Grip aşısı olmak ya da olmamak işte bütün mesele
Sonbaharın son günlerinin yaklaşmasıyla birlikte “grip aşısı” tartışması yeniden başladı. Kimileri Ekim sonuna kadar mutlaka yapılmalı derken, kimi uzmanlar ise faydalı olmadığı düşüncesinde. Peki, grip aşısını gerçekten olmalı mıyız? Önümüzdeki yıl hangi grip salgınlarıyla savaşacağız? Medical Park Fatih Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. M. Genco Erdem, grip aşısıyla ilgili merak edilen tüm soruların yanıtlarını verdi.
Sonbahar geldi çattı; grip aşısı tartışmaları alevlendi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “grip aşısı olmayın!” diyen meslektaşlarımı şaşkınlıkla izliyorum. Grip, nam-ı diğer influenza, influenza virüsünün sorumlu olduğu ciddi bir hastalıktır. İnfluenza tiplerinden A ve B bizim bildiğimiz gribin esas sorumlularıdır. İnfluenza A virüsü, meşhur domuz gribi (H1N1, H1N2, H3N1, H3N2 ve H2N3) ve kuş gribi (H5N1 ve H7N9) tiplerini barındırır; Dünya’daki tüm ünlü grip salgınlarından sorumludur. İnfluenza B virüsü ise genellikle genç erişkinlerde ve çocuklarda hastalık yapar.
TARİHTEKİ UNUTULMAZ GRİP SALGINLARI
Grip çağlar boyunca grip, insanoğlunun baş belası olmuştur:
- 1889-1990 yıllarında görülen Rus Gribi (H3N8/H2N2), 1 milyon insanı öldürdü.
- 1918-1920 yılları arasında görülen İspanyol gribi (H1N1), 20 – 100 milyon insanı öldürdü.
- 1957-1958 yılları arasında görülen Asya gribi (H2N2), 1 – 1,5 milyon insanı öldürdü.
- 1968-1969 yıllarında görülen Hong-Kong Gribi (H3N2), yaklaşık 1 milyon insanı öldürdü.
- 2009 yılında görülen H1N1 kaynaklı Domuz Gribi Salgını 100 bin ila 400 bin arasında insanın ölümünden sorumlu oldu.
6 AYDAN BÜYÜK OLAN HERKES…
Gripten korunmanın ilk ve en önemli basamağı, 6 aylıktan büyük olan (ve aşı olmasına engel bir sağlık durumu olmayan) herkesin grip aşısı olmasıdır.
Özellikle aşı olması önerilen kişiler:
- 6-59 aylık çocuklar
- 50 yaşın üstündeki yetişkinler
- KOAH ve astım hastaları
- Şeker hastaları
- Kalp hastaları
- Böbrek, karaciğer veya kan hastalığı olan kişiler
- Felç geçirmiş kişiler
- Bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kemoterapi alanlar, steroid kullananlar veya HIV ile enfekte hastalar)
- Grip mevsiminde gebe kalanlar veya gebe kalacaklar
- Bakım evi sakinleri
- İleri derecede obez olan kişiler (VKİ 40’tan büyük olanlar)
- Risk altındakilerin bakıcıları ve temas ettikleri kişiler
- Sağlık personeli
- 5 yaşın altındaki çocukların aileleri ve bakıcıları
- Bu listede yer alan yüksek riskli kategorilerden birinde olan kişilerle aynı evde yaşayan kişiler
Geçtiğimiz yıllarda grip nedeniyle hastaneye yatırılan erişkin hastaların yüzde 80’i astım, KOAH, şeker hastalığı ya da kronik kalp hastasıdır; çocuk hastaların ise yüzde 50’si benzer kronik rahatsızlıklardan muzdariptir.
GRİP AŞISININ ETKİSİNİ NE BELİRLER?
Grip aşısının bir kişiyi gripten koruyup korumayacağını belirleyen iki faktör vardır. Bunlardan birincisi, aşılanan kişinin yaşı ve sağlık durumu gibi kendine has özellikleridir. İkincisi ise aşıda yer alan (grip sezonunda etkin olacağı tahmin edilen) virüs tipleri ile toplumda grip mevsiminde etkin olarak hastalık yapan virüs tiplerinin uyuşmasıdır.
Dünya Sağlık Örgütü her yıl gelecek grip sezonunda etkili olması beklenen 3 (dörtlü aşı için 4) grip virüsü tipini aşıya konulmak üzere belirler. 2017 – 2018 sezonunda etkin olması beklenen grip virüsleri şunlardır:
- İnfluenza A (H1N1)
- İnfluenza A (H3N2),
- İnfluenza B/Brisbane/60/2008’dir.
2014-2015 yılında aşıya konulmak üzere seçilen virüs tiplerinin, güncel hastalık yapan tiplerle çok kötü bir eşleşmesi nedeniyle grip aşısı için olumsuz bir şöhret yaratsa da halen gripten korunmada en önemli metot, grip aşısı olmaktır.
GRİP AŞISININ FAYDALARI
Elimizdeki güncel verilere bakarsak, grip aşısının faydaları şunlardır:
- Grip aşılaması, grip olsanız dahi hastalığı hafif geçirmenizi; grip nedeniyle hastaneye yatırılmışsanız hastanede daha kısa süre kalmanızı sağlar. 2017 yılında yapılan bir çalışmada bu net olarak gösterilmiştir.
- 2014 yılında yapılan bir çalışma, grip aşısının 2010-2012 yılları arasında çocuklarda griple ilişkili yoğun bakım ünitesine yatma riskini yüzde 74 oranında azalttığını gösterdi.
- 2016 yılında yapılan bir başka çalışma ise grip aşısı olan 50 yaşından yaşlı kişilerin, grip nedeniyle hastaneye yatma riskini yüzde 57 oranında azalttığını gösterdi.
- Aşılama kalp hastalığı olan hastalarda kalp krizlerinin daha düşük oranlarda oluşmasına neden oldu.
- Aşılamanın hastaneye yatış oranlarını şeker hastalarında yüzde 79 oranında ve KOAH hastalarında yüzde 52 oranında azalttığı gösterilmiştir.
- Gebe kadınlarda yapılan bir başka çalışma, aşılamanın gebelerde grip ile ilişkili akut solunum you enfeksiyonu riskini yüzde 50 oranında azalttığını gösterdi.
- Aşı yaptırmakla çevrenizdeki insanları da korumuş olursunuz.
Aşılama, gebeleri ve emziren anneleri gripten korur. Aşılanan annenin bebeği, 4 aylık olana kadar gripten korunmaya devam eder.
AŞI OLMAYIN DİYENLERİN GEREKÇESİ NE?
“Grip aşısı olmayın!” diyenlerin, bu iddialarını dayandırdıkları nokta, 2014-2015 yılı için seçilen aşının etkinliğinin yüzde 20’den az olmasıdır. Oysaki 2014-2015 yılında seçilen aşı, o seneki virüsün beklenmeyen antijen değişimi nedeniyle iyi bir eşleşme yakalayamamasına rağmen; bu durumda dahi aşı yaptıranlar, grip hastalığına yakalandıklarında hastalığı daha hafif geçirmiştir.
Tüm bu veriler göz önüne alındığında, grip aşısı olmanın çok daha akıllıca olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada hiçbir ilaç ya da aşı, bir hastalıktan korunmayı yüzde 100 garanti edemez; hal böyleyken grip aşısının mucizeler yarattığını da kimse iddia edemez; yine de yüzde 50 koruyuculuğu olan bir aşı, hiç korunmamaktan iyidir.
Grip aşısının olası yan etkileri ise aşı yerinde ağrı, kızarıklık ve şişlik; baş ağrısı, hafif ateş, bulantı ve kas ağrılarıdır. Tüm bu yan etkiler iki günden az sürede kaybolur. Eski bilgilerimizin aksine (2016 yılından bu yana) yumurta alerjisi olanlar da bir sağlık kurumunda, tercihen doktor gözetiminde aşı yaptırabilir.
ANTİBİYOTİK FAYDALI MI?
Grip hastalarının antibiyotik kullanmalarının hiçbir faydası yoktur. Gribe özgü anti-viral ilaçlar mevcuttur ve bu ilaçların en etkili olduğu zaman hastalığın ilk iki günüdür. Bununla birlikte hastaneye yatırılan hastalarda daha geç de olsa bu ilaçların kullanımı hastalığın süresini kısaltabilir ya da şikâyetleri hafifletebilir. Antiviral ilaç kullanımının bir avantajı da zatürre gibi gribin neden olabileceği ağır tabloları önleyebilmesidir. Bu özellikle şeker hastalığı ya da KOAH gibi kronik hastalıkları olan kişiler için önemlidir.