DOLAR 34,5344
EURO 35,9334
ALTIN 3002,873
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Deliha’da hem hüzün hem de komedi var

    Deliha’da hem hüzün hem de komedi var
    05.02.2018
    A+
    A-

    Enerjisiyle kendisine hayran bırakan, Gülse Birsel’in kaleme aldığı Yalan Dünya dizisinde yıldızı parladıktan sonra Deliha filmi ile beyaz perde de başarısını kanıtlayan Gupse Özay, filminin özel gösterimi için geldiği MetroMall AVM’de gerçekleştirdiğimiz röportajımızda sayfalarımıza konuk oldu. Deliha 2 filminin tüm oyuncularının katıldığı özel gösterim öncesi gerçekleştirdiğimiz röportajımızda bu güzel ekibi çok seveceksiniz…

    Türk izleyicisi Deliha’da neler bulacak?

    İzleyicilerimiz özlediği duyguları bulacak ve unuttuğu duyguları tekrar hatırlayacak. Çocukluklarına dönecekler, eski komşuluk ilişkilerini hatırlayıp iyilik yapmanın ne demek olduğunu anımsayacaklar. Filmin enteresan bir sıcaklığı var. Biz kendimiz de izlediğimizde tüm oyuncu kadrosu ile birlikte aramızda bunu konuştuk. Kimi zaman birbirimize sarıldık ve ağladık kimi zaman da kahkahalara boğulduk. “Ne yapmışız biz?” dedik. Galiba bu bizim ekip olarak birbirimizi sevmemizden kaynaklanıyor. Sanırım filme fazlası ile de yansıtmışız bu sevgi selini. Bence mutlaka gidip görsünler.

    Ankara izleyicisini nasıl buluyorsunuz?

    Ekibimizde Ankaralılar var, Ankara tiyatro geçmişi olanlar var. Beni uyardılar gelmeden önce. “Ankara izleyicisi çok ciddi ve dikkatlidir. Aman şöyle yapma, böyle gülme…”diye. Korktum ben de o yüzden buraya gelirken. Gerçekten çok başka bir izleyici kitlesi var Ankara’nın; hepsine saygımız sonsuz. Özlem’e sözü bırakayım o daha hakim…

    Özlem Akınözü: Ankara izleyicisi sanata, sanatçıya değer veren bir izleyici kitlesine hakim.  Onların karşında olmak hepimizi çok heyecanlandırıyor.

    Gupse Özay: Herkes daha da şık giyindi bugün Ankara izleyicisinin karşısına çıkacağız diye.

    Gupse hanım nasıl bir yönetmen?

    Mert Öner: Hiç konuşmayalım bile!

    Hülya Duyar: Gupse yönetmenlik koltuğuna çok güzel hazırlanmıştı, sette her şeye hakimdi, her şeyi fazlasıyla biliyordu. Baştan sona kadar her şey kontrol altındaydı ama o kontrolün içerisinde o kadar kibar ve o kadar zarif yönetti ki bizi… Gerçekten uzun zamandır çalışmadığım kadar huzurda ve güvende hissettim kendimi. Kısacası, çok keyifliydi çalışmalarımız. Benim kahramanım Gupse. Filmde de kahramanım zaten.

    Gupse Özay: Bana jest yapıyorlar. Şimdi ağlayacağım ayol! Asıl onlar benim kahramanım. Ben oyuncu arkadaşlarımdan öte hepsi ile dost oldum. O yüzden bu film her zamanki gibi bana hediye oldu. Arkadaş anlamında…

    Film seriye döndü bu seriler devam edecek mi?

    Şu anda ikincisini yaptık. Aslında ben ilk başta bir film ile bırakırız diye düşünüyordum. O kadar çok talep geldi ki özellikle çocuklardan. Televizyonda yayınlandıktan sonra daha da çok insana ulaştı ve dediler ki: “4 sene geçti üzerinden, yapacaksan şimdi yap.” Ben de mantıklı buldum. Bir hediye gibi bunu yapabiliriz. İlk filmde beraber çalıştığımız arkadaşlarla birbirimizi de özlemiştik ama 3. gelir mi, bilmiyorum. Filmi çekerken “vallahi yapmam” demiştim ama şu anda bir şey diyemiyorum. Yapasım yok gibi ama belli de olmaz.

    Türk komedisi hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir?

    Biz zaten komik insanlarız. Çocukluğumuzdan beri şamata, gır gır… Daha sosyal bir kültürümüz var. Normalde Avrupa’ya gittiğinizde insanlar çok sessiz, suskun, soğuk insanlar. Oysa biz çok sıcak insanlarız. Dolayısıyla bu mizahı perdeye taşıdığında, bayram günleri gibi kalabalık izlendiğinde daha keyifli, kahkahalı oluyor. Ben ilk filmde biraz cinsiyetçi söylemler yapmışım, argoya kaçmışım diye çok eleştiri almıştım. O zaman o eleştirileri kulağıma küpe yaparak ikinci senaryoyu hazırladım ve bu filmde neredeyse sıfır argo kullandım. Eleştireceğim şey bir tek o olabilir. Ben tercihen dede ve torun beraber gidebilsin diye film yaptım. O yüzden benim kendime tavsiyem minimum ölçüde argo kullanmaktı. Kendi tavsiyeme uyduğumu düşünüyorum. Bilmiyorum Fatih sen de öyle mi düşünüyorsun?

    Fatih Özkan: Ben de aynı şekilde düşünüyorum.

    Son zamanlarda yerli filmlerde inanılmaz bir artış var, hepsi de çok başarılı. Sizin bir gişe kaygınız var mı?

    Benim kendi adıma bir gişe kaygım var, çünkü ben dizi yapmıyorum, televizyona iş yapmayı tercih etmiyorum, sinemada devam ediyorum ki nefes alıyorum. Gişe kaygım var derken de şöyle: Ne kadar çok insan izlerse ben o kadar yeni bir film yapma hakkına sahip olacağım, olarak görüyorum. O yüzden tırnaklarımı yiyerek “acaba izleyen var mı?” diye sürekli soruyorum bakıyorum. “Beğenenler kulaktan kulağa etrafa tavsiye ediyor mu?” diye kaygım var ama bunların (oyuncuları gösteriyor ve gülüyor) yok.

    Hülya Duyar: Bizim de var kaygımız, neden var? Sinema sektörü ne kadar aktif olursa bizim de sinemada yer almamız o kadar mümkün oluyor. Dizide oynamak da çok keyifli, asla ayırmayacağım ama sinemada oynamak daha bir keyifli. O yüzden Türk Sineması’nın yürümesini istiyoruz tabii ki. Gişeye ihtiyacımız var, seyirciler gelip izlesinler filmi.

    Bunca erkek komedyen arasında kadın komedyen olmak nasıl bir duygu?

    Zor bir duygu ama insan gururlanıyor. Çünkü, biz birinci filmi yaparken sevgili yapımcımız Necati Akpınar: “Seni koyalım” dedi. Ben de: “Eyvah yapmayalım patron. Kadının tek başına olduğu afişe alışık değil seyirci” dedim. Ki kaygılarımda haklı çıktığım zamanlar da oldu. Söyleşiye gittiğim bir lisede öğrencilerden birine, “izlediniz mi?” diye sordum. “Abla biz gidemedik, olur mu öyle? İki erkek gitmişiz, kadın filmine alamayız bilet” gibi bir ön yargılar vardı. Sonradan aslında kadının da mizah yapabildiğini kabul ettiler bir şekilde. Aslında hepimiz annesi ve anneannesiyle büyüyen insanlarız, hepimiz çok matrak ailelerde büyüdük. Dolayısıyla kadının da komiklik yaptığına alışıyoruz çaktırmadan. Ben de yeni nesle hemcinslerime cesaret örneği oluyorsam ne mutlu bana! Ama tabii ki zor. Hala erkekler kadına gülmeye çok alışmadı açıkçası. Yavaş yavaş olacak herhalde. Oysa biz çok komiğiz. Ama şu da var gerçekten erkek komedyenler bizi hep destekliyorlar, centilmenlikleri var. Sonra geliyorlar “kız hakikaten çok güldürdün bizi” diyorlar. Ben erkek komedyenlerin bize çok destek olduğunu görüyorum ve seviniyorum buna açıkçası.

     

     

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.