“Güvenli yapılar inşa ederek depremi risk olmaktan çıkarmalıyız”
Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan:
“Güvenli yapılar inşa ederek depremi risk olmaktan çıkarmalıyız”
İnşaat malzemeleri sanayisinin çatı örgütü Türkiye İMSAD, Türkiye’de 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, en az 100 yıl kullanılmak üzere güvenli yapılar inşa edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 18’inci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, “Ülkemizde 7 milyondan fazla riskli yapı var. Artık her deprem sonrası felaket senaryolarını dile getirmek yerine, yapısal problemleri çözüp, kentsel dönüşüm sürecini de iyi değerlendirerek, ülkemizin daha güvenli yapılara kavuşmasını sağlamalı ve depremi bir risk olmaktan çıkarmalıyız” dedi.
Ege Denizi’nde meydana gelen son depremlerin, kentsel dönüşümün önemini bir kez daha hatırlattığını belirten Türkiye İMSAD (İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) Başkanı Ferdi Erdoğan, “Görüyoruz ki depreme hazır olma konusunda halen birçok eksiğimiz mevcut. Başta kentsel dönüşüm sürecindeki eksikliklerin bir an önce giderilmesi gerekmektedir. Ülkemizde 7 milyondan fazla riskli konumda yapı mevcut. Her ortamda dile getirdiğimiz üzere, yaşanan her deprem sonrası felaket senaryoları dile getirmek yerine yapısal problemleri çözüp, ülkemizin daha güvenli yapılara ulaşmasını sağlamalıyız ve depremi bir risk olmaktan çıkarmalıyız. Kentsel dönüşüm için kamu tarafından yaratılacak 75 milyar liralık kaynak konusunun netleşmesi ile birlikte, sektörümüz desteklenecek ve inşaat çalışmaları hız kazanacaktır” diye konuştu.
Marmara Denizi en fazla 7.0-7.5 bandında deprem üretir
Depremi önceden tahmin etmenin çok zor olduğunun altını çizen Ferdi Erdoğan şu bilgileri paylaştı; “İstatistiki verilere göre dünyada bir yıl içerisinde ortalama 500 bin deprem gerçekleşir. Bu depremlerin ancak 100 bine yakınını insanlar hissedebilir. Yaklaşık 400 bin depremi insanlar hissedemez. Dünyada ortalama her yıl, 1 -2 kez 9 şiddetine yakın deprem gerçekleşir. Bu depremler de daha çok okyanus ülkelerinde meydana gelir. Türkiye’de 9 ya da 8 şiddetinde deprem gerçekleşme ihtimali çok düşüktür. Marmara Denizi’nin üretebileceği şiddet en fazla 7.0 – 7.5 bandında olacaktır. Ege Denizi ise en fazla 6.0 – 6.5 bandında deprem üretebilir. Bugüne kadar olan deprem istatistikleri bu tahmini güçlendirmektedir. Ama bu noktada binaların, bu şiddete dayanıp dayanmaması ayrı bir tartışma konusudur.”
“Allah bir daha deprem göstermesin’ demek, deprem ile ilgili yapılan herhalde en yanlış duadır”
Türkiye İMSAD Başkanı Ferdi Erdoğan, Türkiye’nin büyük bir bölümünün deprem riski yüksek olan bir ülke olduğuna dikkat çekti ve “‘Allah bir daha deprem göstermesin’ demek, deprem ile ilgili yapılan en yanlış duadır. Çünkü depremin olmadığı, enerjisini boşaltamamış bir yer küre herhalde saatli bir bomba gibi olur. Yani depremler kaçınılmazdır ve depremlerin gerçekleşmesi yerkabuğunun kaçınılmaz bir gerçeğidir. Önemli olan deprem gerçeğine uyum sağlayabilmek, bu gerçekle birlikte yaşayabilmek ve bütün planları buna göre yapmaktır” dedi.
Mahalleler değil binalar dönüşüyor
Türkiye’de 20-30 yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapılar değil, 100 yıllık yapılar inşa edilmesi için kullanılan malzemeden uygulama sürecine kadar her aşamada kalitenin önemli olduğunu vurgulayan Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu: “Günümüz inşaatları en az 100 yıl için yapılmalıdır, kent mimarisi de bu yaklaşımla şekillenmeli ve sık sık değişikliğe gidilmemelidir. Biz 20-30 yıl, yani bir otomobil kadar kullanım ömrü olan binalarda yaşıyoruz. Hem binaların dayanıksızlığı hem de yeni çevre düzenlemelerinden dolayı mevcut yapılar yıkılarak yeniden inşa ediliyor. Örneğin Kadıköy’de 70’li yıllarda, az katlı, bahçeli evler yıkıldı yerine yüksek apartmanlar yapıldı. Şimdi aynı binalar bir kez daha dönüşüyor. Arada sadece 30-40 yıllık bir zaman var ve bu kapsamda çok ciddi bir kaynak harcanıyor. Günümüzde, depremle ilişkilendirilmiş konut yapısı halen çok yerine oturmuş değil. Kentsel dönüşüm çerçevesinde mahalleler değil, sadece binalar dönüşüyor. Dönüşürken de servet etkisi ilk sırada yer alıyor. Para kazanma algısı çok yüksek. Umuyoruz ki, yeni binalar daha kalıcı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla inşa edilir. Bu nedenle her platformda ısrarla dile getirdiğimiz üzere, etkin bir piyasa denetimiyle birlikte ülkemizde bir Yapı Yasası’nın olması şart. Bu yasanın çıkarılması bir sektörü değil, tüm ülkeyi kalkındıracak bir hamle olacaktır.”
Su yalıtımı olmayan binalarda büyük tehlike
Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını ve depremde meydana gelen büyük yıkımların en önemli nedeninin korozyon olduğunu da hatırlatan Ferdi Erdoğan, “Ülkemizde su yalıtımı yapılmamış bina sayısı yüksek ve su yalıtımı yapılmamış binalar, korozyon nedeniyle büyük tehlike yaratmaktadır” dedi.
Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi ile bilinç oluşturacağız
Ayrıca Türkiye İMSAD olarak, Tuzla Belediyesi ile ‘Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi’ projesi için işbirliği yaptıklarını belirten Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Eğitim Merkezimiz için yer tahsis eden Tuzla Belediyesi ile bir protokol imzaladık. Türkiye İMSAD olarak, temsil ettiğimiz inşaat sektörünün önde gelen paydaşlarıyla birlikte bir sosyal sorumluluk projesi olarak planladığımız Güvenli Yapılar Eğitim Merkezi tamamlandığı zaman bölgenin bu alandaki ilk ve tek projesi olacak. En iyi güvenli yapı örnekleri ve uygulamalarının sergileneceği Eğitim Merkezimizde ayrıca interaktif etkinlikler, simülasyonlar, konferanslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. Bu merkez ile afetler ve güvenli yapı konusunda kamuoyunda bilinç oluşturmayı amaçlıyoruz.”