DOLAR 34,4877
EURO 36,2397
ALTIN 2962,21
BIST 9367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Cansu Canbaz: Messi, Ronaldo ve Zlatan ile röportaj yapmak istiyorum

    Cansu Canbaz: Messi, Ronaldo ve Zlatan ile röportaj yapmak istiyorum
    07.01.2021
    A+
    A-

     

    Altı yıl diploması muhabiri olarak ekranlarda izlediğimiz Cansu Canbaz, TRT Spor’da spor spikeri olarak sürdürdüğü kariyerini anlattı. Medya sektöründe çalışıyorsanız her şeye hazırlıklı olmak gerektiğini vurgulayan başarılı spiker, “ Son dakikalar çok sevdiğimiz heyecanlardır. Konuya hakimsen önünde bilgi olmasa da o anları hemen toplayabilirsin. Diğer taraftan bir habere gidiyorsanız ya da maç öncesi bir yayın yapacaksanız elbette ders çalışır gibi çalışıyor notlar alıyorum” dedi. Teknik Direktör Jürgen Klopp ile röportaj yapmak istediğini belirten Canbaz, dünyaca ünlü futbolcular Messi, Ronaldo ve Zlatan ile de röportaj yapmanın en büyük hayali olduğunu belirtti.

    TRT Spor’un sevilen yüzü Cansu Canbaz, Ocak sayısında MAG yazarı Serkan Kızılbayır’ın sorularını yanıtladı.

    Dilersen Cansu Cambaz kimdir, oradan başlayalım…

    Klasik bir giriş olacak ama çocukluğumdan beri gazeteci olmak istiyordum. Ortaokuldayken bu hayal için hangi okulu ve bölümü okuyacağımı bile planlamıştım. Uluslararası İlişkiler olacaktı. Çünkü bu sektörde fark yaratmak istiyorsan birçok alanda donanımlı olman gerekiyor. Lisedeyken diksiyon ve spikerlik – sunuculuk eğitimi için Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’ne gittim. Anlayacağınız her şey kafamda planlıydı. Sonra üniversiteye başladım. Okulumuzun medya topluluğunda görev aldım. Söyleşi için sektörün önemli isimlerini davet ediyorduk. O dönem CNN Türk Ankara Büro’nun başında olan Hande Fırat okulumuza söyleşi için geldiğinde bu işi çok sevdiğimi ve staj yapmak istediğimi belirttim. O da bana bir nevi bu yolun kapısını açtı. İki sene boyunca aralıklarla CNN Türk Ankara ve İstanbul büroda staj yaptım. Sonra Habertürk’te uzun bir staj dönemi geçirdim ve son olarak profesyonel iş hayatına TRT Haber’de diplomasi muhabiri olarak giriş yaptım. Altı yıllık diplomasi ve siyaset muhabirliğinin ardından şu an TRT Spor’da, spor spikeri olarak kariyerime devam ediyorum.

     

    Ekranda olmak hayalin miydi yoksa tesadüfler mi seni ekranlara yöneltti?

    Aslında hayali “gazetecilik” olan benim için yazılı ya da görsel basın ayrımı yoktu. Tek istediğim bu sektörde kendimi donanımlı bir hale getirmek ve iyi bir şekilde yetiştirmekti. Staj basamağını ilk olarak televizyonda atınca haliyle devamı da televizyonda geldi. Şu anda görsel basında yer alıyor olmaktan dolayı çok mutluyum.

     

    Peki neden spor spikerliğini seçtin?

    Açıkçası sporu çok sevmeme rağmen içinde “spor spikeri” olarak yer almak benim için de sürpriz oldu. Altı senelik diplomasi muhabirliğim boyunca birçok tarihi anlara tanıklık ettim. Bu konuda çok şanslıyım. Çünkü okuduğum bölümü pratikte deneyimlemek olağanüstü bir şans. Koştuğunda yol ne kadar uzun olursa olsun bitiş çizgisini görmek istiyorsun ama arada nefes de almak gerekiyor. İşte departman değişikliği benim için o nefesti. Hayatımda aldığım en doğru kararların da başında geliyor.

    Pandemi sürecince hayat nasıl gidiyor? Neler değişti hayatında?

    Hayat gailesi içinde kaybolmuşken koronavirüs duvarına çarpınca herkes gibi birkaç ay kendime gelemedim tabii ki. “Biz ne yaşıyoruz şu an?”, “Maskeyle gezmek de ne demek?”, “Anneme, babama sevdiklerime doyasıya sarılamayacak mıyım artık?” soruları, endişeleri sürekli kafamdaydı. İnsanoğlu her şeye alışıyor. Buna da alıştık haliyle. Halâ yeni düzende zorlansam da alışmak zorundayım. Eski dünyaya kavuşmak için önümüzde birkaç sene daha olduğunu düşünüyorum. Bana kazandırdıklarına gelince, öncesinde de farkındaydım hayatın gelip geçici sadece anlık dediğimiz fotoğraf karelerinden ibaret olduğunun ama bu duygum bir tık daha pekişti. Bu dünyanın sadece bizler için olmadığını, sabretmeyi, imkansız dediğimiz ne varsa aslında elimizden her işin gelebileceğini öğrendik. Mesela evde ekmek yapa yapa bir arkadaşım şimdi fırın açmayı düşünüyor. Bu kazanımları unutmamak ve ders çıkarmak ümidiyle diyorum.

     

    Hayalindeki işi yapıyorsun Bu meslek olmasaydı kendine en yakın gördüğün dal ne olurdu?

    Mesleğimi çok seviyorum ama bu işi yapmıyor olsaydım kesinlikle sanatla ilgili bir şeyler yapmak isterdim. Tiyatro, resim, heykel veya müzik… Ruhum bedenime ayak uyduracağına, bedenim ruhuma ayak uydursun.

     

    Senin alanında beğendiğin isimler kimler?

    Şu an TRT Spor’da Spor Artı programını birlikte sunduğum program partnerim üstat Erdoğan Arıkan başta olmak üzere çok değerli isimlerle, büyüklerle çalışıyoruz. Bu anlamda çok şanslıyız. Hepsini ilham, örnek aldığım doğrudur. Ama idolüm dediğim ya da tam da onun gibi olmak istiyorum dediğim isim bu sektörden değil. Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük isimlerden biri olan Betül Mardin. Her kadının örnek alması gereken bir kişilik. Çok büyük hayranıyım.

     

    Biraz es verip müzikten, sinemadan konuşalım mı, ne dersin? Ne tarz müzikler dinliyorsun. Favori filmlerin neler?

    Önceden daha tutucuydum. Rock, metal ve klasikler dışındaki müzik türlerine mesafeliydim. Ama şu an yelpazem çok daha geniş. Yine seçiciyim fakat kulağıma kaliteli gelen ruhumu besleyen eserler nereden gelirse gelsin dinliyorum. Hayatımda belki de cevabını vermekte en zorlandığım soruların başında favori filmler geliyor. Ama her daim ilk aklıma gelen klasikler dışında “Incendies” olur. Beni bu kadar uzun soluklu etkileyen filmler bir elin parmaklarını geçmez. Mutlaka MAG Okurlarımız da izlesinler.

     

    Futbola karşı ayrı bir ilgin var. Maçlara nasıl hazırlanıyorsun?

    Medya sektöründe çalışıyorsan her şeye hazırlıklı olacaksın. Mesela son dakikalar çok sevdiğimiz heyecanlardır. Konuya hâkimsen önünde bilgi olmasa da o anları hemen toparlayabilirsin. Diğer taraftan bir olaya gidiyorsan ya da maç öncesi bir yayın yapacaksan elbette ders çalışır gibi çalışıyoruz bir gün öncesinden. Notlar alıyoruz. O da yayın sırasında elimizi oldukça rahatlatıyor.

     

    Üç maç izleme şansın olsa hangi maçlar olurdu?

    Aslında o kadar çok var ki. Ama aklıma ilk gelenler Euro 1988 finali / SSCB 0-2 Hollanda mücadelesi. Van Basten’in attığı o müthiş golü Münih Olimpiyat Stadyumu tribünlerinden izlemek isterdim. 1986 çeyrek finalinde Arjantin-İngiltere karşılaması ve bir de Şampiyonlar Ligi İnter-Barcelona mücadelesi…

     

    Bu işi yapmak isteyenlere ne tavsiye edersin?

    Bu işi yapmak için bir tarif yok. Elbette ki çok çalışmak, yaratıcı, heyecanlı olmak, mutlaka röportaj yapabilecek seviyede bir yabancı dile sahip olmak ki fazla olursa ne âlâ, ünlü olma sevdasına düşmeden yaptığı işlerle ön plana çıkmanın derdinde olmak en başta olması gereken kriterler benim için. Ama öylesi değer verdiğim bir şey var ki belki de en önemlisi, o da kendin olmak. Özünle heyecanın birleştiği zaman bu sektörde başarı kaçınılmaz.

     

    Küresel ısınmayla ilgili neler düşünüyorsun?
    Bence çağımızın en büyük vebası. Şu an hiç kimse farkında değil ya da umursamıyor. Normalde bu zamanlarda kar görürdük en azından belki dolu ama küresel ısınmayla birlikte artık tüm mevsimler de iç içe girmiş durumda. Bu konu göz ardı edilse de geleceğimiz ve çocuklarımız için onlara daha iyi bir dünya bırakma adına bir an önce acil eylem planı çerçevesinde önlemler alınmalı. Yoksa Dünya ileride insanoğlundan çok sert şekilde intikamını alacak.  Bu konuyla ilgili kısa bir bilgi de vermek istiyorum. Az önce kullandığımız araç yani Lexus doğaya duyduğu saygı ile ön plana çıkıyor. Dünyanın ilk premium hibrit otomobilini üreten Lexus, ürettiği her hibrit otomobilde yıllık  1500kg’a varan karbon emisyon kazanımı  sağlıyor.

     

    Kimle çok özel bir röportaj yapmak isterdin?

    Çok sevdiğim teknik direktörlerin başında Jürgen Klopp geliyor. Enerjisi, samimiyeti ve başarısını doya doya konuşmak, hissetmek isterdim. Ve güncel üç büyükler Messi, Ronaldo ve Zlatan.

     

    Peki son olarak, futbola dönelim hadi tekrar; favori 11’in…

    Lewandovski, Messi, Cristiano Ronaldo, Marcelo, Scholes, Gerrard, Alves, Maldini, Puyol, Ramos, Neuer. n

     

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.