Hukuk Ekonomisi ile Türkiye’ye 10 milyar dolarlık ihracat geliri fırsatı
- Mahkemelere alternatif uyuşmazlık çözümü yöntemlerinin başında gelen tahkim konusunda Türkiye’yi etkin bir hale getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl kurulan İstanbul Tahkim Derneği, ‘Etik’ konu başlığıyla toplandı. Bu uluslararası konferans, derneğin ilk geniş çaplı global etkinliği olacak ve kuruluş amacına paralel mesajların verilmesi için de bir fırsat yaratmış oldu.
- İstanbul’u dünyanın tahkim başkentlerinden biri yapmak üzere Türkiye’nin tahkim hukuku uygulamacılarını bir çatı altında buluşturan İSTA, değerli bir insan kaynağı birikimi oluşturmak ve daha fazla Türk tahkim hakemin uluslararası uyuşmazlıklara atanmasını sağlamayı amaçlıyor. Bu konferans da bu hedeflerin bir kez daha kamuoyu ile paylaşılmasına imkan tanıyacak.
- İSTA’nın düzenlediği Uluslararası Tahkim Konferansı’nda konuşan Dernek Başkanı Avukat Mehmet Gün, Türkiye’den, tahkime konu olabilecek uyuşmazlıklarda, yılda yaklaşık 1 milyar dolarlık bir kaynağın yurt dışına gittiği söyledib Gün, “Oysa bu kaynağın ülke içinde kalmasını sağlayıp, yakın coğrafyadaki tahkim davalarını da Türkiye’ye çekerek, hukuk ekonomisini 10 yıl içinde 10 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştırmak mümkün” dedi.
Ticari kuruluşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmede mahkemelere alternatif olarak gösterilen tahkim konusu, Türkiye için her geçen yıl daha da önem kazanıyor. İstanbul Tahkim Merkezi’nin (İSTAC) verilerine göre, merkeze gelen davaların yüzde 53’ünü uluslararası, yüzde 47’sini yerli uyuşmazlıklar oluşturuyor. Uyuşmazlıkların değeri 15 bin TL ile 8 milyon TL arasında değişebiliyor. ISTAC’a gelen davaların yüzde 32’si satım sözleşmeleri iken diğer iki büyük grubu ise yüzde 20’şerlik paylarla hizmet ve inşaat sektörü sözleşmeleri oluşturuyor. Uyuşmazlık taraflarının yüzde 84’ü Türkiye kökenli olmakla birlikte, yüzde 16’sı Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Hindistan arasında dağılıyor.
İSTA tarafından düzenlenen Uluslararası Tahkim Konferansı’nda konuşan İSTA Başkanı Av. Mehmet Gün, “Saygın bir tahkim uygulaması olması durumunda çoğu Türkiye’ye ve özellikle İstanbul’a akacak olan tahkim davaları, başka ülkelere gidiyor ve Türkiye büyük fırsatlar kaybediyor. Uluslararası saygınlığı olan tahkim olması durumunda, Türkiye bu yolla hukuk ekonomisine 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolar ilave kaynak yaratabilir” dedi.
Her türlü uyuşmazlıkta devlet yargısına gidilmesinin süreçleri uzattığını, sorunları kangren haline getirdiğini ve sonuçların tatmin edici olmadığını vurgulayan Gün, “Verimlilik ve karlılık düşerken kayıplar ve maliyetler fazlasıyla büyüyor. Oysa tahkim ihtiyaca uygun, yüksek kaliteli hassas çözümleri kısa sürede sunuyor. Bu, büyük şirketler için olduğu kadar KOBİ’ler için de kritik değer taşıyor” diye konuştu.
Gün, sözleşmelerine tahkim maddesi ekleyen KOBİ’lerin, uyuşmazlık durumunda tasarruf ve hız açısından mahkemelere nazaran tahkimde büyük avantaj elde ettiğini kaydetti. Hukuk ekonomisinin tahkim ile büyümesi gerektiğini vurgulayan Gün, şöyle devam etti:
“Saygın bir tahkim uygulaması olması durumunda çoğu Türkiye’ye ve özellikle İstanbul’a akacak olan tahkim davaları, başka ülkelere gidiyor ve Türkiye büyük fırsatlar kaybediyor. Uluslararası saygınlığı olan tahkim olması durumunda, Türkiye bu yolla hukuk ekonomisine 10 yılda yaklaşık 10 milyar dolar ilave kaynak yaratabilir. Türkiye, uluslararası uyuşmazlıkları tahkim ve benzeri yollarla etkin verimli ve hızlı bir şekilde çözebilecek yetkin, nitelikli kadrolara sahip. Ülkemizin ekonomisine tahkim yoluyla yüksek katma değerli hizmetler kazandırmak; hukuk hizmetleri piyasasını tahkim ile büyütmek, İSTA’nın temel misyonu.”
“İstanbul’u tahkim konusunda güçlü bir konuma taşımak istiyoruz”
Mehmet Gün, İSTA’nın iş birliği anlaşmasının olduğu İstanbul Tahkim Merkezi’nin (İSTAÇ) kuruluşundan bu yana yapılan çalışmalarla Türkiye’de tahkim bilincinin çok geliştiğini belirterek, kısa sürede birçok engelin ortadan kalktığını, binlerce Türk hukukçunun iş dünyasının on binlerce sözleşmesinde İSTAÇ kurallarına göre tahkimde anlaştığını vurguladı. Görülmesi ve ölçülmesi imkansız olan bu gelişmelerin etkilerini İSTAÇ’a tahkim davalarının gelmeye ve sayının artmakta olması ile ortaya çıktığını aktaran Gün, “Tahkim konusunda önemli olan Tahkim Merkezilerine gelen dava sayısı değil aslında. Böyle bir imkanın varlığı, etkin çalışıyor olması ve iş dünyasında bilinmesi tercih edilebilir olmasını sağlıyor” dedi.
Gün, İstabul’un sayılı bir tahkim merkezi haline gelmesinin ülkenin uluslararası güvenirliğinin artmasının yanı sıra, Türkiye’nin İstanbul uluslararası finans merkezi gibi önemli projelerinin başarısı için de stratejik başarı unsuru olduğunu söyledi. Gün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tahkim uzmanlarının önemli bir kısmı, İstanbul’da faaliyet gösteriyor. Kültürel ve coğrafi olarak bir çekim merkezi olan İstanbul, tahkim açısından da bütün teknik, lojistik ve çevresel imkanlara sahip. İSTA’yı bu büyük potansiyeli harekete geçirmek amacıyla kurduk. Önceliğimiz tahkimle ilgilenen herkesi ve tüm kurumları ortak çatı altında buluşturmak ve yüksek kazanımlar için gönüllü iş birlikleri sağlamak. Hedefimiz ise bir yandan ülke içindeki büyüklü küçüklü ticari davalarda uyuşmazlıkların yine ülke içinde tahkim yoluyla çözüme ulaştırılmasını teşvik etmek, bir yandan da İstanbul’u tahkim konusunda ileri şehirler arasında güçlü bir konuma taşımak. İstanbul’u bu alanda ün kazanan, tahkim yeri olarak özellikle tercih edilen gözde bir merkez haline getirmek istiyoruz.”
“Tahkimde etik kurallar İstanbul ile anılacak”
İSTA’nın aynı zamanda Türkiye’de tahkim hukuku alanında etik kuralların belirlenmesine ve kalifikasyon kriterlerinin oluşturulmasına da öncülük ederek adil, dürüst ve hızlı yargılama için önemli bir misyon üstlendiğini belirten Gün, “Dernek; sigorta, spor ve tüketici hukuku alanlarında zorunlu hale getirilen tahkim uygulamalarının başarısını, isteğe bağlı olan ticari tahkime taşıyarak mahkemelerin üzerindeki iş yükünün azaltılmasına da katkıda bulunmayı hedefliyor” şeklinde konuştu. Son yıllarda tüm dünyada en çok konuşulan konuların başında tahkimde etik kuralların olduğuna işaret eden Gün, şunları kaydetti:
“Bu konferans bizim için şu açıdan da çok önemli. Dünyadaki tahkim literatürüne ve camiasına çok önemli bir çalışma armağan edeceğiz. Dört yılı aşkın bir süre çalıştık ve tahkimde etik kuralları yazdık. Galatasaray Üniversitesi’nden hocamız Doç. Dr. Sayın Süheyla Balkar Bozkurt çok titiz bir çalışmaya imza attı. Bu konferansın en önemli çıktılarından biri de İSTA Hakem Etiği Kuralları’nın deklarasyonu olacak. Böylece tahkimle ilgilenen yaklaşık 100 bin kişiye bu kuralları anlatmış olacağız.”
“Prensipleri bir kez dahi ihlal etseniz sizin için çok geç olacaktır”
İstanbul Tahkim Merkezi (ISTAC) Başkanı Prof. Dr. Ziya Akıncı da bir araştırmaya göre, insanların tahkimi en uygun çözüm yolu olarak gördüğünü belirterek, tahkimin nötr bir kurum olmasının bunun en önemli nedeni olarak görüldüğünü anlattı.
Uygulamacıların mahkemelerle kıyasladığında, milletlerarası tahkimin daha elverişli olduğunu düşündüğünü aktaran Akıncı, “Bu çok önemli bir husus, bardağın dolu yanı. Daha da önemli olan bunun sürdürülebilir olması. Bir hakem olarak prensipleri bir kez dahi ihlal etseniz sizin için çok geç olacaktır. Bu kredi sadece bir kere söz konusu. İhlal ettiğinizde telafisi imkansız denecek kadar zor. O nedenle bugünkü toplantı son derece önem taşıyor.” yorumunu yaptı.
Hakemler tahkimdeki etik yükümlülüklerin koruyucusudur
Tahkimde etik kuralları kaleme alan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süreyya Balkar Bozkurt, çalışmanın Türkiye’de bir ilk olma özelliğini taşıdığını da vurguladı. Bozkurt, “Tahkimde baş aktör sargılayan statüsünde olan hakemdir. Dolayısıyla tahkime güven duyulması için hakeme güven duyulması gerekir. Hakemin tarafsız ve bağımsız olması, bilgi, tecrübe ve dil açısından yetkin olması, adil bir yargılama yürütmesi, bağımsızlığın teminatı sayılacak bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesi, taraflarla ilişkilerinin iş ile sınırlı kalması ve tahkimi devlet yargısından ayıran gizlilik ilkesinin gerektirdiği sır saklama yükümlülüğüne sadık kalması gerekir. Bunların tamamı hakemin etik yükümlülükleridir” dedi.
Uyuşmazlıklar 15 bin-8 milyon TL değerinde
Verilen bilgiye göre, ticari kuruluşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözmede mahkemelere alternatif olarak gösterilen tahkim konusu, Türkiye için her geçen yıl daha da önem kazanıyor. İSTAC verilerine göre, merkeze gelen davaların yüzde 53’ünü uluslararası, yüzde 47’sini yerli uyuşmazlıklar oluşturuyor. Uyuşmazlıkların değeri 15 bin TL ila 8 milyon TL arasında değişebiliyor. ISTAC’a gelen davaların yüzde 32’si satım sözleşmeleri iken diğer iki büyük grubu ise yüzde 20’şerlik paylarla hizmet ve inşaat sektörü sözleşmeleri oluşturuyor. Uyuşmazlık taraflarının yüzde 84’ü Türkiye kökenli olmakla birlikte, yüzde 16’sı Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Hindistan arasında dağılıyor. Türkiye’de her yıl binin üzerinde dava için uluslararası tahkime başvurulduğu tahmin ediliyor. Bu da yaklaşık 1 milyar doların yurt dışına gitmesi demek. Oysa Türkiye’de hem kendi ülkesindeki anlaşmazlıkları çözecek hem de yakın coğrafya için bir merkez olmayı sağlayacak insan kaynağı var. Konferansta ayrıca, İstanbul Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi (İTOTAM) Divan Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ozan Diren de konuşma yaptı.