DOLAR 34,5424
EURO 36,0063
ALTIN 3005,886
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Şirketlerdeki beyaz yakalı psikopatlara dikkat

    Şirketlerdeki beyaz yakalı psikopatlara dikkat
    31.10.2017
    A+
    A-

    Etik ve İtibar Derneği TEİD üyesi, Astellas Pharma Etik ve Uyum Direktörü Av. Altuğ Özgün, şirketlerde “beyaz yakalı psikopat” olarak tanımlanan çalışanların kriminal karakterli olduklarını, ancak şuç mahali olarak sokaklar yerine şirketleri tercih ettiklerini kaydediyor. “Snakes in Suits” (Takım Elbiseli Yılanlar) kitabının yazarlarından Prof. Robert Hare’ye göre beyaz yakalı psikopatların çalışanlar arasındaki oranının %1-3,5 düzeyinde olduğunu ifade eden Özgün, bu insanlara özellikle orta ve üst düzey yöneticilik pozisyonlarında rastlandığını belirtiyor.

    Beyaz yakalı psikopatlara ünvan yükseldikte daha sık rastlandığını söyleyen Özgün, bu insanların yükselmek için her yola başvurduğuna dikkat çekiyor. Kriminal insanlar olarak şirketlerde kendilerini kolayca gizlemeleri ve davranışları yüzünden ceza almak yerine terfi, prim gibi ödüllendirilmelerinin mümkün olduğunu dile getiren Özgün, sıradan psikopatların aksine tüyler ürperten suçlar işlemek yerine motivasyonlarını kariyerlerinde yükselmenin belirlediğine dikkat çekiyor.

    Beyaz yakalı psikopat kimdir?

    Özgün, beyaz yakalı psikopatların özellikleri şöyle sıralıyor:

    • Özellikle iş görüşmeleri ve ilk izlenimde etkileyici olmaları,
    • Yüksek manipülasyon yetenekleri, zihin kontrolü, ikna yeteneği,
    • Vicdan ve empatiden yoksun olmaları,
    • Samimiyetsiz oldukları halde başarılı yalan söylemeleri,
    • Kişisel ilişkilere duyarsızlık, kendi kişiliği ve geçmişi hakkında yanlış veya sığ paylaşımlar yapmak,
    • Suçluluk duygusu ve pişmanlığın yoksunluğu, yaptığı yanlışları kendi mantığıyla rasyonelleştirmesi,
    • Başkalarının yaptığı işleri ve başarılarını çalmak,
    • Çalışanlarını veya rakiplerini toplum önünde aşağılama,
    • Başarıya ulaşmak için her yolu mübah görmek, etik dışı uygulamalara sapmak.

    Hiçbir ahlaki kaygıları yok

    Beyaz yakalı psikopatların kişisel çıkarları için her yola başvurduklarını ve hiçbir ahlaki kaygı taşımadığı vurgulayan Özgün, şunları belirtiyor: “Bu kişiler etik dışı, yasa ve ahlaka aykırı yollarla para, mevki ve itibar kazanıyorlar. Beyaz yakalı psikopatlar amaçlarına ulaşırken, bir yandan da çalışanlara ve şirketlere büyük zarar veriyorlar. Özellikle yeni kurulan ve iç denetim/kontrol mekanizmasının gelişmediği organizasyonlarda beyaz yakalı psikopatların hiçbir engelle karşılaşmadan yükseldiği görülüyor. Psikopatlarla çalışan kişilerde ise özellikle mobbing, depresyon, anksiyete, taciz gibi etkilerin görülmesinin yanında, psikopat çalışanların manipülatif etkileri yoğun olduğu için manipülasyonlara maruz kalan çalışanlarda kendini suçlama, kendini yetersiz görme, motivasyon eksikliği ve neticesinde işten ayrılma vakalarına sık sık rastlanıyor. Böylece beyaz yakalı psikopatlar hem çalışanlara hem de bu çalışanları kaybettiği için şirkete ciddi zararlar veriyorlar.”

    Çaresi Etik ve Uyum Programı

    Şirketleri ve çalışanları beyaz yakalı psikopatlardan korumak için ilk önlemin işe alım süreci olduğunu söyleyen Özgün, şunları kaydediyor: “Öncelikle üst yöneticilerin terfilerinde ve işe alımlarında çok dikkatli bir seçim süreci uygulanıp, davranışsal psikoloji testleri mutlaka mülakat sürecine dahil edilmeli. Adayın referans kontrolü, daha önceden yönettiği ekip ve çalışma arkadaşlarından görüş isteme, özgeçmişin detaylı incelemesi doğrulanması gibi bazı özenli incelemeler yerine getirilmeli.  Organizasyonda şeffaf bir dile getirme kültürü olması veya bu kültürün yaratılması da çok önemli. Etik ve Uyum Departmanı, Hukuk ve İnsan Kaynakları gibi departmanların şirket üst yönetimi ile beraber koruyucusu olacağı bu dile getirme kültürü ile şirkette çalışanların başlarına gelen olumsuz olayları ve uygunsuz durumları rahatça dile getirecekleri bir mekanizma kurulmalı. Etkili bir etik ve uyum programının olmazsa olmaz şartı olan bildirim hatları yoluyla çalışanlar bağımsız bir e-mail adresine veya telefon hattına bildirimde bulunarak ve isim belirtme şartı olmadan bildirimlerini ve şikâyetlerini dile getirebilmeli. Ancak bu bildirim hatlarına başvuran çalışanların koruma altına alınması ve şikâyetlerini dile getirmelerinden dolayı kendilerine misilleme yapılmamasını sağlamak da üst yönetimin garantisi altında olmalı. Aksi halde çalışanlar şikâyetlerini dile getirdikleri için zarar göreceklerini düşünüp bu sistemi kullanmayacaktır. Bu aşamada üst yöneticilerin desteği ve etik ve uyum yöneticisinin organizasyon içinde bağımsız, güçlü ve garantör olması bu kültürün yaratılıp korunmasında büyük bir rol oynayacaktır.”

    Özgün, İK departmanının dönem dönem yapacağı değerlendirme toplantıları ve yöneticiler hakkında isim belirtmeden yapılacak anket çalışmalarının da beyaz yakalı psikopatları belirlemek ve çalışanları korumak için etkili araçlar olduğunu kaydediyor. Diğer etkin önlemler hakkında ise Özgün şunları belirtiyor: “Kötü davranışa maruz kalan çalışanların dışarıdan psikolojik destek almaları, mobbing ve benzeri taciz olaylarına karşı yazılı bulguları saklamaları ve çalışma arkadaşlarında benzer durumla karşılaşan veya kendi durumlarına şahit olan kişilerle ortak hareket etmeleri de koruyucu önlemler arasında sayılabilir. Etik ve Uyum Yöneticilerinin dönem dönem şirket içinde yapacağı mülakatlar ve denetimler sonucunda da uygunsuz davranışların ortaya çıkması, çalışanlarla şirketin beyaz yakalı psikopatlardan korunmasını sağlayabilir. Bu noktada önemli olan faktör çalışanın mağdur rolünden kahraman rolüne geçmek için uygunsuz durumları dile getirerek mücadeleye başlamasıdır.”

     

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.