Geleceği ‘‘bakliyat’’ kurtaracak
Türkiye’nin önerisi ile 2016 yılında Birleşmiş Milletlere bağlı Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) tarafından bakliyatın öneminin anlatılması ve bu konuda farkındalığın artırılması için kabul edilen ‘’Dünya Bakliyat Günü’’ bu yıl 10 Şubat’ta kutlandı.
Dünyada 815 milyon insan açlık çekiyor yaklaşık 1 milyar 200 milyon insanda yetersiz besleniyor. Daha düşük maliyetle üretimi yapılan bakliyat ürünlerinin daha doyurucu ve sağlık açısından temel bir besin maddesi olduğunun altını çizen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, bakliyat üretiminin artırılmasının açlığa çare olacağına dikkat çekiyor.
Bakliyat, hem toprak hem de insan için besin değeri yüksek önemli bir ürün. Sağlıklı beslenmeye olan katkısıyla sofralar için vazgeçilmez olan bakliyat vücudun ihtiyacı olan proteinin karşılanmasına yardımcı oluyor.
Bakliyatın gen merkezi olan Türkiye, ürün bazında uzmanlaşmış üretim bölgelerini oluşturursa tarımda söz sahibi olur diyen Mehmet Reis, “Havza Bazlı Destekleme Modeli kapsamında iklim, toprak ve su gibi unsurlar iyi analiz edilerek yüksek verim alınan bölgelerde nohut havzası, fasulye havzası, mercimek havzası oluşturulmalıdır” dedi.
Yerli tohumlarla yetiştirilen bakliyat ürünlerine dış pazardan büyük talep var.
Dünya bakliyat ihracatında ilk sıralarda yer alan Amerika, Kanada, Meksika ve Hindistan’da yetiştirilen kırmızı mercimek, nohut ve fasulye daha ucuz olmasına rağmen ülkemiz topraklarında yetiştirilen ürünler tercih edilmektedir. Türkiye bu talebi dikkate alarak üretim ve ihracat potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmelidir.
Türkiye 1990 yılında yaklaşık 2 milyon ton bakliyat üretimi gerçekleştirmiştir. Ülkemiz bugün bu rakamları aşabilecek kapasiteye sahiptir.
Türkiye’nin birçok bölgesinin ekolojik yönden bakliyat yetiştirmeye uygun olduğunu belirten Mehmet Reis; ‘‘Bakliyat üretiminde deneyimli çiftçilerimiz ve yerli tohumlarımız var. Bu değerlerimize sahip çıkmalıyız. Yerli üretime ve çiftçimize verilecek destek ile ekonomimizi çok daha ileri bir noktaya taşıyabiliriz. Bakliyat üreticileri desteklerin ekim öncesi yapılmasını ve maliyetlerin aşağı çekilmesini talep ediyor. Daha nitelikli, verim gücü yüksek, ıslah edilmiş tohumlarla üretim konusunda yönlendirmesini istiyor. Bu çerçevede yurt içi tüketim ve dış satım potansiyeli dikkate alınarak her üründen ne kadar üretilmesi gerektiği araştırılıp; ekilecek ürün çeşidi ve miktarı belirlenmelidir. Üreticiye para kazandırılarak sürdürülebilir bir üretim yapısının oluşturulması gerekmektedir” dedi.
‘’Milli Tarım Projesi’’ ile daha güçlü bir üretim
2017’de uygulamaya başlanan “Mili Tarım Projesi” çiftçimiz için umut oldu. 2019 yılında “Mili Tarım Projesi” ile Türkiye’de tarım sektörün daha da büyüyeceğini ve güçleneceğini ifade eden Mehmet Reis, “Ata tohumu olarak bilinen bakliyat çeşitlerinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması en büyük mirastır. Uzun yıllar kendini tarım ülkesi olarak niteleyen ve tarımın dünyada ilk geliştirildiği coğrafyanın üzerine kurulu Türkiye, bakliyat başta olmak üzere tüm tarımsal üretimde kendine yeten, tükettiğinden fazla üreten, ihracatını artıran cari açıktan kurtulup cari fazla veren bir ülke olmalıdır. Yeter ki nitelikli, yüksek kalitede, katma değerli üretim artırıcı gerekli iradeyi gösterelim ve kararlı olalım” dedi.