Dünya hidrojene koşuyor
Türkiye çimento sektörünün sürdürlebilirlik çalışmalarında öncü ve yol gösterici olmayı hedefleyen TÜRKÇİMENTO, Vizyon Sohbetleri’nde alternatif yakıt olarak gündemde yer alan hidrojen yakıtını ele aldı
Çimento sektörünün çatı birliği TÜRKÇİMENTO, sektörün önemli konularında öncü ve yol gösterici olmak amacıyla Vizyon Sohbetleri’ne devam ediyor. Bu kapsamda 4 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirilen “Hedef 2050 Yolunda Çimento Sektörü Karbon Yakalama ve Kullanımı, Hidrojen Yakıtı” webinar’ında alternatif yakıt olarak gündemde yer alanda hidrojen yakıtı ele alındı. TÜRKÇİMENTO AR-GE Enstitüsü ev sahipliğinde ve Prof. Dr. İskender Gökalp’in sunumuyla gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay üstlendi.
TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay webinar’da yaptığı açıklamada “Sıfır karbon hedefinde çözümlerden biri olarak gösterilen hidrojenin yakıt olarak kullanımı güçlü bir altertnatif olmakla birlikte çözümün gelişmesi için zamana ihtiyaç var. Buradaki en önemli sıkıntı, çok büyük yatırıma ihtiyaç olması. Bu konunun bir ülke stratejisi olarak ele alınması önem arz ediyor. Bu çözüm ancak devlet, özel sektör ve sivil toplum iş birliği ile hayata geçirilebilir”.
Prof. Dr. İskender Gökalp yaptığı sunumda sanayi kuruluşları, araştırma üniversiteleri, TÜBİTAK, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının önemli oyuncular olması gerektiğinin altını çizdi. Bu kuruluşların sektörler ve disiplinler arası bir iş birliği içerisinde çalışması gerektiğini vurguladı. Gökalp ayrıca, Türkiye’nin hidrojen stratejisinin belirlenmesi ile ilgili izlenecek yollar ve teknolojinin uygulanabilirliği için yenilikçi, çevre atık konularına çözüm getiren ve döngüsel ekonomi sistemini benimseyen bir yaklaşım içinde olunması gerektiğine dikkati çekti.
Etkinlikte, hidrojenin bir enerji taşıyıcısı özelliğine sahip olması sebebiyle fosil yakıtlara ikame olarak kullanılabilirliği ve temiz bir üretim sürecinden geçirildiğinde CO2 salınımı azaltılıp aynı zamanda organik atıklardan üretme yöntemi ile döngüsel ekonomiye de destek sağlayabileceğine değinildi. Hidrojenin kullanımında kimyasal ve fiziksel özelliklerinden kaynaklanan riskleri de tanımlayarak yangın ve patlama gibi tehlikeleri en aza indirecek süreçlerle üretime gidilmesi gerektiği vurgulandı.