Sanat eserlerinin güvenliği RFID teknolojisine emanet
Müze ve sanat merkezlerinde sergilenen nadide eserlerin güvenliğini sağlamakta kullanılan geleneksel sistemler, zahmetli bir işçilik gerektiriyor ve mekân içinde tasarım değişikliğine izin vermiyor. Sensormatic Türkiye’nin sunduğu RFID çözümler ise görüntüleme cihazları ve diğer güvenlik sistemleriyle tam entegre çalışarak hem uçtan uca güvenlik sağlıyor hem de sayım işlemlerini çok daha basit hâle getiriyor.
Keyifli bir sanat deneyimi için tercih edilen mekânların başında gelen müzeler ve sanat merkezleri, sergiledikleri nadide eserleri en güncel teknolojilerle korumakla yükümlüler. Sadece kötü niyetli girişimler değil, ziyaretçilerin izinsiz müdahalelerinin de anında tespit edilmesi ve gerekli uyarının yapılması gerekiyor. Bu amaçla uzun zamandır kullanılan yaylı mekanizmalar, kablolama ve zahmetli bir işçilik gerektiriyor. Üstelik bu yöntem kullanıldığında eserlerin yerini değiştirip, farklı konseptlere ayak uydurmak son derece zahmetli bir hâl alıyor.
Türkiye’nin teknolojik çözüm entegratörü Sensormatic‘in sunduğu uçtan uca RFID çözümleri, müze ve sanat merkezlerindeki güvenlik ihtiyaçlarına yeni nesil teknolojilerden güç alarak yanıt veriyor. Hiçbir kablolamaya gerek duymadan, esere zarar vermeksizin eklenebilen akıllı RFID etiketleri her eserin merkezi bir kontrol ve gözetleme sistemi tarafından görüntülenmesini ve anlık olarak takip edilmesini sağlıyor. Üstelik kablosuz kullanım sayesinde farklı dönemlerde mekânda farklı konseptler tasarlayıp, eserlerin yerini değiştirmek de kolaylaşıyor.
Güvenlik sistemleriyle tam entegre
Yükte hafif, pahada ağır olan sanat eserlerinin narin ve kırılgan yapıları da bu parçaların her türlü dış müdahaleye karşı güvenliğini sağlamayı zorlaştırıyor. Hareket, titreşim, ısı ve nem sensörlerini destekleyen RFID etiketleri, müze ve sanat merkezlerinde kullanılan kapsamlı kamera ve geçiş kontrol sistemleriyle entegre çalışarak, bina içindeki her hareketi kör noktaya yer bırakmadan kontrol ediyor. Sensormatic portföyünde bulunan RFID okuyucu ve antenler, sanat merkezinin kapı ve pencere gibi geçiş noktalarına yerleştirilerek güvenli bir alan meydana getiriliyor. Bakım odası ya da depo gibi eserlerin olağan seyrinde götürüleceği izinli rotalar sisteme tanımlanıyor.
Uçtan uca entegre bir güvenlik mekanizması oluşturan bu işlemin ardından, eser yerinden hareket ettirildiği anda sistem kamera ve geçiş noktaları üzerinden takibe başlıyor. Hareket rotası izinli bir doğrultuda devam ettiği sürece bu olay bir günlük kaydı olarak sisteme işleniyor. Çıkış kapısı ya da pencere gibi yetkisiz bir doğrultuya yöneldiği anda ise alarm devreye giriyor.
Kıymetli eserler demirbaş sayımında hasar görmüyor
Parçaların çabuk zedelenen yapısı nedeniyle, müze ve sanat merkezlerinde demirbaş sayımlarının da dikkatle gerçekleştirilmesi gerekiyor. Geleneksel yöntemlerde, sayım zamanı her bir eser yerinden kaldırılarak altındaki kod numarası sistemdeki karşılığıyla doğrulanıyor. Ancak bu işlemde eserin zarar görmesi riski ortaya çıktığı gibi, camekan içine mumla sabitlenmiş her bir eserin tek tek sökülüp, sonra yeniden sabitlenmesi de iş gücü ve zaman açısından verimsiz bir sürece dönüşüyor.
Sensormatic’in akıllı etiketleri, bir RFID okuyucu tarafından temassız olarak okunup, doğrulanabiliyor. Böylelikle eserin bulunduğu camekanı açmaya dahi gerek kalmıyor. Sayım sürecinin bu kadar basit ve hızlı hâle gelmesi sayesinde müze ve sanat merkezlerinde günlük sayımlar yapılarak, her türlü olumsuzluk engelleniyor.
Ziyaretçiler eser hakkında bilgiyi mobil uygulamalarında görüntülüyor
Sensormatic akıllı RFID etiketleri, Nesnelerin İnterneti ile uyumlu çalışıyor. Beacon teknolojisini destekleyen etiketler sayesinde müze ve sanat eserleri, ziyaretçilerine yepyeni bir deneyim sunuyor. Eserlerin üzerine yerleştirilen Beacon etiketleri, kendileriyle eşleştirilmiş mobil uygulamaları akıllı telefonlarına indiren ziyaretçiler yaklaştığında bunu algılıyor ve ilgili eser hakkında detaylı bilgi ve içeriği doğrudan ziyaretçinin mobil cihazına yönlendiriyor.