Sinem Kobal: Şu an evliliğimizin ve aşkın tadını çıkarıyoruz
“Dadı” dizisi ile çok küçük yaşta kendini ispatlayan Sinem Kobal, ardından gelen başarılı projelerde de isminden sıkça söz ettirmeye devam ediyor. MAG Haziran sayısı için objektif karşısında geçen güzel oyuncu, mesleğinin yanı sıra evliliğini, dostluklarını ve kendisi ile ilgili merak edilenleri tüm samimiyeti ile özel röportajında yanıtlıyor. Gelen teklifleri değerlendirdiğini dile getiren Sinem Kobal, çekime özel olarak kıvırcık yapılan saçları ve imajı ile de göz kamaştırıyor. Küçük yaşta ekran karşısına geçmesinin kendisini erken büyüttüğünü ve ayrı bir disiplin kattığını belirten başarılı güzel, mutlu olacağı bir set ortamında olmasının kendisi için çok önemli olduğunun altını çiziyor.
Daha 13 yaşındayken ilk kez kameraların karşısına Dadı dizisiyle geçen ve bundan sonra Selena, Küçük Sırlar, Gönül İşleri gibi projelerde yer alarak hem ekranda hem de beyaz perde de başarılı çalışmalara imza atan, gözlerin sürekli üzerinde olduğu, birlikte büyüdüğümüz Sinem Kobal ile Suma Beach’te denizin ve kumsalın buluştuğu sımsıcak bir atmosferde içinizi ısıtacak bir kapak çekimi gerçekleştirdik…
Yeni projelerini sabırsızlıkla beklediğimiz ve ekranlarda yüzünü görmeyi özlediğimiz güzel oyuncu, iş hayatını, evliliğini, karakterini, dostluklarını ve merak ettiğimiz her soruyu yüksek enerjisi ve içten söylemleriyle yanıtladı…
Renkli karelerimizle özleminizi gidermeye geliyoruz…
Peki bu kadar küçük yaştan beri bu kadar göz önünde olmak hayatını ve karakterini nasıl şekillendirdi?
Bana bir disiplin kattı ve daha erken büyümemi sağladı diyebilirim.
Son zamanlarda herkesin bir dönemi oluyor; önce hızla parlıyor ve doyum noktasına ulaştıktan sonra aynı hızla sönüyor… Senin başarının sırrı nedir? Kalıcı olmak için nasıl bir yol izledin ?
Son zamanlarda değil de her zaman böyleydi bence… Kendine inanman ve emek vermen lazım. Ben de hep kendi iç sesime kulak vermeye çalışıyorum. Hayallerinizi gerçekleştirmek için kendinize inanmanız, çalışmanız, heyecanlandığınız işleri yapmanız ve hayal kurmaktan vazgeçmemeniz en güçlü yol bence…
Bir reklam/dizi veya film projesi geldiğinde hangi kriterlere göre değerlendiriyorsun? Kararını neye göre veriyorsun?
Bu bir ekip işi; dolayısıyla iyi bir işin ortaya çıkması için senarist, yönetmen, yapımcı, oyuncu ortak hayalde buluşuyor mu, ona dikkat etmeye çalışıyorum. Mutlu olacağım bir sette olmak benim için çok önemli. O kadar uzun saatler çalışıyoruz ki ikinci bir aileniz oluyor bu şekilde.
Şu an değerlendirdiğin projeler var mı? Bu konuda sevenlerinle buradan paylaşmak istediğin müjdeli bir haber var mı?
Okuduğum, değerlendirme sürecinde olduğum projeler var elbette, ancak henüz bir şey söylemek için erken.
Türkiye’de ve dünyada hem özel hayatını hem de iş hayatını beğeniyle takip ettiğin isimler kimler?
Meryl Streep’in sıkı takipçisiyim; yeteneği ve vizyonuyla ilham kaynağı benim için. Julia Roberts da benim için bir ilham kaynağı olmuştur ve çocukluğumdan beri sıkı bir Türkan Şoray hayranıyım.
İnternet platformlarındaki projeleri nasıl değerlendiriyorsun, hangilerini takip ediyorsun? Bu tarz bir projede yer almak ister misin?
Tabii, neden olmasın? İnternet platformundaki projelerden beğendiklerim var… Seveceğim, beni heyecanlandıracak bir iş olursa içinde olmak isterim. Kalıplardan çıkabileceğin, yaratıcılığı destekleyen işlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Sektörün ve oyuncunun da kendisini geliştirmesi adına bir fırsat yarattığına inanıyorum ve bu tarz işlerin devamının gelmesini umuyorum.
İş hayatından sıyrılıp özel hayata geçelim biraz…
Çok mutlu ve huzurluyum, nazar değmesin. Şu an evliliğin ve aşkımızın keyfini çıkarıyoruz.
Birbirinizi izlediğinizde eleştirir ve daha iyisi için yönlendirir misiniz?
Evet, birbirimize yardımcı olmayı seviyoruz.
Ruhsal veya fiziksel özelliklerinde beğenmediğin yönler var mı? Özeleştiri yaptığında en çok nelerini eleştirirsin?
Tez canlı derler ya bende o durum var; sabırsızım! En çok bu yönde farkındalığımı artırmaya çalışıyorum. Onun dışında hepimiz insanız ve kusurlarımız var elbette. Ama bazen de bizim kusur gibi gördüğümüz özellikler bizleri özel kılıyor. Mükemmel olmaya zorlandığımız bir dünyada bu psikolojik baskı ve şiddetten sıyrılmadan mutlu olamaz ve özgürleşemeyiz hissindeyim. Bu yüzden negatif döngüler yaratmak yerine, pozitifi beslemeyi tercih ediyorum. Tıpkı aynaya bakmak gibi… Sen sevgiyle bakarsan herkeste sevdiğin bir şeyler görürsün. Kusursuz olmak mutluluk getirmez. Ki kusursuz olmak nedir?..
Sizin pozitif yanınızı en çok ne besliyor peki?
Tabii ki en başta eşim ve ailem… Doğa bana çok iyi geliyor; toprakla uğraşmak, okumak, müzik dinlemek, tüm canlılara karşı duyarlı olmak beni bu yönde çok besliyor. Evrene, var oluşa olan merakım ve bununla ilgili farkındalığım arttıkça da pozitif yönde besleniyorum. Spor yapmak da bedenime ve ruhuma iyi geliyor.
Bir de Çiko var…
Evet, o da hayatımın en tatlı parçalarından… İki buçuk yıldır hayatımda. Beni her gördüğündeki heyecanı ve mutluluğu bana da bulaşıyor.
Aslan burcunun en çok hangi özelliklerini taşıyorsun?
Yaşam enerjimin yüksek ve baskın olması, yer yer tam bir aslan kızı tahminlerini duymama sebep olmuştur…
Yüksek enerjinizden bahsetmişken, çok uzun süredir spor yaptığınızı biliyoruz. Bir dönem boks yapıyordunuz… Devam ediyor musunuz? Bunun yanı sıra uğraştığınız başka spor dalları var mı?
Spor yaparken bir şeyler öğrenmeyi tercih ediyorum. Bu yüzden birçok spor dalıyla ilgileniyorum; bu dönem ilgimi daha çok dans çekiyor, pilates ise vazgeçilmezim. Bu sene bir de at binmeyi öğrenmek istiyorum.
Yaz yaklaşırken cilt sağlığı için önerilerini alsak biraz… En çok nelere dikkat ediyorsun, hangi markaların, hangi ürünlerini tercih ediyorsun? Güzellik sırların var mı?
Kesinlikle güneş koruma kremi kullanmadan sokağa çıkmıyorum. Cildime daha sık nem kazandırmak için bakım yapıyorum. Özellikle güleceksin belki ama haftada 2 gün Türk kahvemi içtikten sonra yüzüme sürüp bekletip peeling yapıyorum. Cildim yumuşacık, ışıl ışıl oluyor. Saçlarım içinse Hindistan cevizi yağı kullanıyorum.
Peki tatil rotanı nasıl oluşturuyorsun? Bu yaz nereleri gezip görmeyi planlıyorsun?
Kenan ile seyahat etmekten çok keyif alıyoruz. Beraber keşfetmek istediğimiz yerler ve kültürler bize yön veriyor. Bazen de doğaçlama tatillerimiz oluyor, onun da keyfi ayrı. Bu yaz Toscana’yı gezme planımız var.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğin yerler nereler?
Başta İstanbul… Denizi çok seviyorum. Dünyayı gezdikçe de Ege’nin ve Akdeniz’in ne kadar güzel olduğunu bir kere daha anladım. Tarihi ve kültürel yerlerimize değinmiyorum bile. Avrupa’da Akdeniz ülkelerini seviyorum. Uzak Doğunun da ayrı bir cazibesi var benim için. En son en etkilendiğim yer neresiydi, diye düşününce kesinlikle Iguazu Şelaleleri ve oranın doğası çok etkilemişti beni.
İstanbul’u hangi kelimelerle özetlersin? Bu güzel şehirde en çok neler yapmaktan mutlu oluyorsun?
“Cennet şehrim, cinnet şehrim” der Kenan, bence de öyle!
Arkadaşlıkların ve hatta tüm ilişkilerin çok çabuk yıpranıp tükendiği şu dönemde sen ilişkilerini nasıl koruyorsun, uzun yıllardır hep sevgisi artarak devam eden samimi dostlukların gizli formülü ne sence?
Sevgi en güzel şey… Dostlarıma sevgimi hissettirmekten kaçınmam ve onlara çok saygı duyarım. Dostum dediklerim, benim için olmaları gereken mükemmel insan diye değil, oldukları gibi kıymetlidir. Bu yaklaşım karşılıklı olduğunda uzun süren dostluklar kuruluyor sanırım.
Rüzgar ve güneş bize biraz tuzaklar kurmuş olsa da çok keyifli bir çekim geçirdik teşekkür ederiz… Sende de uzun süredir görmediğimiz bir saç denedik, imaj değiştirdik… Senin çekimle ilgili deneyimlerin nasıldı?
Aynen… Tüm ekibe heyecanları ve güzel enerjileri için buradan tekrar teşekkür ediyorum. Kıvırcık saçlarımı da pek sevdim, kendimi Julia Roberts gibi hissettim.