Aileler çocuklarına önyargılı yaklaşmamalı, okula uyum zor değil
Yaz tatili sonrasında okula adaptasyon sorunu öğrenciler arasında yaygın yaşanan ‘okul sendromlarının‘ başında geliyor. Bu konuda anne ve babalara önemli görevler düştüğünü ifade eden Öğrenci Koçu Elgiz Henden, ebeveynlerin öncelikle çocuklarına güven duymaları gerektiğini belirtiyor.
İz Koçluk Kurucusu, Eğitim, Öğrenci ve DEHB Koçu Elgiz Henden, okula adaptasyon sürecinin azımsanmayacak sayıda çocuk için sorunlu geçtiğini belirtiyor. Ancak genel olarak çocukların yeni girdikleri ortama kısa bir gözlemin ardından kolaylıkla uyum sağlayabildiğini söyleyen Henden, çocukların bu konuda önyargılı hareket etmediklerini kaydediyor. Henden, uyum konusunda asıl sorun olarak değerlendirilebilecek konunun, ailenin çocuk hakkındaki önyargıları olduğunu ifade ediyor.
Çocuğu okula alıştırın
Okula adaptasyon problemi yaşayan öğrencilere yönelik olarak Henden, şu tavsiyelerde bulunuyor: “Çocukları okul hakkında bilgilendirmek ve onlara karşılaşacakları durum hakkında bilgi vermek, belki öncesinde okula götürmek, içine gireceği ortamı ona göstermek çocuğun endişelerini giderebilir. Aileler ise burada çocuklarını bu değişim dönemine hazırlarken hem kendilerine hem çocuklarına güvenmeliler. Çocukların günlük rutini değiştiği için başlangıçta zorlanabilirler. Ancak sonrasında buna uyum sağlarlar. Uyum sürecini kolaylaştıracak unsurlardan biri de çocuğun alışkanlıklarını devam ettirmesidir. Örneğin ‘Sen artık okula gidiyorsun, oyun oynamayı bırak demek’ çocuğu kaygılandıracaktır. Öğrenme ve gelişim oyunla daha hızlı ve kalıcı olduğu için çocuğun oyun rutinine devam etmesi, okula uyumu daha da kolaylaştıracaktır.”
Annelerin uyumu
Çocukların okula başlaması çalışan ebeveynden çok çalışmayan ebeveyn için zor bir durum olduğunu söyleyen Henden, çocuklar okula başlayınca evde çocuklarıyla zaman geçiren annelerin kendilerini boşlukta hissedebildiğini belirtiyor. Henden, bu nedenle çalışmayan annelerin de okul sürecine uyumda öğretmenle ve çocukla nasıl ilişki kuracakları konusunda kendilerini hazırlamaları gerektiğini kaydediyor.
Çalışan annelerin ise farklı kaygılar taşıdığını ifade eden Henden, şunları belirtiyor: “Çalışan annelerin önemli konularından biri çocuklarına yeterince zaman ayıramamak ve ayıramadıkları için de kendilerini suçlu hissetmek. Çocuğun okula başlaması, çalışan anneler için yeni bir kaygıyı beraberinde getiriyor: “Derslerine yardım etmek gerekiyor mu? Ya yardım edemezsem? Zaten yeterince zaman ayıramıyordum, şimdi daha da büyük bir sorun haline gelecek’ şeklindeki endişeleri, aslında çocuktan çok bakış açılarında. Çalışan anneler çocuklarına okul konusunda destek olmak istiyorsa, öncelikle öğretmenle işbirliği yapmalılar. Öğretmeni artık okulda onu anne babadan daha fazla görecek ve gözlemleyecek. Bu işbirliği ayda bir telefon, mail ya da okul ziyareti şeklinde olabilir. Görüşme sıklığını öğretmenle birlikte ihtiyaçları doğrultusunda belirleyebilirler. Bu bilgilendirme ve paylaşım görüşmeleri sonrasında evde kendilerine düşen görevleri yerine getirdiklerinde, okul ve ev uyum içinde devam edecektir.”