Duygulara dokunan reklamlar kazandırıyor
Reklamları görmek için çok uzağa bakmamıza gerek yok. Her gün onlarca farklı mecrada, yüzlerce reklam görüyoruz. Peki, bu reklamlardan hangisi daha çok ilgimizi çekiyor? Bir reklamın tüketicinin dikkatini çekebilmesi için fark yaratması mı? Yoksa duygulara dokunması mı gerekiyor? Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen yanıtlıyor…
Duygulara ve kalbe hitap eden reklamların satışı direkt göz önüne getiren reklamlardan daha çok etkili olduğunu belirten Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, bir reklamın tüketicide yer edebilmesi için diğerlerine göre bir fark yaratması gerektiğini ve bu farkı da en güzel duygulara dokunan reklamların sağladığını söyledi. Son dönemde reklam verenlerin bu farkındalıkta olduğunu belirten Erkmen, “Modern reklamcılığın doğuşunun ön koşulunu oluşturan etkenler arasında tüketim malları pazarının genişlemesi kadar, gösterişçi yaşam tarzının önem kazanması da yer almaktadır. Fakat 21. yüzyılın en belirgin söylemleri olan sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik, markaların reklam stratejilerinin alt zeminini oluşturan en önemli veri kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır” diyerek, duygulara ve kalbe hitap eden reklamların mantığa hitap edenlerden çok daha başarılı olduğu ifade etti.
“Orijinallik reklam sektörü güçlendiriyor”
Sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik, doğallık ve farklılaşma her geçen gün reklamların boyutlarını değiştirip, alt metinlerine insan yaşamına dokunan bilgiler kodlamaya devam ediyor. Ve hatta dünyaca ünlü markalar bugün reklam kampanyaları için çoğunlukla başlangıç hikayelerine dönüşü seçerek; hikayesi ve derinliği olan kampanyaların altına imza atıyor. Bu dönüşümün olmasının sektörünün geleceğini belirlediğinin altını çizen Union İstanbul Ajans Başkanı Mehmet Erkmen, “Türkiye’de televizyon reklamcılığına baktığımızda reklamların yayınlanmaya başladığı yıllar olan 1970’ler, sektör açısından pek iyi geçmedi. Gelişen teknoloji ve kreatif bakış açısını arkasına alarak her yıl sektörün gelişimi için bir taş koyan sektör temsilcileri, tüketicilerin ruhuna dokunan reklamlara yönelerek, pazarlanan ürünün alt bandında yatan metni okumaya başladı. Öte yandan reklam, Türkiye toplumunun dünyada neler oluyor? sorusuna yanıt bulmasının önünü de açarak, global bir yaşam biçimine geçişinde önünü açtı” dedi.
Erkmen: Reklam satın almada önemli bir eleman
Ayrıca reklamların bir markanın, ürün ve hizmetlerinin tercih edilmesi noktasında hala en önemli itici güç olduğunu aktaran Erkmen, “Reklam toplum içerisinde, üretilen mal ve hizmete yönelik bir ihtiyacın olmaması halinde bile, ihtiyacı yaratmakta ve tüketicilerin zihinlerinde, satın almaya ve kullanmaya yönelik eğilimleri oluşturmakta. Reklam, ürün ve hizmet özelliklerini, tüketicilerin beğenileri ve istekleri doğrultusunda hazırlayıp onlara sunmaktadır. Marka ile tüketici arasındaki iletişimi sağlayan bu anlayış, her iki tarafın beklentilerine ve özlemlerine ulaşmalarını sağlamakta, aradaki diyaloğu yönlendirmektedir. Türkiye gibi büyük bir gücün daha fazla reklam yatırımı olmalı ve firmalar reklamın gücüne daha çok inanmalı.”