Dünyanın İyiliği İçin Türkiye diyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, “Dünyanın İyiliği için Türkiye” vecizesinin Şûra’nın parolası olduğunu belirterek, “Dünyanın vicdanı olan Türkiye, yalnız Türkiye değildir. Kültür ve medeniyetimizin üzerinde yükseldiği zemindir. Bizi bir arada tutan ve bir kılan derin manevi bağlar, farklılıklarımızın teminatıdır. Medeniyet tarihinin en parlak sayfalarının yazıldığı Türkiye, dünya kültür mirasının da en kıymettar hazinelerinin ev sahibidir” diye konuştu.
Türkiye’nin zengin kültürel birikimini daha da zenginleştirmek ve yeni kültür politikalarına yön vermek üzere gerçekleştirilen 3. Millî Kültür Şûrası sonuçlandı. Şura, toplumun her kesiminden kültür ve sanat hayatımızın önemli isimlerini üç gün boyunca bir araya getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Şûra’nın önlerine son derece ufuk açıcı bir yol haritası koyduğunu söyledi. Bu yolu, özenle takip edeceklerini belirten Bakan Nabi Avcı, “Şûra esnasında komisyonlarda dile getirilen, kayıt ve raporlara giren her teklifin, her fikrin, her eleştiri, uyarı ve önerinin bizim için değerli olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Şûrada ortaya çıkan hiçbir cümleyi zayi etmeden gelecek için tam bir fikr-i takip içinde olacağımızdan emin olmanızı istiyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği destek için teşekkür eden Avcı, şöyle devam etti: “Şura oturumları esnasında oturumlarımızdan birinde zikredilen Dünyanın İyiliği için Türkiye vecizesini, Millî Kültür Şûrası’nın mesajı olarak alıyoruz. Medeniyet tarihinin en parlak sayfalarının yazıldığı Türkiye, dünya kültür mirasının da en kıymettar hazinelerinin ev sahibidir. Şûramız kuvvetle teyit etmiştir ki; bütün zenginliğiyle bu evi, evimizi, dilimizi, ülkemizi, kültürümüzü, irfanımızı bütün tehdit ve saldırılara karşı özenle koruyacağız. Kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı, değerlerimizi korumakla yetinmeyeceğiz, bütün insanlık için geliştireceğiz. Devlet ve millet olarak, merkezî ve yerel yönetimler olarak, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları olarak, kamu ve özel sektör olarak, kurumlar ve şahıslar olarak elimizden geleni yapacağız.”
Dilimizin zenginliğine sahip çıkmak, bütün gönül coğrafyamıza sahip çıkmaktır
Türkiye’nin zengin birikimini bir araya getiren 3. Millî Kültür Şûrası’nın çoğulcu ve demokratik karakterinin takdir edildiğini vurgulayan Bakan Avcı, “İnsanı ve hayatı yücelten, toplumun manevi ve ruhsal iklimini zenginleştiren bütün sanatsal ve kültürel çalışmaların himaye edilmesinin gereği hemen bütün komisyonlarımızın üzerinde durdukları bir husus olmuştur. Keza, dilin/Türkçemizin yoksullaşması tehlikesine özellikle işaret edilmiş, üç büyük dilin zenginliğini taşıyan Eski Türkçenin öğretilmesinin gereği ifade edilmiştir. Dilimizin bütün zenginliğine sahip çıkmak, Balkanlardan Kafkaslara, Kazan’dan Sana’ya kadar bütün gönül coğrafyamıza da sahip çıkmaktır” diye konuştu.
İnsanın haysiyetini korumak her şeyden önemlidir
Şuranın uzlaşma kültürüne anlamlı bir katkı sunduğunu ifade eden Avcı, şunları kaydetti: “Bu Şûra bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye, medeniyet birikimi itibariyle çatışmayı, rekabeti, kavgayı, redd-i mirası değil; vefayı, sevgiyi, merhameti, adaleti ve dayanışmayı esas alan bir birikimin mirasçısıdır. Millî Kültür Şûrası’nda, gerilimli ve kutuplaştırıcı politik iklimin kültürel hayatımızı geçmişte yoksullaştırdığına işaret edilmiş, Türkiye’nin zengin birikimini bir araya getiren 3. Millî Kültür Şûrası’nın çoğulcu ve demokratik karakteri takdir edilmiştir.
Toplumsal dokumuzu korumalıyız
Şûranın çocukların ve gençliğin ruh bütünlüğünü esas alan bir anlayışı öne çıkardığının altını çizen Avcı, “Çocuklarımızın, gençlerimizin, ailelerimizin ve toplumsal dokumuzun maruz kaldığı yıkıcı saldırılara karşı korunması, yeni bir bilinci, yeni bir dikkati ve yeniden dirilişi gerektiriyor. Devletin ve milletin bekası, aile değerlerinin yaşatılmasına bağlıdır. Bireyselliği ve bencilliği bir norm haline getiren modern hayat biçimine karşı çocuklarımızı, gençlerimizi millî ve manevi değerlerimizle donatmalıyız” şeklinde konuştu.
Şehirlerimizin kültürel kimliği muhafaza edilmelidir
Bakan Avcı, şöyle devam etti: “Yapılan tartışmaların ve getirilen önerilerin odaklandığı en önemli husus şehirlerimizin kültürel kimliğinin muhafazası ve tahribatın ivedilikle önlenmesidir. Kültürümüzü geliştirmek için devletin daha çok himayesini gerektiren alanlar dikkatle tespit edilmiş, bakanlığımızın sorumluluklarıyla ilgili getirilen tekliflerin yanı sıra Millî Eğitim başta olmak üzere yerel yönetimlerimize, sivil toplum örgütlerine ve özel sektörümüze son derece kıymetli tavsiyelerde bulunulmuştur. Kültürel alandaki hizmetlerin niteliğini yükseltmek için nitelikli personel ihtiyacı Şûrada vurgulanan konulardan biri olmuştur. Keza, Türk Kültürünün dünyada tanınması ve bilinmesi ile ilgi çok güçlü bir arzu ve irade ortaya çıkmıştır.”
Envanter çalışması yapılmalı
Yerel yönetimlerin ve mülki idarenin kültürel gelişmeye daha çok katkı vermesi gerektiğini hatırlatan Avcı, şunları dile getirdi: “Bazı kurumların yeniden yapılanması, bir çok alanda envanter çalışmasının gerekliliği, kültür sanat duyarlılığının mutlaka çocuk yaşta başladığı gerçeği ile nitelikli erken eğitimin önemi Şûranın temel vurguları arasında yer alan hususlardır. Gelecek politikalarımıza yön verecek bütün bu uyarı ve öneriler için bir kez daha bütün Şûra mensuplarına teşekkür ediyorum. Bize ve bütün kültür dünyamıza verdiğiniz umut ve heyecan için sizlere teşekkür ediyorum. Bu umudu büyütmeye, kültürel hayatı zenginleştirmeye kararlı olduğumuzu, bütün sanatsal faaliyetlerin, sanatçıların, yazarların, münevverlerin, ilim adamlarının yanında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.“