Depremin 1. yılında yıkılan binaların ancak yüzde 30’u yenilenebildi
Bundan 1 sene önce 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 9 saat arayla sırasıyla Mw 7.7 ve Mw 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Resmî açıklamalara göre 50 bin üzerinde can kaybı ve depremler sebebiyle bölge genelinde toplam 200 binden fazla bina ağır hasarlı hale geldi. Ancak depremin üstünden 1 yıl geçmesine rağmen çok sayıda vatandaş hala yeni evlerine kavuşamadı. Resmi makamların açıklamalarına göre 2 ay sonra 70 bin bina teslim edilecek. Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Sepanta Naimi, bunun yaklaşık %30’a yakın hasarlı binanın yenilenmiş olması anlamına geldiğini ifade ederek, hasarlı binaların yenilenmesinde ağır giden sürecin nedenlerine açıklık getirdi. Öncelikle deprem gibi bir felaket sonrasında oluşan zaiyatın giderilebilmesi için bölgedeki hareketliliğin bitmiş olması gerektiğine işaret etti. Doç. Dr. Sepanta Naimi, sürecin ağır ilerlemesine sebebiyet veren durumları 5 madde de açıkladı.
- Yıkılan binaların hukuki süreçler ve yapılan tetkiklerden dolayı enkaz kaldırmaların gecikmeleri
- Depremden sonraki oluşan ve artçılar
- Çok geniş alanda sürdürülen enkaz kaldırma çalışmaları.
- Bölge için hafif yapılar özelikle çelik konstrüksiyon yapılar tercih edilmemesi
- Finansal destek sorunları
“Bu bölgelerde hızlı sonuç almak için çelik konstrüksiyon yapılar düşünülmeli”
“Bölgede bu boyutta bir deprem oldu bir daha olmaz diyerek ihtiyatı elden bırakmamak gerektiğini dile getiren Altınbaş Üniversitesinden İnşaat Mühendisi Doç. Dr. Naimi, bu dönemde yapıların hızla yenilenmesi ve yeni mağduriyetler oluşturulmaması için önerilerde bulundu. “Bölge deprem kuşağı. Nasıl 1. depremden sonra beklemediğimiz şekilde 2. deprem meydana geldiyse yüksek ivmeli depremlerin tekrarlanabileceği riskini göz önünde bulundurmak gerekir. Bu nedenle hafif yapıların konut olarak planlanması doğru olacaktır. Bu yapılarak ayrı bir yerde üretilip, direkt ilgili alana hızlıca monte edilebilen ve uzun ömürlü yapılardır. Ayrıca deprem güvenliği açısından da daha dayanıklıdırlar. Özellikle kırsal bölgelerdeki köylülerin evlerini hızlı bir şekilde hazırlanmasında kolaylık sağlar. İhtiyaç olan tarım ürünlerinin üretiminin hızlandırılmasını sağlamak bölgede hayatın normalleşmesi açısından hayati önem taşır. Bölgeden giden insanların da bölgeye dönüşünü sağlayacak hamleler ekonomik zararların azaltılmasını ve bölgenin her anlamda canlandırılmasına imkân verecektir.”
“Deprem ülkesiyiz, ancak dayanıklı binalar yapmak mümkün”
Doç. Dr. Sepanta Naimi, Türkiye’nin genelinin deprem bölgesi olduğunu vurgulayarak, “Deprem ülkesiyiz. Ancak bilimin gereklerini yerine getirerek dayanıklı binalar yapmak mümkün. Asıl önemli olan doğru tasarımlar ile doğa olayını afet olmaktan çıkarmaktır.” değerlendirmelerini yaptı. Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık bölümü öğrencilerinin de deprem sonrasında, bu konudaki farkındalıklarını artığına da dikkat çekerek, bu bilinçle bölüm eğitimlerinde tasarladıkları yapıların davranışını yakından görebilecekleri deneysel ve uygulamalara ağırlık verdiklerini dile getirdi.