Geleceğin şehirlerini yerküreye saygılı teknolojiler inşa edecek
Nüfusu, sanayi ekosistemi ve çevrelerine olan etkileşimleriyle şehirler, her geçen gün gelişen dünyanın değişen dinamikleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu noktada, yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirleri bugünden inşa etmek ve ekolojik dengeyi koruyan yapıların tercih edilmesi giderek daha da önemli hale geliyor. Özellikle de kentsel dönüşümle birlikte yeniden yapılanma sürecinde olan Türkiye’de… Yerküreye dost yaşanabilir kentler inşa etmekse, şehirlerin farklı ihtiyaçlarını makro bir bakış açısıyla tanımlamak ve bu tanım üzerinden yapılacak planlama ve yatırımlarla mümkün. Şehirleşmede sürdürülebilirliğin ön koşullarından olan yeşil uygulamalar ve yapı güvenliğine dikkat çeken Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü kapsamında geleceğin sürdürülebilir şehirlerine yönelik yatırımlar ve çözümler hakkında önemli bilgiler verdi.
Ekonomik gelişmeler başta olmak üzere hızlı nüfus artışı ve sanayide yaşanan köklü dönüşümler büyük kentlere göçü artırırken şehirlerin, yeni insan dalgasını kaldırabilmesi için etkili çözümler gerekiyor. Hem insan popülasyonunun şehrin kaynaklarını en verimli şekilde kullanabilmesi hem de biyolojik sistemlerin çeşitliliği ve üretkenliğinin devamlılığı için hayati olan bu çözümler, sürdürülebilir şehirlerin hayata geçmesini zorunlu kılıyor. İmza attığı teknolojilerle güvenli yapıların inşasında rol alan Hilti, kentlerin yaşam alanı olarak varlığını sürdürebilme yeteneğini güçlendirmek için çalışıyor.
Yapı stokunda sürdürülebilirlik güvenli yapılarla başlar
İnsanların güvenle yaşayabilecekleri yapılar olmadan sürdürülebilir şehirlerden bahsetmenin mümkün olmadığına dikkat çeken Hilti Türkiye Pazarlama Direktörü Özgecan Işıltan; “Şehirlerimizin her geçen gün artan nüfus karşısında kapasitelerini kullanabilmeleri ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sürdürülebilirlik, sürdürülebilirlik içinse yapı güvenliği şart. Tüm alt yapıların modernizasyonunun tamamlanmış olması sürdürülebilirlik için yeterli olmuyor. Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 92’sinin deprem kuşağında yer aldığı düşünüldüğünde mevcut yapıların dayanıklılık performanslarının artırılması ve yeni inşa edilecek binaların güvenlik standartlarına uygun olarak yapılması gerekiyor. Biz Hilti olarak yapıların olası bir depreme karşı dayanıklılığını test etmek ve çıkan sonuçlara göre güçlendirmek için çeşitli çözümler sunuyoruz. Binalardaki yapı elemanlarının sağlıklı bir şekilde sabitlenmesini sağlayan dübeller ile hayati düzeyde riskli olabilecek sorunları nötralize ediyoruz.” dedi.
Sağlıklı şehirler için yapıların dayanıklılık performansı artırılmalı
Deprem ülkesi Türkiye’de dübellerin kritik önem taşıdığına dikkat çeken Özgecan Işıltan; “Binalardaki hasarları önleyen C2 sismik onaylı dübellerimiz yapısal beton-beton ve çelik-beton birleşimleri, mekanik ve elektrik tesisatı sabitlenmesi, asansör ya da dış cephe sabitlenmesi gibi yapıların pek çok alanında kullanılıyor. Bir diğer önemli konu olan yapısal analizlerde ise donatı tarama sistemimiz PS 300 öne çıkıyor. Analizlerde inşaat demirlerinin yerinin belirlenmesi, derinlik ölçümü ve boyut kesiti için beton detektörü özellikleri ile dikkat çeken PS 300 Ferroscan, özellikle mevcut yapıların durumunun değerlendirilmesi ve depreme dayanıklılığının ortaya koyulmasında çok önemli bir rol oynuyor. Binaların güçlendirilmesinde kullanılan filiz ekiminde yeni tasarım metodu olan EOTA TR069 ise daha önce yönetmelik kapsamında olmayan filiz ekim işlerini kapsıyor ve binanın dayanıklılık performansının iyileştirilmesinde etkili bir rol üstleniyor. Bu bağlamda pazara bu yıl sunduğumuz EOTA TR069’a uyumlu RE500 V4 ve HY200 V3 kimyasal ankrajlar ile güçlendirme projelerine önemli bir katma değer sunuyoruz” şeklinde konuştu.
Ekolojik yatırımlar ve yeşil uygulamalarla sürdürülebilir şehirler inşa edilebilir
Sürdürülebilir, değer yaratan bir organizasyon olma stratejisi doğrultusunda faaliyet gösterdiklerini ifade eden Işıltan; “Hilti olarak tüm süreçlerimizi gelecek nesillere daha iyi bir gezegen bırakmak adına sürdürülebilirlik stratejisiyle yürütüyoruz. İmza attığımız teknolojilerle geleceğin yapılarının inşasında önemli bir rol üstlenirken gezegen ile olan dengeyi de optimum seviyede tutuyoruz. Geldiğimiz noktada şehirlerde yaşayan insan nüfusunun hızla artmaya devam ettiğini görüyoruz. Bu konuda yapılan araştırmalar 2050 yılında şehirlerde yaşayan toplam nüfus oranının yüzde 66’ya ulaşacağını gösteriyor. Popülasyonun giderek yoğunluk kazandığı şehirlerde hizmetlerin olabildiğince eşit dağılması, alt yapı sistemlerinin bu yoğunluğu kaldırabilecek güce erişmesi, sera gazı salımının kontrol altına alınması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması sürdürülebilir şehirlerin alt kırılımlarını oluşturuyor. Biz bu alt kırılımların en efektif şekilde hayata geçmesi için gerekli yapı teknolojileriyle geleceğin şehirlerine çözüm ortaklığı yapıyoruz. Her bireyin sağlıklı bir yerde barınma ihtiyacının temel hak ve özgürlükleri olduğuna inanarak Hilti Vakfı aracılığıyla hayata geçirilen Uygun Fiyatlı Konut ve Teknoloji Merkezi projesi ile az gelişmiş ülkelerde uygun fiyatlı konut imkânı sağlıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.