, bu gelişmenin yaratacağı faydaları şöyle sıraladı: “Öncelikle, Hazine arazisi vatandaşa en uygun fiyatla satılacağı için hem Hazine kazanacak hem de vatandaş kendi evini, işyerini ve mülkünü yasal hale getirebilecek. Ayrıca belediyeler arsa üzerinden değil, konut veya işyeri üzerinden vergi alabilecekleri için vergi kaybı sorununun da önüne geçilecek.”
“İmar affı kentsel dönüşümde de kilit rol oynayacak”
Kayhan, Türkiye’de hala konutta arz ve talep arasında çok büyük bir açık olduğuna değindi. Kentsel dönüşümün bu açığı kapatmada önemli bir aşamayı oluşturduğunu kaydeden Kayhan, imar affının kentsel dönüşüme etkisini ise şöyle açıkladı: “Türkiye’de 7 milyona yakın konut imar anlamında deprem bölgesinde ve depreme dayanıklı değil. O konutların yıkılıp yeniden yapılması yüzde 100 şart. Bu konutların yıkılıp yeniden yapılabilmesi için ise finansmana ihtiyaç var. İmarı olmayan gayrimenkulün finanse edilmesi mümkün değil. Bu yapılarla, imarla birlikte kredi sağlanabilir hale gelecek; kendi kendini çeviren bir sistem yaratılmış olacak. Hem ek sektörlere kredi anlamında bir varlık yaratarak önemli bir katkı sağlanacak hem de kentsel dönüşümün doğru yapılmasını sağlayan altyapı temin edilmiş olacak.”
“İmar affı gelişmekte olan ülkeler için gerekli bir adım”
Kayhan, Türkiye ekonomisi için büyük bir ivme yaratacak imar affının dünyadaki örneklerine de değindi: “İmar affı yapan ülkelerin, endüstriyel devrimle birlikte gelişmekte olan ülke statüsünden gelişmiş ülkeler seviyesine yükselişlerini çok hızlı gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Bu ülkelere örnek olarak Amerika, Japonya, İngiltere ve Güney Kore’yi verebiliriz. Örneğin, Güney Kore 1990’lı yılların başında imar affını gerçekleştirmeden önce Gayrisafi Milli Hasıla bakımından Türkiye’yle başa baş konumdaydı. İmar affının ardından geçen 30 yıl içinde Güney Kore’nin neredeyse Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasıla oranının üç katına ulaştığını görüyoruz. İmar affı ekonomik anlamda bu denli büyük bir fark yaratabilecek bir gelişme.”