DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Türkiye dijital dönüşümde arayı kapatabilir

    Türkiye dijital dönüşümde arayı kapatabilir
    28.10.2017
    A+
    A-

    Türk sanayiciler, ‘Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nde dünya gündemini etkileyen dijital dönüşümü masaya yatırdı.

    İnşaat malzemesi üreticilerinin çatı örgütü Türkiye İMSAD’ın hayata geçirdiği, sektörün en büyük etkinliklerinden biri olarak kabul edilen ‘Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’, bu yıl ‘Geleceğe Yatırım: Dijital Dönüşüm’ temasıyla, Hilton Bomonti Hotel’de gerçekleştiİnşaat sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren ‘8. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nin özel oturum ve sunumlarında çarpıcı bilgiler paylaşıldı. İş ve ekonomi dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı zirvede, sektörün her kesiminden 500’ü aşkın katılımcı buluştu.

    “Sanayi 4.0 sürecini fırsata çevirmek durumundayız”

    Zirvenin açılış konuşmasını yapan T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, “Dünya, hayat, toplum değişirken talepler de hızla değişmeye devam ediyor. Bu değişime elbette duyarsız kalamayız. Geleceğin dünyasına karşı hiçbir sektör, hiçbir kurum, ‘Görmedim, duymadım, bilmiyorum’ diyemez. Gelecek gümbür gümbür geliyor. Bunu doğru anlamaz, analiz etmez ve bu değişimi tüm üretim süreçlerinin merkezine koymazsak, aydınlık bir geleceğe doğru ilerlediğimizi söyleyemeyiz. Sanayi 4.0 kavramının bütün üretim süreçlerini kökünden etkilediğinin farkındayız. Sanayi 4.0 sürecini ülkemiz için fırsata çevirmek durumundayız. Daha önceki sanayi devrimlerini geriden takip ettiğimiz gibi Sanayi 4.0’ı geriden takip etmek gibi bir lüksümüz bulunmuyor” diyerek, hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.

    “Türkiye kritik bir eşikte”

    Türkiye’nin, geleceğini inşa ederken her zamankinden daha sağlam temeller kurmak zorunda olduğunun altını çizen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, “Yeni bir dünya düzenine doğru gidiyoruz. Türkiye kritik bir eşikte. Rekabet gücümüzü; ürünlerin katma değerini ve üretim teknolojilerimizi hızla üst seviyelere çıkararak koruyabiliriz. Türkiye’nin sahip olduğu coğrafi konum ve ucuz işgücü gibi avantajlarımız, yaşadığımız dijital çağda maalesef rekabet için yeterli olmayacaktır” dedi ve sektöre yönelik şu mesajları kaydetti “Son dönemde ekonominin dinamosu olan gayrimenkul yatırımlarının tam ortasındasınız. Sektörün yarattığı katma değerin artırılmasında, bilgi yoğun çözümlerde, küresel rekabet gücünün korunmasında hakikaten kilit konumdasınız. Buradaki anahtarların kaynak kullanımında üretimde ve tüketimde verimlilik artırıcı teknolojiler olduğuna inanıyoruz. Daha yenilikçi, standartları daha yüksek ürünler, malzemelerin üretimi, kullanımı ve yaygınlaştırılması artık Türkiye için bir lüks değildir. Değişim için en iyi zaman şimdiki zamandır” dedi.

    “Dönüşüm uçtan uca olmalı”

    “Sanayiciler için hayaller dijital, müşteriler için gerçekler manuel” diyen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, şöyle konuştu: “Bugün ne tek başına müşteri odaklı yatırımlar, ne de tek başına teknolojik yatırımlar dönüşümü sağlamak için yeterli olur. İnşaat malzemeleri sanayisi uçtan uca bir sektör olup, en başında madencilik, en sonunda uygulamacılar aracılığı ile montajlar yer almaktadır. Bu nedenle uçtan uca dönüşüm olmalıdır. Ayrıca akıllı binaların, yeşil binaların, pasif evlerin, akıllı kentlerin planlandığı bir dünyada, inşaat malzemesi sanayisinin üretiminden lojistiğine, tasarımından uygulamasına bu ekosistemin dışında kalması düşünülemez.”

    Zeynep Bodur Okyay: “Akıllı bir stratejiyle arayı kapatmamız mümkün”

    İletişim Koçu ve Eğitmen Defne Sarısoy’un moderatörlüğünü üstlendiği ‘Zirve Sohbetleri’nin ilkinde, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, ‘Endüstride Çağı Yakalamak’ konusunda görüşlerini paylaştı. Gençlerin yüzde 65’inin gelecekte bizim bilmediğimiz mesleklerde çalışacağını vurgulayan Zeynep Bodur Okyay, “İnsan kaynaklarında toplumsal dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Fırsat penceresi var ve herkes göreceli olarak dijital dönüşümde yeni pozisyonda. Ülke olarak, 20’nci yüzyıldaki sanayi devrimini ıskaladığımız kadar büyük bir fark yok bugün. Akıllı bir stratejiyle arayı kapatabilmemiz mümkün. Dönüşüm için hem kamunun hem de özel sektörün kendine düşen görevleri var. Akıllı toplumu oluşturmamız gerekiyor. İnsan kaynaklarındaki dönüşümün sağlanabilmesi için uygun ekosistemin kurulması lazım. Bugün dünyada 183 ülkenin milli gelirinden daha fazla gelir elde eden şirketler varsa, o ekosistemi kurdukları içindir. Bugün bakıyoruz ülkemizde yüksek teknolojinin payı yüzde 4… Ülkemizde maalesef bazı şeyleri çok konuşup, az gerçekleştiriyoruz. Dijital dönüşüm kolay bir şey değil, hem yatırım gerektiriyor hem insan kaynakları. Bizim teknolojiyi içselleştirmemiz söz konusu. O yüzden her işin başı insan kaynağı” diye konuştu.

    21’inci yüzyılın mottosu: ‘Hız’, ‘esneklik’ ve ‘yeniye odaklanmak’

    Zeynep Bodur Okyay sözlerine şöyle devam etti: “Artık mobilite söz konusu. Aslında hareketlilik hayatın özünde var. Şu anda esnek çalışma konuşuluyor. Maalesef uygulamalı eğitim çok az. Batı şunu yapıyor; üniversiteyi öğrenci yetiştirmek, insan kaynağı yetiştirmek, araştırma yapmak için değerlendiriyor. Türkiye hep teknolojiyi satın aldı kullandı, tüketti ama bu, bilgi birikimine ve sanayi sıçramasına yol açmıyor. Dijital dönüşümde sadece tüketen değil, üreten konuma gelmeliyiz. ‘Hız’, ‘esneklik’ ve ‘sürekli yeniye odaklanmak’, 21’inci yüzyılın olmazsa olmazı. Bu üçü, bu yüzyılın mottosu. Geçmiş yüzyıl aslında daha hiyerarşik bir organizasyondu. Bu konuda da biraz evrilmek gerekiyor. Aslında müşteri ile birlikte ‘dizayn thinking’ dediğimiz sürece geçmek gerekiyor. Bence, insan kaynağı olmazsa olmaz. Dolayısıyla işletmelerde ciddi bir farkındalık da yaratmak gerekiyor. Artık tek çözüm yok. Bilgi teknolojilerini kullanarak gelişmeye devam etmeliyiz.”

    “Türk sanayisini, 10 yıl içinde yüzde 80 tehdit altında görüyorum”

    Zirve Sohbetleri’nin ‘Dijital Ekonomiyi Anlamak’ başlıklı ikinci bölümünde ise Kanyon Kapital Kurucusu Dr. Önder Halisdemir, konuyla ilgili değerlendirmelerini aktardı. Halisdemir, “İnşaat sektörünün dönüşüme adapte olacağına inanıyorum” dedi ve şöyle devam etti: “Ancak genel olarak Türk sanayisini 10 yıl içinde yüzde 80 tehdit altında görüyorum. Çünkü bir kuşak çok yaşlandı, cep telefonuna bile adapte olamadı. Bu dönüşüm liderlik gerektiriyor. Bunun yanında ekonomi dünyasındaki dönüşümler artık 10 yıllarda değil mevsim içinde oluyor. Bu durum, mevcut yapıları dut ağacını sallar gibi sallıyor. Yeni dönemde doktorsuz hastane, yargısız mahkemeye hazır olmamız gerekiyor. Gelecek geldi, bugünü yakalamaya çalışıyoruz.”

    8. Uluslararası İnşaatta Kalite Zirvesi’nin ilk oturumu ‘Geleceğe Yatırım’ başlığı altında, Deloitte Türkiye Ortağı ve Strateji & Operasyonlar Lideri Özgür Yalta’nın moderatörlüğünde gerçekleşti. Escarus-TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt, Sanal Mağazacılık CEO’su Enis Karslıoğlu ve Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof Dr. Tanju Erdem, dijital dönüşümle ilgili değerlendirmelerini paylaştı. “Geleceğe yatırım öncesinde bizi nasıl bir gelecek bekliyor? Bu gelecek ne kadar yakın? Türkiye İMSAD üyelerinin sektörleri bu gelecekte nasıl bir yer edinecek?” gibi sorulara cevap arandı.

    “Dijital dönüşümde tüm sanayicilerle birlikte çalışmak istiyoruz”

    Deloitte Türkiye Ortağı ve Strateji & Operasyonlar Lideri Özgür Yalta’nın moderatörlüğünü üstlendiği ‘Geleceğe Yatırım’ başlıklı oturumda konuşan Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tanju Erdem, tüm sanayicilere, birlikte çalışma çağrısında bulundu. 4. sanayi devriminde amacın son teknolojileri kullanarak maliyeti düşürmek ve kaliteyi artırmak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Erdem, “Üniversitede dijital dönüşümle ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Robotik alanında büyük bir grubumuz var. Özellikle 4. Sanayi devrimi kapsamında, bir insanı takip ederek öğrenen robotlar geliştiriyoruz. İnsanlara güç sağlayan giyilebilir robotlar üzerinde çalışan hocalarımız var. Bu araştırma faaliyetlerinin kapsamında endüstriyle, Türkiye İMSAD gibi kuruluşlarla ortaklaşa projeler de üretmek istiyoruz” dedi.

    “Küresel rekabeti, dijital okur-yazar yöneticiler ve çalışanlarla başarabiliriz”

    Escarus-TSKB Sürdürülebilirlik Danışmanlığı Genel Müdürü Hülya Kurt, küresel rekabette ayakta kalabilmek için dönüşüme ayak uydurmanın ve esnek olmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, “Her ne kadar dijital dönüşümden bahsetsek de, bunu ancak dijital okuryazarlığı olan yöneticiler ve çalışanlarla yani insanlarla başarabiliriz. Her sektörde vizyoner, stratejik düşünebilen yönetici profiline ihtiyacımız var” diye konuştu.

    “Bir yılda 25 yıllık gelişmeye şahit olacağız”

    Sanal Mağazacılık CEO’su Enis Karslıoğlu ise 1990’lardan bugüne internetle birlikte inanılmaz bir değişim yaşandığını belirterek, “Yapay zeka, imaj tanıma ve sosyal medyada doğru işler yaparsak global dünyadaki yerimizi alabiliriz. İnşaat sektörünün bu üç alandaki gelişmelerden ilham alıp kendini dönüştürmesi gerekiyor” diye konuştu. Karslıoğlu, “Önümüzdeki 5 yıl geçtiğimiz 20 yıldan fazla, sonraki bir yıl geçen 25 yıldan fazla gelişme olacak. Müşteri mobilleşiyor. Hem sosyalleşeceğiz, hem mobilleşeceğiz. Buraya girmezsek kaybederiz. Bunları yaparsak küresel rekabette çok ama çok güçlü Türk şirketleri olabiliriz” şeklinde konuştu.

    Zirvenin ilk oturumunun ardından, Schneider Electric, Ortadoğu ve Afrika Endüstri İş Birimi Ticari İş Geliştirme Direktörü Yves Daumas, “Fabrika Ayarlarını Terk Etmek: Dijital Fabrikalar” başlıklı sunumunda dijital ya da diğer bir deyişle akıllı fabrikaları ve robotiks konusunu ele aldı.

    “Beyninizi her gün güncellemek zorundasınız”

    Zirvenin en dikkat çekici bölümünde Nöro Sağlık Beyin Eğitim Araştırma Uygulama Merkezi Kurucu Başkanı Uzm. Dr. Kerem Dündar, ‘Dönüşen Dünyada Beyin’ başlıklı sunumunda insan beyninin nasıl çalıştığına ilişkin ilginç detaylar aktardı. Dünyanın her an güncellendiğini ve insanlara yeni kılavuzlar verildiğine anlatan Dündar özetle şunları söyledi: “Konu alet almayla, yani bir donanım satın almayla ilgili değil, konu aklı inşa etmekle ilgili. Siz inşaat sektörüsünüz. Tüm dünyada elinizdeki kaynak beyin ve tüm insanlarda bu aynı. Siz de beyninizi her gün güncellemek zorundasınız. Tek fark eğitim. Dijital dönüşüm için liderlerin ısrarı önemlidir. Kurumsal değişim gerçekleşene kadar lider ısrar etmelidir. En sonunda eski alışkanlıklar yok olacak, yenisi güçlenecektir.”

    Dijital dönüşümün neresindeyiz?

    Dijital Dönüşüm’ başlıklı ikinci oturum, ME Danışmanlık Kurucusu Murat Erdör’ün moderatörlüğünde, GMW MIMARLIK Yönetici Ortağı Dicle Demircioğlu, Deloitte Türkiye Ortağı ve Dijital Hizmetler Lideri Hakan Göl, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Suat Baysan ve SEM SEO Direktörü Serbay Arda Ayzit’in katılımıyla gerçekleşti. Oturum boyunca, “Dijitalleşme sonrası iş hayatı nereye gidiyor? Ülkemizin atılım yapması gereken konular neler? Dijital dönüşümün neresindeyiz?” gibi sorular değerlendirildi.

    “Yapay zeka mobile taşınıyor”
    Konuşmasında teknolojik gelişmeler ve yapay zeka konularına değinen Hakan Göl, “Önümüzdeki süreçte dünyadaki işlerin yüzde 57’si tehdit altında, ya da eriyecek. Aslında gelişmelerin tehdit olmasının yanında, benzer şekilde fırsat olacağını da söyleyebiliriz. Dolayısıyla bugün yapay zeka ile ilgili en önemli konulardan biri şu: Şu anda yapay zeka çok büyük server’larda, bulutta erişilebilen bir teknoloji. Bu teknoloji mobile taşınıyor. Yani cep telefonu, ev aletleri ile yapay zeka komponentleri hayatımıza girmiş olacak. Bunun iş hayatına yansıması çok önemli. İkinci gerçek şu; teknoloji aslında bizden daha hızlı öğreniyor. Önce bireyler takip ediyor teknolojiyi. 2009 yılından itibaren akıllı telefonlara hemen alıştık. Sorun iş dünyasının bu kadar gelişip hızlı adapte olmaması. Biz ne için öğreniyoruz diye sorduğumuz zaman aslında çalışmak için öğreniyoruz. Aslında bu dönem bitti ‘Y’ kuşağıyla beraber beklentiler değişiyor. Çalışmak için öğrenmiyorlar, öğrenmek için çalışıyorlar. Bu yeni bir anlayış. ‘Y’ kuşağının en büyük beklentisi bu” dedi. Hakan Göl, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizim hem optimistlere hem pesimistlere ihtiyacımız var. Çünkü optimistler uçağı icat etti, pesimistler ise paraşütü. Artık pazarlamada çalışıyorsanız dijital pazarlamayı bilmek, üretimde çalışıyorsanız analitiği iyi bilmek zorundasınız.”

    “Endüstri 4.0’ın gelebilmesi için 5G’nin gelmesi gerekiyor”
    Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Suat Baysan, “Vakıf olarak büyük projeleri desteklediğimiz gibi küçük projelere de destek oluyoruz. İnşaat sektöründe, bir inşaat başlamadan önce yapılması gereken ilk iş o binanın sayısal ikizinin kimliğini koymak. Örneğin ‘18 ay içerisinde her şey iyi yürüyecek mi?’ bilgisini 5 dakika içinde görme imkanına sahip olmaktır. Gerçekleri konuşmak gerekirse oldukça geriden geliyoruz. Birçok ülke aldı başını gidiyor. Endüstri 4.0’ın gelebilmesi için 5G’nin gelmesi gerekiyor. Telefonlarınızın hiçbiri nesnelerle konuşmuyor. Şu anda dünyada herkes 5G ile çalışıyor” diye konuştu.

    “Sistemde her bir nesne yapı elemanı”
    GMW MIMARLIK Yönetici Ortağı Dicle Demircioğlu, “İnşaat sektöründe binaların ikizinin yaratılması konusunda bir sistem var şu anda ve geçiş aşamasında. Ne yazık ki Türkiye’de de dünyadaki gibi melezlenerek yapıldığı için çok verimli kullanılamıyor. İnşaat sektörünün, müteahhitlerin bu sistemin içine girmesi şart. Bu sistem içinde her bir nesne bir yapı elemanı. Ülke olarak yolun çok başındayız ama hiç korkmayalım diğerleri de başında. Ama tabii ki bu treni de kaçırmamak lazım. Asıl hedefimiz başkalarının ürettiği teknolojiyi kullanmak değil, o teknolojiyi bizim de üretmemiz olmalı” dedi.
    “Daha görünür olmak hedefleniyor”
    ‘İnternette daha fazla görünmenin sırrı nedir?’ sorusunu cevaplayan SEM SEO Direktörü Serbay Arda Ayzit, şunları söyledi: Dünya çok bütünleşik hale geldi. İçerik dediğimiz şey her yerde var. Dolayısıyla içerik hayatımızın içinde olan bir şey. Dünyada bu içeriği üreterek daha görünür olmak ve oradan trafik elde etmeye çalışılıyor. Herkes Google’ın getirdiği ilk sayfaya güveniyor.”

    “Her şeyi nasıl bir araya getireceğimizi düşünme zamanı gelmiş, geçiyor”

    Mimaride Geleceği Görenler’ başlıklı özel sunumda Mott MacDonald Direktörü ve Global Cephe Lideri Dr. Thomas Hendriksen mimarlıkta ve mühendislikteki dijitalleşmenin inşaat malzemesi üreticilerine etkisini anlattı. Dr. Thomas Hendriksen, şunları söyledi: “Teknoloji bizi nereye götürüyor bunu anlamamız lazım. 30 sene sonra neler olacak? Şehirlerin sayısı herhalde 30 sene içinde iki katına çıkacak. Büyük bir zorluk olacak. Sürdürülebilirlik var, akıllı veriler var ama daha ileri gitmemiz lazım. Bugün her şey birbiriyle ilişkili. Farklı farklı sektörlerle iş yapan şirketlerin bugün her şeyi nasıl bir araya getireceğini düşünme zamanı gelmiş, geçiyor aslında.”

    “Evrensel standartları oluşturmak için çalışıyoruz”

    buldingSMART-International Home of Open BIM İcra Kurulu Başkanı Richard Petrie, ‘Interoperability: İşbirliğinde Yeni Dönem’ başlıklı sunumunu video konferansla bağlanarak yaptı. Dijital dönüşüm sürecinin en güzel teknolojik örneklerinden birisi olan BIM yani Bina Bilgi Modellemesi’ni anlatan Petrie, evrensel standartları oluşturmak için çalıştıklarını belirterek, “BIM konusunda Uluslararası standartların oluşturulmasında işin tam ortasındayız. Satıcıların çoğu bu standartların uygulanmasına önem veriyorlar. Sektörde küresel boyutta standartları belirledikten sonra ulusal standartlar olarak kabul edilmesini sağlıyoruz. Umarız ki bu konuda Türkiye’de hızlı gelişmeler olur” diye konuştu.

    “Güvenlik için tehlikenin farkında olmamız ve yeteneklerimizi geliştirmemiz lazım”

    Dijital Kabus: Siber Saldırılar’ konusu, Deloitte Türkiye Ortağı ve Siber Risk Hizmetleri Lideri Burç Yıldırım tarafından yine özel bir sunumda ele alındı. Burç Yıldırım, siber riskler konusunda şunları söyledi: “Çok küçük gruplar çok büyük zararlar verebiliyor. Siber tehdidin asimetrik olması buradan geliyor. Farklı ve özel bir motivasyonları var. Hedefin kim olacağını saldırganların bu motivasyonları belirliyor. Siber, dünyaya yayılmış olduğu için kanunların erişemeyeceği yerlerde faaliyet gösterebiliyorlar. Saldırının hızı artıyor müdahale etmek için gereken zaman azalıyor. Bugün dijitalleşmeye, inovasyon getirmeye, işlerimizi daha farklı yapmaya çalışıyoruz ancak maalesef güvenliğe yeterli önemi vermiyoruz. Yeni teknolojiye adapte olurken güvenliği nasıl kullanacağımıza çok fazla kafa yormuyoruz. Oysa güvenlik için tehlikenin farkında olmamız ve yeteneklerimizi geliştirmemiz lazım.”

    “Gelecek yılların en önemli kaynak politikası döngüsel ekonomi”

    ‘Döngüsel Ekonomide İş Potansiyelleri’ başlıklı sunum ise, SITRA Finland-The Finnish Innovation Fund Proje Direktörü Kari Herlevi tarafından gerçekleştirildi. Herlevi, günümüzün ve gelecek yılların en önemli kaynak politikası olan döngüsel ekonomi hakkında bilgiler verdi. Karl Herlevi “Döngüsel ekonomi kavram olarak Avrupa’da başladı dünyanın farklı yerlerine yayıldı. Avrupa’da birçok malzeme sadece bir kez kullanılıyor, tüketici ürünlerinin çoğunu atıyoruz, bu da dünyamızın içinde bulunduğu küresel iklim değişimi şartlarında çok anlamsız. İnşaat sektöründe ise mevcut modeli değiştirmemiz lazım. Örneğin Finlandiya’da çok fazla ofis var ve kullanılmıyor, verimlilik için bunları konutla değiştirmemiz gerekiyor. Döngüsel ekonomiyi siyasetçiler de seviyor çünkü istihdam da yaratılıyor” dedi.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.