DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Aşkın çiçek açmış hali

    Aşkın çiçek açmış hali
    31.07.2018
    A+
    A-

    24 yaşında iki cesur kadının kurduğu İstanbul’un en popüler mekanlarından bir tanesi olan Misk’in kurucuları Hazal Şen ve Eda Erbilgin; hayallerine giden çiçekli yolculuğu MAG okurları ile paylaştı. “Aşkla kurulan bir hayalin çiçek açmış hali aslında” sözleri ile Misk’i anlatan Hazal Şen, “Herkesin kendi işini kurabilmek adına arayışta olduğu fakat bunun için gereken cesareti ve aksiyonu gösteremediği bir dönemdeyiz” dedi.

    Dostluklarını iş ortaklığına dönüştüren, kalıpların içine girmeyi sevmeyen Hazal Şen ve Eda Erbilgin’in Amerika’da çiçeklerle başlayan MİSK hikayesini dinliyoruz…

     Sizleri ayrı ayrı tanıdıktan sonra bir araya gelmeye nasıl karar verdiğinizi ve ortaklık öykünüzü dinleyebilir miyiz?

    Hazal: Ben Adanalıyım, Tarsus Amerikan Koleji mezunuyum. 7 sene önce Koç Üniversitesi İşletme bölümünü kazanınca ailemden ayrılıp İstanbul’a taşındım. Eda ile de üniversitenin ilk yılında tanıştık, zaten bir daha da ayrılmadık. Bir dönem Singapur’da Singapur İşletme Üniversitesi’nde okudum, üniversiteden mezun olduktan sonrasında ise bir süre İspanya’da; hem Madrid’de hem de Barcelona’da yaşadım.

    Misk İstanbul’dan önce Doğuş Holding’de çalışıyordum, fakat kurumsal hayatın bana göre olmadığını fark ettim ve hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim. Hayalim olan Misk’i hayata geçirmek için istifa ettim ve New York Çiçek Tasarım Okulu’nda profesyonel çiçek eğitimi programına katıldım. Böylece bu güzel serüven başlamış oldu.

    Eda: 1992 yılında İstanbul’da doğdum ama neredeyse bütün hayatım Ankara’da geçti diyebilirim. Lisenin sonuna kadar Bilkent’te okuduktan sonra mezun olup Koc Üniversitesi’nde İşletme bölümünü kazandım. Üniversite bitiminde Doğuş Holding’de kısa bir süre çalıştıktan sonra hep hayalimde olan yurt dışı serüveni için adım atıp Amerika’da Harvard Üniversitesi’nde Pazarlama Yönetimi ve New York Üniversitesi’nde Dijital Pazarlama sertifika programlarını tamamladım.

    Bu süreçte New York Çiçek Tasarım Okulu’nda katılmış olduğum bir eğitimde çiçeklerle tanışıp, Hazal’ın da ortak tutkusu olan bu alanda beraber Misk Istanbul’u kurmaya karar verdik. Çiçek konusunda kendimi geliştirmek için Londra’da McQueen’s Çiçek Tasarım Okulu’nda profesyonel çiçekçilik eğitimine katıldım. Her ikimiz de çiçekçilik eğitimlerimizi bitirince hayallerimizi gerçekleştirmek adına kollarımızı sıvadık ve gece – gündüz çalışmaya başladık.

    Her yanı çi
    çeklerle dolu Misk’in hikayesi nasıl oluştu peki?

    Hazal: Misk, aşkla kurulan bir hayalin çiçek açmış hali aslında. Biz insanın hayali kadar var olduğuna ve hayal kurmadığı müddetçe geleceğin gelmeyeceğine inananlardanız. Kimsenin, kurumsal şirketlerde çalışmak istemediği, herkesin kendi işini kurabilmek adına arayışta olduğu fakat bunun için gereken cesareti ve aksiyonu gösteremediği bir dönemdeyiz. Bizim avantajımız ise, ne yapmak istediğimizi başından beri çok iyi bilmemiz, başarılı olacağımıza inanmamız ve hayalimizi eyleme geçirmek amacıyla hiç tereddüt etmeden harekete geçmemiz oldu. Şansımız ise, bu süreç boyunca karşımıza hep doğru ve güzel insanlar çıkmasıydı diyebiliriz.
    Eda: Misk her detayına kadar incelikle düşünülmüş, sıradanlığı kabul etmeyen ve her zaman yeniyi ve farklıyı müşterilerine deneyimletmeyi hedefleyen bir marka olarak yola çıktı. İlk olarak sanal alışverişte kaliteli ve sunumu güzel olan çiçek sipariş etmenin Türkiye’de ne kadar zor olduğunu fark ederek internet sitemizi açtık. Daha sonrasında günümüzde herkesin artık aynı konseptli yerlere gitmekten ne kadar sıkıldığını ve her zaman alternatif bulmak için çabaladığını gördük… Bunları göz önünde bulundurarak daha önce benzeri bulunmayan ve tamamen bir hayalden yola çıktığımız konseptiyle Misk İstanbul’u açmaya karar verdik. 6 aylık doğru ismi bulma arayışımız sonunda anlamı “güzel koku” olan “Misk” ismini koymaya karar verdik. Açılıştan önce yaklaşık bir buçuk sene Misk markasının altyapısı için çalıştık. Bu sırada yurt dışında çiçek okuluna gidip şehrin en iyi çiçekçilerinde yerleri temizlemekle güne başladığımız fakat vizyonumuza vizyon katan kısa bir iş tecrübesi edindik.
    6 aylık bir inşaat sürecinden sonra Misk dünyasının kapılarını sizlere açtık. Açıldıktan yaklaşık 8 ay sonra TimeOut Yeme-İçme Ödülleri’nde En İyi Reşitpaşa Mekanı ödülünü kazandık. 1. yılımızı doldurduktan hemen sonra ise Misk Alaçatı’yı açtık.

    Bu kadar genç yaşta yepyeni bir girişime adım atmanın cesareti nereden geliyordu?

    Hazal: Özellikle Türkiye’de girişimcilik ekosistemi çok yeni ve ekonominin de durumu ortada. Dolayısıyla durum böyleyken ülkemizde girişim yapmak diğer ülkelere oranla biliyorsunuz ki çok daha riskli. Fakat biz en başından beri önce kendimize ve birbirimize, daha sonra da fikrimize çok inandık. Hep hayalini kurduk, bu hayale ve kendimize inanarak, hayali gerçek kılmak için çok çalıştık. İşimizi doğru insanlarla dürüst ve düzgün yaparak, misafirlerimize her zaman sıra dışı deneyimler yaşatmayı amaç edindik. Renklerimiz, çiçeklerimiz, farklı lezzetlerimiz ve enerjimizle misafirlerimize Misk gibi bir gün yaşatabildiğimiz sürece başarısız olmayacağımızı biliyorduk. Bizim gibi bu sektörde hiç tecrübesi olmadan operasyon anlamında birbirinden detaylı ve zor iki işletmeyi bir araya getirmek biraz da deli cesareti oldu diyebiliriz.

    Çiçekler hakkında eğitim alma ve onların dünyasına girme fikri nasıl oluştu?
    Hazal: Biliyorsunuz, aslında ülkemizde çiçekçilik genelde alaylı olarak öğrenilen bir meslek. Biz farklı bir eğitim geçmişine sahip olsak da, ortaya çıkarmak istediğimiz bu konsept proje içinde çiçekçilik yapacaksak her detayına kadar öğrenmemiz gerektiğine inandık. Bunun için yurt dışında ayrı ülkelerde, farklı tarzlarda ve tekniklerde eğitim alarak çiçeklerin dünyasına adım attık. Ben New York’ta çiçek tasarım kursunu tamamladıktan sonra bir süre New York’un en iyi çiçekçilerinden birinde staj yaptım. Böyle staj deyince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama bütün gün çiçek temizleyip, yerleri süpürüp, çiçek malzemeleri ve kova taşıyordum aslında. Bunun yanı sıra bir çiçek dükkanının nasıl işlediğini ve operasyonun nasıl yürütüldüğünü tecrübe ederek öğrenmiş oldum.

    Eda: Ben de aynı süre zarfında Londra’da profesyonel çiçek eğitimlerine katılarak çok farklı teknikler ve stiller öğrendim. Kurstan sonra okulun kendi çiçek dükkanında staj yaparak altyapımı geliştirdim. Yurt dışında olduğumuz müddetçe hayalimiz için bol bol ilham ve iş bilgisi toplayarak kolları sıvadık.

    Her çiçeğin bir dili var ve hepsi ayrı ayrı şeyler anlatıyor… Siz en çok hangi çiçeğin anlattıklarını seviyorsunuz?

    Hazal: Gerçekten de dediğiniz çok doğru… Fakat bence onların anlattıklarından ziyade bizim onlarla kurduğumuz diyalog önemli. Demek istediğim şu ki; herkes, her çiçekle farklı bir dil konuşuyor. Kimine naif gelen bir çiçek, bir başkası için fazla cesur ya da özgür olabiliyor. Birisi proteayı egzotik bulabilirken bir başkası vahşi ve erkeksi görebiliyor. Bu tamamen bizim onlarla kurduğumuz bağ ile alakalı… Sanırım ben en çok erengülün dilini seviyorum.
    Eda: Erengül aynı anda hem çok romantik, hem çok naif ama bir o kadar da özgür ve başına buyruk olabiliyor. Küçük bir gül edasıyla fazlaca naif olurken, ince dallarıyla kafasını uzatıp, buketten ya da aranjmandan kendini hemen öne çıkarıp göz kırpabiliyor.

    Çiçek ve kafe konseptini bir araya getirmeye nasıl karar verdiniz?
    Hazal: Daha önce de bahsettiğimiz gibi bu bir hayaldi. Böyle bir konseptin her şeyin monotonlaştığı bir dünyada herkese iyi geleceğine ve farklı bir nefes olacağına inanmıştık. Çiçeklere dokunduğunuzda en güzel terapiyi alabileceğiniz, yemeklerimizi yediğinizde tadının damağınızda kalacağı, içeri girdiğinizde ise bambaşka bir enerjiyle yenilenebileceğiniz Misk gibi bir yer yaratmak istedik. Sektördeki bu boşluğu en güzel şekilde doldurabileceğimiz inancı ile yola çıktık. Daha 1. yılımızı kutlamamıza rağmen hayallerimizin ötesinde bir süreç oldu.
    Eda: Yaptığımız iş, özellikle kendi işimiz olması açısından çok harika gibi görünse de çok emek, yaratıcılık, özveri ve güç isteyen yorucu bir iş. Sonuçta bir taraftan hijyen ve operasyon konusunda oldukça titizlik gerektiren gıda sektörü ile diğer taraftan her birinin bakımının birbirinden farklı olduğu ve dayanma süreleri açısından özverili bir ilgi gerektiren canlılarla çalışıyoruz.
    Dışarıdan göründüğü kadar toz pembe ve kolay olmadığı gibi, Onur Baştürk’ün de dediği gibi “ikili bir delilik” hali söz konusu.

     Çiçek eğitiminin yanında mutfak eğitiminiz de var mı yoksa mutfağınızı ekip arkadaşlarınıza mı emanet ettiniz?

    Eda: Mutfak eğitimimiz profesyonel olarak yok, sadece yemek yemeyi çok seviyoruz diyebiliriz. Mutfağımız güzel ekip arkadaşlarımıza emanet…
    Menünüzde hangi mutfağın lezzetlerine ağırlık verdiniz? Farklı ve öne çıkan tatlarınız hangileri?
    Hazal: Menümüzde özel olarak bir mutfağa ağırlık vermiyoruz aslında. Günlük hayatımızda ne yemeyi seviyorsak, neleri görmekten hoşlanıyorsak misafirlerimizle onları paylaşıyoruz.
    İlk menümüzü Eda’yla yurt dışında yemeyi sevdiğimiz ve İstanbul’da alternatiflerini aradığımız lezzetleri bir araya getirerek oluşturduk. Meğer bizim gibi bu lezzetlerin arayışında olanlar tahminimizden oldukça fazlaymış. Yeni lezzetler denetmeyi çok sevdiğimizden sıkça farklı ürünleri menümüze ekleyerek geliştiriyoruz. Başından beri öne çıkan tatlarımız arasında eggs benedict, Blueberry pancake, sağlıklı salata / smoothy bowl çeşitleri ve özellikle ilk bizim kafemizde misafirlerimize denettiğimiz pancar ve zerdeçal lattemizi sayabiliriz.
    Şubeleşmek veya yurt dışına açılmak gibi düşünceleriniz, fark yaratacak projeleriniz var mı?

    Eda: Geçtiğimiz Mayıs ayında Misk 1. yaşını doldurduktan sonra ikinci olarak yaz sezonu için Gaia Boutique Otel’in içinde Misk Alaçatı şubemizi açtık.
    Yine orada da aynı şekilde çiçek hizmeti veren dükkanımızın yanı sıra kafemizde sabah kahvaltı ile servise başlayıp akşam üzerine kadar Misk’in brunch/lunch menüsüyle, akşam ise farklı kokteyllerimiz ve şimdiden bağımlılık yaratan atıştırmalık menümüzle gece yarısına kadar hizmet veriyoruz.
    Bundan sonrası için ise tabii ki farklı projelerimiz var ama şimdilik süpriz olsun!

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.