Hava kalitesi çalışmalarına yapılan yatırım, sağlık harcamalarında önemli tasarruf sağlıyor
Türkiye’deki 31 ilin temiz hava eylem planlarının güncellenmesi ve bireysel ve toplumsal farkındalığın artırılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan “Şehirlerde Hava Kalitesinin İyileştirilmesi ve Kamuoyu Farkındalığının Artırılması (City Air) Projesi”, iki yılını geride bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti ve AB tarafından finanse edilen CityAir Projesi Uzmanı İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Ünal, pandeminin hava kalitesinin önemini tüm insanlığa bir kez daha hatırlattığını söyledi ve ekledi: “Yerelde hava kalitesi anlaşılamazsa, küresel bir çözüm mümkün değil. Hava kalitesi çalışmalarına yapılan yatırım, hava kirliliğine bağlı sağlık harcamalarında önemli bir tasarruf sağlıyor”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Avrupa Birliği ile 2018 yılı sonunda başlattığı CityAir Projesi, dünyada insan sağlığını tehdit eden çevresel sorunların başında gelen hava kirliliği ile mücadeleyi Türkiye’nin gündemine getiren ve ülkemizde hava kalitesi konusunda yürütülen en kapsamlı proje olma özelliğini taşıyor. Proje kapsamında Aydın, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla, Uşak, Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin, Osmaniye, Amasya, Çorum, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Sivas, Tokat, Afyonkarahisar, Aksaray, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Kayseri, Konya, Nevşehir ve Niğde’nin yer aldığı 31 ilde, yerel yönetimlerin ve illerdeki konuyla ilgili paydaşların, hava kalitesi yönetiminde emisyon envanteri oluşturma ve modelleme bileşenleriyle, konuyu vatandaşlara nasıl anlatmaları gerektiğinin yöntemleri anlatılıyor.
Prof. Dr. Alper Ünal: “Pandemi nedeniyle hava kirliliğinin yüzde 32 azaldığını gördük”
Türkiye’de başlıca evsel ısınma, ulaşım ve sanayi kaynaklı kirleticilerin olumsuz olarak etkilediği hava kalitesinin, hem insan sağlığına hem de ekonomiye önemli oranda zarar verdiğini söyleyen CityAir Projesi Uzmanı , İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü, İklim ve Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Ünal şunları vurguladı:
‘’İnsanlarda hava kirliliğinin tek sebebinin sanayi tesisleri olduğuna dair yanlış bir algı mevcut. Koronavirüs salgını döneminde araçların trafikten çekilmesi ile birlikte hava kalitesinde yaşanan iyileşme, soluduğumuz hava üzerindeki bireysel sorumluluğumuzu da net bir şekilde ortaya koydu. İki ay gibi kısa bir zaman diliminde bile özellikle taşıtlardan yayılan partikül madde kaynaklı hava kirliliğinin yüzde 32 azaldığını gördük. Bu nedenle 31 ilde hava kalitesine esas teşkil eden envanter ve modelleme çalışmalarımızı sürdürürken, soluduğumuz hava üzerindeki bireysel sorumluluğa yönelik kamuoyu farkındalığı oluşturuyoruz.”
Hava kirliliğine karşı alınacak önlemlerde; ekonomik durum, endüstri, nüfus, taşımacılık alanındaki talepler gibi pek çok parametrenin söz konusu olduğunun altını çizen Ünal, CityAir projesinde; elde edilen bilimsel verilerin ardından proje kapsamında yer alan şehirler için hangi kirletici kaynakların daha önemli olduğu, bu şehirler için çözüm önerilerinin neler olduğu gibi kapsamlı ve detaylı bilgileri de yerel yönetimler ile paylaşacaklarını söyledi.
“Hava kalitesi çalışmalarına yapılan yatırımlar, hava kirliliğine bağlı sağlık harcamalarında önemli bir tasarruf sağlıyor”
Hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin herkes tarafından bilindiğine dikkat çeken Prof. Dr. Alper Ünal, hava kirliliğinin ekonomik etkileri ile ilgili yapılan araştırmalara da değindi. Ünal, ABD’de yapılan araştırmalarda, 1990’dan bu yana hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik yapılan 40 milyar dolarlık yatırım ile sağlık harcamalarından 2 trilyon dolarlık tasarruf sağlandığını belirtti.
‘’Yerelde hava kalitesi belirlenemezse, küresel bir çözüm mümkün değil’’
Hava kalitesinin bölgesel kaynaklar ile bağlantılı olduğuna ancak; etkisinin sınırları aştığına dikkat çeken Ünal, şöyle devam etti:
“Türkiye’den örnek vermek gerekirse; elimizdeki veriler İstanbul’daki hava kirliliğinin bölge illerine de taşındığını gösteriyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan taşınan çöl tozlarının da ülkemizdeki hava kirliliği üzerinde önemli bir etkisi var. Şehirlerdeki hava kalitesi takip edilmezse o bölgedeki hava kalitesine dair doğru veriler elde edilemez; geleceğe dair önlemler de alınamaz. Araştırmalar gösteriyor ki hava kirliliği yakın gelecekte de insanlığın karşılaştığı en önemli sorunlardan birisi olacak.”
CityAir projesi kapsamında proje kapsamındaki illerde kirletici emisyonların değerlendirilmesini yaptıklarını ifade eden Ünal, yerel ve bölgesel ölçekte taşınım ve dağılıma göre kirleticilerin atmosferik koşullarda modellenmesiyle elde edilen haritaların, gelecekte, gerekli önlemlerin alındığı ve alınmadığı durum senaryolarında nasıl bir kirlilik ile karşılaşacağımızı ortaya koymanın aracı olduğunu vurguladı.
City Air Projesi hakkında
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CityAir Projesi, Türkiye’de 31 ilin hava kalitesinin korunması ve kamuoyu farkındalığı sağlanması amacıyla yürütülüyor. Bu amaçla düzenlenen eğitim ve iş birliği faaliyetleri, hava kalitesi çalıştayları ve saha ziyaretleri yerel personelin eğitiminde de büyük önem taşıyor.
Proje kapsamında, hava kalitesi yönetimine ilişkin konuların; karar vericiler, belediyeler, çocuklar, kadınlar ve toplumun farklı seviyelerinde anlaşılması ve bu konuda farkındalığın artırılması için çalışmalar yapılıyor.
Projede; Aydın, Denizli, İzmir, Manisa, Muğla, Uşak, Adana, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Mersin, Osmaniye, Amasya, Çorum, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Sivas, Tokat, Afyon, Aksaray, Antalya, Burdur, Isparta, Karaman, Kayseri, Konya, Nevşehir ve Niğde illeri yer alıyor.
Projeden beklenenler:
- Hava Emisyon Yönetim Sistemi (HEY) içinde envanter kapasitesinin “hava kalitesi” modellemeleri, GIS (Coğrafi Bilgi Sistemi) ve diğer tüm “Bilişim Teknolojileri” araçları ile geliştirilmesi.
- Temiz Hava Bölgeleri dağılımına göre Güney İç Anadolu, Ege, Orta Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yer alan 31 ilin Temiz Hava Eylem Planlarının güncellenmesi.
- Şehir ölçeğinde emisyon azaltma stratejilerinin geliştirilmesi ve toplumdaki farkındalığı artırarak hava kalitesini yükseltmeye yardımcı olacak yol haritasının oluşturulmasıdır.
Kamuoyunu bilinçlendirmek için atılan adımlar:
- Hava kalitesi konusunda kamuoyundaki farkındalık düzeyinin belirlenmesi için anket çalışmaları yapılıyor.
- Hava kalitesi yönetimi üzerine çalıştaylar düzenleniyor. Emisyon envanteri eğitimleri gerçekleştiriliyor. Hava kalitesi değerlendirmesi ve modellemesi eğitimleri veriliyor.
- Çocuklar ve yaşlılar gibi seçili hedef gruplara ve hamileler, hastalar gibi risk gruplarına yönelik özgün bilgilendirici içerikler geliştiriliyor; bu içeriklere yönelik broşürler basılıyor ve dağıtılıyor.
- Genç kuşağa yönelik sosyal medya buluşmaları gerçekleştiriliyor. TV ve radyo spotları hazırlanarak hava kalitesinin geniş kitleler tarafından anlaşılmasını sağlayacak paylaşımlar gerçekleştiriliyor. Çevrimiçi seminerler düzenleniyor.
- Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile işbirliği içerisinde çalışılıyor.
- Kamuya açık alanlarda, okullarda, il ve ilçe belediyelerinde hava kalitesinin korunmasına yönelik çalışmalar sürdürülüyor. Özellikle ilköğretim ve ortaöğretim seviyelerine göre eğlenceli ve öğretici aktarımların sağlanmasıyla akılda kalıcı faaliyetler planlanıyor.