Expo Real 2017 izlenimleri
Gayrimenkul ve yatırım sektörünün Avrupa’daki en büyük fuarı olan ve Almanya’nın Münih şehrinde bu yıl 20’inci kez düzenlenen Expo Real, 4-6 Ekim tarihlerinde ziyaretçilerine kapılarını açtı. 64 bin metrekare alanda, 75 ülkeden toplam 2.003 katılımcı ve 41 bin 583 ziyaretçiyi ağırlayan Expo Real 2017’ye Cushman & Wakefield olarak dünya genelindeki ofislerimizden toplam 157 kişilik bir ekiple katıldık ve 1.250’den fazla müşteriyle birebir görüşmeler gerçekleştirdik.
Geçmiş senelere göre artan katılımcı ve ziyaretçi sayılarının nedenini, gayrimenkul sektörünün dünya ve özellikle Almanya’daki iyi yöndeki hareketliliğin göstergesi olarak değerlendiriyoruz. Düşük faiz, Eurozone’daki toparlanma ve artan sermaye miktarını ise sektörün büyümesinde rol oynayan belirleyici etkenler arasında sıralayabiliriz.
Global arenada tanınan çok sayıda gayrimenkul ekonomisti; kısa ve orta vadede krize işaret eden herhangi bir unsur görülmediği hatta yaşanan son finans krizi öncesinde görülen fiyat seviyelerine genel anlamda ulaşılmadığı yönünde görüş belirtiyorlar ki bu durumu da sektör açısından olumlu olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır.
Katılımcı ve ziyaretçilerin ağırlıklı olarak Almanya ve Avrupa’dan olduğu Expo Real’de; ABD, Uzak Doğu ve Orta Doğu bölgelerinden geçmiş yıllara göre daha fazla, Türkiye’den ise diğer ülkelere ve yıllara kıyasla daha az bir katılım olduğunu gözlemledik.
Uzun vadeli yatırım olarak değerlendirdiğimiz Expo Real Fuarı’nın, ülke ve sektörümüzü tanıtmak için olabilecek en ideal platformlardan biri, yabancı yatırımcılar ile temasları sıcak tutmak açısından ise en doğru yer olduğuna inanıyoruz. Katılımcılar arasında Türkiye’den temsilcisi olan tek şirket olmamız maalesef bu fırsatın Türkiye tarafında değerlendirilemediğini bize gösterdi. Diğer taraftan iki gün boyunca toplam 20’ye yakın yerli ve yabancı yatırımcı ile yaptığımız birebir görüşmelerde Türkiye’ye özellikle Uzak Doğu Bölgesi’nden artan bir ilgi olduğunu söyleyebiliriz.
Yurtdışında gayrimenkul yatırım fırsatları arayan ve değerlendiren Türk yatırımcılar içinse Cushman & Wakefield standı dünyanın her tarafından gelen uzmanlar ile bir araya gelmek için önemli bir platform oldu. Çok sayıdaki kurumsal Türk yatırımcısı için Almanya ve İngiltere’nin öncelikli pazarlar olduğunu, ABD ve Doğu Avrupa ülkelerinin ise ilgi çekmeye devam ettiğini gözlemledik.
Türkiye’de yatırımı olan yabancı yatırımcıların ise genel anlamda yatırım performanslarından memnun olduğunu söyleyebiliriz. Getiriden ötürü satış veya ülkeden çıkma niyeti olan yabancı yatırımcı pek görmüyoruz. Buna karşın bir çok yabancı yatırımcının proje geliştirme amaçlı gayrimenkul yatırım fonu olması ve belirlenen sürenin sonuna gelinmesi dolayısıyla satış ve çıkışların bu dönemlere denk gelmesi söz konusu. Bir çoğunun benzer zamanlarda Türkiye’ye giriş yapması veya ilk yatırımlarını yapma zamanlamalarının çakışması ise tamamen tesadüf.
Geçtiğimiz yıl gözlemlediğimiz lobi eksikliğinin etkileri ise maalesef hala devam ediyor. Türkiye’de yaşanan darbe girişimi, FETÖ ve OHAL konularında yurtdışındaki kamuoyu yeterince bilgi sahibi değil. Bu durum siyasi belirsizliğe karşı oluşan olumsuz algının sürmesine ve Türkiye’de yatırım yapmaya karşı tepkilerin devam etmesine neden oluyor. Bu noktada yatırım veya kalkınma ajansı gibi kamu kuruluşlarına ülke tanıtımı konusunda önemli görevler düşüyor. Olumsuz algının hızlı bir şekilde giderilebilmesi içinse şeffaf ve kapsamlı bir bilgilendirme yapılmasına ihtiyaç var.
İzlenimlerimi bitirmeden önce geçtiğimiz Mart ayında Mipim Fuarı’nda olduğu gibi gayrimenkul sektörünün teknoloji ile etkileşimi ve özellikle gayrimenkul teknolojisi (proptech) girişimlerinin Expo Real’de de yerini aldığını söylemek isterim. Gayrimenkul inovasyon ağı (Real Estate Innovation Network REIN) kuruluşunun yanı sıra 700 girişim arasından seçilen en başarılı 25 girişimin sektör görüşmelerine dahil edilmesi; Expo Real’in önümüzdeki yıllarda hem girişim hem de geleneksel ve gelişmiş gayrimenkul oyuncularının buluşma platformu olacağının sinyalini veriyor.