”Depremin acılarını yaşamak kader olamaz”
“17 Ağustos Depremini Anma Programı Ve Güvenli Yaşam Paneli”nde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “1999 Marmara ve Düzce depremleri, deprem gerçeğini acı bir şekilde bizlere hatırlattı. ‘Depremle birlikte yaşamak” bu şehrin bir gerçeğidir. Ancak depremin acılarını yaşamak kaderi olamaz, olmamalı” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Valiliği, AFAD ve Türk Kızılayı’nın himayelerinde Conrad Otel’de gerçekleştirilen “17 Ağustos Depremini Anma Programı Ve Güvenli Yaşam Paneli”ne Başkan Kadir Topbaş’ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, İstanbul Valisi Vasip Şahin, AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu, Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile birlikte çok sayıda yetkili isim katıldı.
Panelde, 17 Ağustos Depremi’nde hayatını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı okunarak 17 Ağustos depreminden karelerin yer aldığı dia gösterisi yapıldı.
17 Ağustos’un acıların tazelendiği bir gün olarak hafızalarda yer ettiğini belirten Başkan Topbaş, “O gece on yedi bin insanımızı depremde kaybettik. Binlerce insanımız yaralandı. Yine binlerce bina yıkıldı” dedi.
Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olduğunu ve İstanbul’da da tarih boyunca ciddi depremler yaşandığını hatırlatan Başkan Topbaş şöyle devam etti: “İstanbul’da 50, 200 ve 100 yıllık periyotlarda ciddi depremler olmuş. Tüm bu depremler İstanbul’un hafızasında. Yine hepimizin şahit olduğu 1999 Marmara ve Düzce depremleri, deprem gerçeğini acı bir şekilde bizlere hatırlattı. “Depremle birlikte yaşamak” bu şehrin bir gerçeğidir. Ancak depremin acılarını yaşamak kaderi olamaz, olmamalı.”
Depremlerin doğal bir afet olduğunu ve engellenmeyeceğinin de farkında olduklarını ifade eden Başkan Topbaş, “Fakat neticesinin insanımız ve şehrimiz için bir afete dönüşmemesi bizim elimizde. Şehirlerin doğal afetlere karşı mukavemetini artırmak, risk yönetimlerini devreye sokmak, alınabilecek en etkin tedbirlerin başında geliyor” ifadelerini kullandı.
Yaşanan büyük deprem felaketinden sonra yeni bir afet anlayışı benimsediklerinin altını çizen Başkan Topbaş konuşmasına şöyle devam etti: “Birçok projeyi hayata geçirdik. Muhtemel İstanbul depremine karşı her alanda hazırlıklarımız sürüyor. Bilimsel veriler ışığında iki ayaklı projemiz sürüyor; depreme hazırlık ve kentsel dönüşüm deprem master planımız hazır. Deprem odaklı dönüşüm çalışmaları başlattık. Bu önemli projelerin başında kentsel dönüşüm projeleri geliyor. Kentsel dönüşümü şehrin DNA’sını değiştirmek olarak ta görebiliriz. Tamamen farklı bir kent mantığını hayata geçiriyorsunuz. Sadece yeni ve güçlü binalar yapmakla kalınmıyor. Kartal, Maltepe, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Beyoğlu, Esenler, Fatih’te kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirdik. Pek çok yerde bu çalışmalarımız devam ediyor. Bu projeleri vatandaşlarımızla anlaşarak hayata geçiriyoruz.”
Kentsel Dönüşüm için “Bir gelecek vizyonudur” diyen Başkan Topbaş, “Kentsel Dönüşüm bir yıkım değil, kentin geleceğine yapılan yatırımdır” ifadesini kullandı.Türkiye’de 7 Milyonun üzerinde depreme dayanıksız bina olduğunu ve kaçak ve ruhsatsız bina sayısının da çok olduğunu vurgulayan Başkan Topbaş şöyle devam etti: “Bizler uzun yılların ihmalini, birikmiş sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Kentsel dönüşüm master planımız artık hazır. Kaçak ve ruhsatsız binalarla mücadele ettik. Binlerce yıkım yaptık. Bina taramaları yaptık. Depreme dayanıklılıklarını tespit ettik. Binlerce konut teslim ettik. Deprem riskini en aza indirgemek adına topyekün mücadele etmeliyiz.”İstanbul’da 50-60 yıl önce sanayileşme sürecinde kırsaldan göçler başladığı dönemki plansızlığın sonuçlarını yaşandığına vurgu yapan Başkan Topbaş, “Yapı tarzına riayet edilmediği zaman başka sonuçlar ortaya çıkıyor. Doğayı iyi tanımanın ve bilim, teknolojiye uygun çalışma yapmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor” dedi. Başkan Topbaş şöyle devam etti: “Afet öncesi alınacak tedbirlerin en doğru tedbirlerdir. Sonrası yaptığınız müdahaleler önemli ama önemli olan öncesi atılacak adımlardır, bunu dikkate aldığınız zaman minimize edebilirsiniz. Doğru yerlere yerleşim alanları kurabilirsiniz, yaşam alanlarını değiştirebilirsiniz. Şili’nin başkenti Santiago 9 büyüklüğünde deprem yaşayan bir kent, 7-8 büyüklüğündeki depremlerde camlar çatlıyor. Süleymaniye’deki o sistemi nasıl kurduysak, bu riskleri minimize etme imkanı bulabiliriz.”
-Balkona ve Mutfağa Bakmak Yeterli Değil-
Başkan Topbaş birey olarakta depreme hazırlıklı olunması gerektiğini vurgulayarak vatandaşlara şu uyarıyı yaptı: “Bir vatandaş bir yerde bir ev, bir daire alırken hanımefendi ile mutfağına ve balkonuna bakıp karar vermesinler. O evin bulunduğu ilçe belediyesine girip almayı düşündükleri evin depreme dayanıklı olup olmadığı bilgisini alsınlar. Bu bir otokontrol sistemidir. Bu aynı zamanda müteahhitleri de yönlendirecektir. Bu depreme karşı mücadeleye ciddi katkı sunacaktır.”
-Çadır Kentler-
Olası İstanbul depremi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak ciddi tedbirler aldıklarını ve yaşanacak olumsuz bir durumdan sonra da İstanbulluların barınabilmeleri için ortamlar hazırladıklarını vurgulayan Başkan Topbaş, “İstanbul’un 156 noktasında Çadırkent kurma imkanımız var. 1 milyon 116 bin insanın burada barınabilmesi demek. Buralara devlet binaları, spor salonları da dahil değil” diye konuştu.