Iglo Architects’ten büyük başarı
Iglo Architects tasarımı Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası, Ortadoğu merkezli 2A Architecture & Art Magazine tarafından düzenlenen 2A Asia Architecture Awards’ta “Geleceğin Projeleri ve Yenilikçi Tasarımlar’’ kategorisinde finalist oldu.
Iglo Architects, Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası ile uluslararası mimarlık yayını 2A Architecture & Art Magazine tarafından düzenlenen 2A Asia Architecture Awards’ta, başvuran 457 projenin arasından öne çıkarak “Geleceğin Projeleri ve Yenilikçi Tasarımlar” kategorisinde finalist olma başarısını gösterdi. Yarışma bünyesinde, toplam 7 alt kategoride yarışacak olan finalist projelerin kategori birincileri, 20 Ekim 2017’de Berlin’de gerçekleşecek ödül töreninde ilan edilecek.
Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar liderliğindeki Iglo Architects tarafından Kanada’da faaliyet gösteren seramik markası Anatolia Tile & Stone için tasarlanan Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası, İzmir Aliağa’da 101.000 m2 arsa içinde 62.500 m2 kapalı alan olarak inşa ediliyor. Projenin konumu, markanın üretim yaptırdığı ülkelerin ortak noktası olan Türkiye, İzmir Aliağa’da bu ürünlerin toplanarak Amerika Birleşik Devletleri’nin güneyine deniz ulaşımı ile nakliye sağlandığında, karayolu nakliye masrafının 1/3’üne mal edileceği düşünülerek tercih edilmiş. Projenin operasyonel kısmının Kanada’daki referanslardan yola çıkılarak çözümlendiği Anatolia Tiles Depo ve Yönetim Binası’nın iç fonksiyonları çalışanların konforu ve verimlilik ilkesi çerçevesinde tasarlanmış. Ege Bölgesi’nin iklim koşullarının getirdiği sıcak hava ve güneşin etkisinin yapının içinde hissedilmesine olanak tanıyan tasarımda hem operasyonel kısmın hem de peyzaj bölümünün bol ışık alması sağlanarak doğal ışığın yapıyla bütünleşmesi amaçlanmış.
Bir su aktivitesi içine yerleştirilen yapıda doğal bir görünüm yakalanarak İzmir’in sıcak ikliminde serinletici bir atmosfer oluşturulması sağlanmış. Belli katlarda çıkmaları olan hareketli mimari yapısıyla dinamik ve modern bir görünümün yakalandığı yapının cephe tasarımında mesh kaplı çelik karkas kullanılmış. Gölgeleme ihtiyacını sağlamak ve mevcut hareketli formu bir düzen altına almak için tercih edilen mesh kaplama ile yapının yatayda ve düşeyde güneşin hareketlerinden korunması hedeflenmiş. Yapının girişini oluşturan avluda, ofis bölümünün konsol oluşturduğu bölgede ve su aktivitesinin üzerinde görsel perspektifler ve mekansal duyular oluşturan mesh kaplama ile yapının akıp gitmesinin yanı sıra belli fonlar ve görsel etkiler oluşması da sağlanmış.
Yüksek tavanlı showroom’un cam cephesinin üst yarısı bakır mesh ile kaplanarak mekana insan ölçeği getirilmesi amaçlanmış. Zemin katı çevreleyen suyun hareketi ve yer yer kullanılan sanatsal objeler ile keyifli pasajların oluştuğu bir atmosfer elde edilmiş. Hem statik gereklilikleri karşılayan hem de çalışma alanlarında ortamdan çok uzaklaşmadan nefes almayı sağlayan sigara balkonları ve terasların oluşturulduğu yapının operasyonel kısmında İzmir bölgesinde sıklıkla kullanılan prefabrik ısı yalıtımlı beton paneller kullanılmış.
Mavi yakalı personelin kullanacağı ofis, yemekhane ve teknik hacimlerin olduğu bir yapının organize edildiği operasyonel bölümde ön cephede kullanılan mesh çerçeveye ek olarak tasarlanan örtücü mimari öge ile personel araçlarının güneş ışınlarından korunması amaçlanmış. Yapıda hem gelen malzemenin boşaltılması, hem de sevk edilecek malzemenin yüklenmesi operasyonunu organize edebilmek için iki uzun cepheye yerleşim yapılarak geniş bir araç yolu da elde edilmiş.