Covid etkisi bitti, enerji ihtiyacı tavan yaptı
Türkiye enerji piyasasının en kapsamlı ve en geniş katılımlı zirvesi olarak gelenekselleşen Türkiye Enerji Zirvesi; “Enerjinin kalbi Antalya’da Atıyor” mottosuyla başladı. Açılış öncesi gerçekleşen iki oturumda Türkiye ve dünya enerji piyasaları ile yine Türkiye ve dünya ekonomisindeki son gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı.
Türkiye Enerji Piyasasının ‘En Büyük Aile Buluşması’ Türkiye Enerji Zirvesi’nin 11’incisi Antalya Regnum Carya Otel’de başladı. 11 yıldır enerji sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren zirve, bu yıl pandemi sonrası gerçekleşen ilk buluşma olarak da önem taşıyor. Enerji piyasalarının bugünü ve geleceğinin masaya yatırıldığı zirve, kamuoyunu ilgilendiren enerji piyasalarına yön veren oturumlarıyla da öne çıkıyor.
Zirvenin bu yılki ilk gün gerçekleşen oturumlarında, “Türkiye ve Dünya Enerji Piyasalarında Son Gelişmeler” ve “Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler” katılımcılardan yoğun ilgi gördü. APLUS Enerji Kurucu Ortakları; Volkan Yiğit ve Ozan Korkmaz’ın birlikte gerçekleştirdiği ilk oturumda Türkiye enerji piyasasının genel hatları, sorunları ve çözüme dair öngörüleri katılımcılarla paylaşıldı.
PANDEMİ SONRASI ENERJİ TÜKETİMİNDE ARTIŞ VAR
Covid-19 salgınının etkisiyle küresel birincil enerji tüketiminin 2000 yılında yüzde 4,5 oranında azaldığına ama normalleşme ile birlikte ciddi bir enerji ihtiyacı yaşandığına dikkat çeken APLUS Enerji Kurucu Ortağı Volkan Yiğit yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin 2000-2020 yılları arasındaki elektrik tüketimi yüzde 4,4’lük büyüme oranı seviyelerinde gerçekleşti. Özellikle Covid ve ekonomik sebepler nedeniyle ciddi düşüşün yaşandığı yıllar olsa da normalleşme adımları ile birlikte 2021’de ciddi bir artış gözlemliyoruz. Bunda kısıtlamaların kalkması ve sanayi üretiminin devreye girmesi etken oldu. 2020 yılını 306,1 TWh seviyesinde kapatan ülkemizin, 2021’i 329 TWh lik tüketim ile kapatacağını öngörüyoruz” dedi.
MALİYETLER ARTTI, YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ÖNEM KAZANDI
Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamada tüm dünyada olduğu gibi fosil yakıtların giderek azaldığı gerçeğini hatırlatarak konuşmasına başlayan APLUS Enerji Kurucu Ortağı Ozan Korkmaz, Türkiye’nin enerji ihtiyacını nasıl karşıladığını ve bu anlamda yapılması gereken stratejik hamlelerin neler olduğunu konuşmasında şu sözlerle dile getirdi. “Türkiye enerji ihtiyacının; yüzde 4’ünü Güneş, yüzde 8’ini Rüzgâr, yüzde 25’i Hidroelektrik santrali, yüzde 34’ü Kömür ve yüzde 23’ü de Doğalgaz kaynaklı olarak karşılıyor. Günümüzde rüzgâr ve güneş enerjisi rekabetçi konumunu ciddi anlamda koruyor. Ülkemiz bu açıdan potansiyeli çok yüksek bir ülke. Bu da bu iki enerji kaynağından daha çok yararlanmamız gerektiği gerçeğini daha da açık ortaya koyuyor. Çünkü iklim kaynaklı sorunlar ve doğalgazın alımındaki süreçler ve yapılan, yapılacak anlaşmalar göz önüne alındığında Türkiye’nin 2027 yılına kadar 1GW Rüzgâr ve 1GW Güneş enerjisi hedefi çok çok az. Aksine bunun da çok artması gerekiyor.”
“KARADENİZ’DEKİ 540 MİLYAR METREKÜPLÜK BULUŞ SEVİNDİRİYOR”
Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının günbegün arttığına vurgu yapan Volkan Yiğit, Sakarya Gaz Sahası içindeki Amasra-1 kuyusunda keşfedilen 135 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi ile birlikte 2020’den bu yana Karadeniz’de keşfedilen 540 milyar metreküplük seviyenin çok önemsenmesi gerektiğine dikkat çekti ve oturuma katılanlara şu önemli bilgileri paylaştı: “Ülkemizde doğal gaz kaynaklı enerjiye ciddi bir ilgi ve artan talep var. Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimi 2000 ve 2020 yılları arasında yüzde 6,2’lik yıllık bileşik büyüme oranı ile artarak 48,3 metreküp seviyesine gelmiş olup, 2021 yılında bu miktarın 60 milyar metreküp üzerine çıkmasını tahmin ediyoruz. Bu yıl 11’incisini gerçekleşen Enerji Zirvesi bu anlamda da büyük bir önem taşıyor. Çünkü bu zirvede artan talepler, yakın zamanda yapılması planlanan doğal gaza yönelik kontratlara dair karar vericilerin ve sektör oyuncularının yapacağı açıklamalar çok önem arz ediyor.”
KÜRESEL TEDARİK KRİZİ BÜYÜMEYİ ETKİLİYOR
Zirvenin birinci gününde gerçekleşen diğer oturumda Ekonomist Fatih Keresteci, ‘Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler’ başlığında küresel tedarik krizinin Türkiye ekonomisine olan etkilerini katılımcılara paylaştı. Keresteci, pandemi nedeniyle dünya çapında Merkez Bankaları’nın para genişleme politikası uyguladığını ifade ederek; “Fazla para enflasyonu tetikledi. Hammadde ve ürünlerin fiyatı arttı. Pandemi nedeniyle talepte ve arzda sorunlar yaşandı. Normalleşmenin başlamasıyla tüketim arttı ama arz, talebe yetişemedi. Bugün ülkemizi de etkileyen tedarik krizi Türkiye’nin büyüme rakamlarını olumsuz etkiliyor. Üretim yapmak için ithalata ihtiyaç duyan sanayicimiz üretim mallarına ulaşamıyor ya da yüksek fiyatla mücadele ediyor” diye konuştu.