DOLAR 34,5364
EURO 36,0338
ALTIN 3007,701
BIST 9549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    İsrail İnovasyon Gezisi

    İsrail İnovasyon Gezisi
    31.07.2017
    A+
    A-

    Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı Ali Yücelen ve Parlamento ile ilişkiler Komisyonu Başkanı Begüm Akış ile birlikteyiz. TÜGİAD’ın yeni girişimlere ve yeniliklere bakış açısını ve bu bağlamda Mayıs ayında gerçekleştirdikleri İsrail İnovasyon Gezisini konuşuyoruz…

    Öncelikle, Ali Yücelen TÜGİAD Genel Başkanlığına tekrar seçildiniz ve yeni döneme hızlı bir giriş yaptınız. Bu dönemde başarılı genç iş adamlarından oluşan TÜGİAD neleri hedeflemektedir?
    Ali Yücelen: Bu dönem, ülkemiz ekonomisindeki beklentiler doğrultusunda dünya ekonomik konjonktürünü hesaba katarak tamamen inovatif girişimcilik odaklı çalışmalar yapmaya başladık. Hali hazırda geleneksel işleriyle ilgilenen üyelerimizin teknoloji, yapay zeka, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti gibi konulara yatırım yapmalarını temin etmeyi amaçlıyoruz. Öncelikle, üyelerimizin ve tüm iş adamlarının gerekli vizyona kavuşup konuya ilgi duymalarını sağlamak adına da seminerler, geziler, konferanslar ve kamplar organize ediyoruz. Dünyayı tanımaya çalışıyoruz, Türkiye’den bir unicorn (5 yıl içinde 1 milyar USD’ye ulaşan şirket) çıkması ve teknoloji odaklı startupların çoğalması için üzerimize düşeni yerine getirmeye gayret gösteriyoruz. Geçmiştekinden farkı ne derseniz; geçmişte biraz daha kamuoyunu, yöneticileri bilgilendirmek, konu ile ilgili dikkatleri çekmek ve ülkede gerekli ekosistemi kurmak adına çalışmalar yaptık. Fakat maalesef kamuoyunun ve siyasetin ilgisinin çok farklı konulara yöneldiğini, dünyanın ekonomik çevrelerinin yatırım anlayışının geçirmekte olduğu evrimi tam anlamıyla kavrayamadıklarını gördük. Aslında önümüzde çok güzel bir fırsat vardı. Dünyadaki inovatif girişimcilik rüzgarlarını ülkemizde de estirmek pekala mümkündü, ancak ne kadar bağırıp çağırsak da, örnekleriyle ortaya koysak da fayda etmedi, unutuldu. Biz de kendi birikimlerimizle yetmezse bir araya gelerek ortaya koyabileceğimiz bazı kaynaklarla ve yahut üniversitelerle olan iş birliğimizden bulup çıkarabildiğimiz, beşeri sermaye ile ne yapabiliyorsak onu yapalım dedik. Bunun için de ilk şartın bizim hedef pazarımız olan dünyayı tanımak olduğundan yola çıkarak bütün faaliyetlerimizi buna göre yönlendirdik. Ülkemizde ağırladığımız konuklar ile sınırlı kalmadık ve sadece inovatif girişimcilik konulu yurt dışı geziler de düzenledik. Bu gezilerde kendi işlerimizi bir kenara bıraktık ve projeleri dinleyerek, fonlarla bir araya gelerek, ülkemizde yatırım yapacağımız girişimlere yön vermeye çalıştık.

    Birazda Mayıs ayı içerisinde gerçekleştirdiğiniz İsrail gezisinden bahsedelim. Bu gezinin amacı neydi?
    Ali Yücelen: Bu gezi biraz önce bahsetmiş olduğum anlayış çerçevesinde dünyada girişimcilik ekosistemini tesis etmeyi başarmış ülkelere yaptığımız gezilerden sadece bir tanesi ama bence en önemlisi ve en öğretici olanı idi. Daha önce Birleşik Arap Emirliği gezimiz olmuştu, o gezide de oradaki fonları incelemeyi hedeflemiştik, ancak gördük ki girişimcilik ekosistemi nerede daha başarılı kurulmuşsa doğal olarak ilgili fonlar da orada daha dinamik şekilde yer alıyorlar. Ve konunun tarafları sadece girişimciler, yatırımcılar, hızlandırıcılar ve destekleyenler değil. Biz orada yenilikçi girişimciliğin ve girişimcilik kültürünün bütün öğeleriyle karşı karşıya gelme imkanı elde ettik. Aslında bu kararı nasıl aldığımızdan başlarsak gezi daha iyi anlaşılacaktır. Gezimizin organizasyonu Parlamento ile İlişkiler Komisyonu Begüm Akış’ın öncülüğünde düzenlendi. İcra kurulu toplantımızdaki girişimcilik tartışmasından doğan bir fikir bizi bu başarılı organizasyona kadar getirdi. Organizasyonun başarılı geçmesini sağlayan Begüm Hanım fikrin nasıl çıktığı konusunda bize daha detaylı bilgiler verecektir. Konunun bundan sonrasını ondan dinleyelim.

    Begüm Hanım bu fikir nereden çıktı?
    Begüm Akış: İsrail inovasyon, yeni girişimler ve onların ekosistemleri konusunda dünyada öncü bir ülke konumundadır. 8.5 milyon nüfuslu bir ülkenin mevcut bulunduğu coğrafyada üretim ve yatırım yapabilme kısıtını nasıl farklı bir hale getirdiklerinin hikayesi de bu anlamda çok önemlidir. İsrail’de binlerce startup söz konusu ve bu startuplar oluşturdukları ekosistem sayesinde büyük fonlarla buluşuyor ve finansman kaynağı elde edebiliyorlar. Aynı şekilde projeler büyüdüğünde ise, bunları dünya devi firmalara satabiliyorlar. Ülkenin tamamı bu girişimcilik ruhu ve proje geliştirme odaklı gençliğin sisteme entegrasyonu üzerine kurulu diyebiliriz. Biz de bu kapsamda bu ekosistemi yerinde görelim ve detaylarını öğrenelim istedik. Bu vizyonun bizlere, ülkemize çok katkı sağlayabileceğine inandık.

    TÜGİAD olarak ne gibi görüşmelerde ve aktivitelerde bulundunuz?

    Begüm Akış: Aslına bakarsanız programımız oldukça yoğundu, dolu dolu dört gün geçirdik ve çok fazla sayıda proje dinledik. İsrail’deki ekosistemin aktörleriyle bir araya geldik ve bizdeki sistemle bir karşılaştırma yapma şansı elde ettik.
    Öncelikle Tel Aviv Üniversitesi’nin StarTau Girişimcilik Merkezi’nin her sene gerçekleştirdiği İnovasyon Konferansına katıldık. Amacımız burada projesini anlatan ve yarışmaya katılan onlarca girişimciyi dinlemekti. Hem yarışmayı takip ettik hem de özellikle ilgilendiğimiz projelerin girişimcileriyle TÜGİAD üyelerini buluşturup birebir toplantılarla detayları aldık.
    Aynı konferans kapsamında Rotschild Tech Talks etkinliği çok enteresandı. Şehrin ana caddesi etrafındaki farklı kafe ve restoranlarda, artırılmış gerçeklikten tasarıma, oyun uygulamalarından robot ve otomasyon alanına, gelecekteki seyahat trendlerinden gıda teknolojisine sayısız konuda farklı konuşmacılar vardı. Herkes bir proje anlatıyor, herkes yatırım yapacak bir alan arıyor.
    Yarışma projelerinin yanı sıra, Tel Aviv’de, The Hive by Gvahim, Fast Break TLV, Creators temsilcileriyle bir araya geldik. Girişimcileri uluslararası kurumsal dünyayla bir araya getiren, hem projelere yatırım yapan hem de bunları global dünyaya açan ve tanıtan, yatırımcılarla bir araya getiren bu ağların çalışmasını konuştuk. Ayrıca, ağlarında bulunan ve yatırımcı arayan pek çok projeyi dinledik ve değerlendirdik.
    Kudüs’te erken aşama girişimcilere destek veren bir kitlesel fonlama platformu olan OurCrowd ile görüştük. Hem ellerindeki projeler ve yatırım beklenen sektörleri konuştuk hem de TÜGİAD olarak bu platformla neler yapabileceğimizi değerlendirdik. MassChallenge ekibinden, hızlandırma programını nasıl çalıştırdıklarını ve sadece Kudüs’ten değil dünyadan kabul ettikleri girişimcilerin projelerini nasıl geliştirdiklerini dinledik. Programa katılmış projeleri de dinleme şansımız oldu ve hatta yeme-içme sektörünü turistlerle tanıtım ve satış amacıyla bir araya getiren bir projenin nasıl çalıştığını da deneyimleme şansımız oldu.
    Etkileyici bir toplantımız, Blonde 2.0’ın CEO’su Motti Peer ile yaptığımızdı. Bir PR şirketi olarak, en karmaşık teknik proje ile ürününü, nasıl anlaşılır ve herkese hitap edecek şekilde tanıtabildiklerini ve dünya çapında pazarlayabildiklerini gördük. Fikriniz ne kadar iyi, ürününüz ne kadar işe yarar olursa olsun, insanlara bunu doğru anlatamadığınız zaman satma şansınız yok. Satamadığınız bir ürünün de başarı hikayesi getirme şansı yok.

    Bu gezi sadece toplantılardan oluşmuyordu sanırım, bize ziyaret ettiğiniz kutsal yerlerden de bahseder misiniz?
    Ali Yücelen: Bizim açımızdan dinimizce de önemli olan Kudüs gibi bir şehirde bulunmak çok anlamlıydı. Yaptığımız görüşmeler dışında, bütün semavi dinlerin kutsal saydığı bu güzel şehrin feyzinden istifade etmeye de çalıştık. Bu tür manevi ortamlar sevdiklerimizle birlikte gittiğimizde daha çok anlam kazanıyor ve olgunlaşma yolunda bize mesafe aldırıyor. Begüm Hanım oraya, şehrin çeşitli kaynaklardan tarihini detaylıca inceleyerek gelmişti ve verdiği bilgilerle bize farklı bakış açıları kazandırdı. O yüzden bırakalım bize Kudüs’teki manevi geziyi Begüm Hanım anlatsın.
    Begüm Akış: Kudüs, tüm dinler için çok özel ve kutsal bir şehirdir. En önemli özelliği de tüm dinlerin ortak noktasının tek bir şehirde birleşmesidir. Gerek dinimiz İslam, gerek Hristiyanlık, gerekse Yahudilik için birçok kutsal bölge bulunmaktadır. Biz de gezimizde bu kutsal mekanları gezdik. Önce şehrin Zeytindağı tepesinden enfes manzarasını seyrettikten sonra “el-Halil kapısı” olarak bilinen “Yafa Kapısı’ndan” içeri girdik. Yahudiler için çok kutsal olan Ağlama Duvarı’na, oradan Müslümanlar için özel olan İsra Suresi 1. ayette geçen Miraç mucizesinin gerçekleştiği Mecid-i Aksa, Kubbet-ül Sahra ve Hz. Ömer Camii’ne ve oradan da Hristiyanlar için çok kutsal olan hac görevlerini tamamladıkları Elemli Yol’un son durağı Kıyamet Kilisesi’ni ziyaret ettik. Zamanımız kısıtlı olduğundan diğer kutsal mekanları otobüsümüzle gezerek bitirdik.
    Bu gezi sırasında İsrail Büyükelçiliği’nin sizlere büyük desteği oldu sanırım…
    Begüm Akış: Planladığımız gezi öncesi, TÜGİAD Parlamento ile İlişkiler Komisyonu olarak Ankara’daki İsrail Büyükelçisi Eitan Na’eh’i ziyaret ettik. Kendisine yapacağımız gezimizin programını anlattık ve desteklerini rica ettik. Sayın Na’eh, bu gezimizden büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek oradaki ziyaretlerimiz dahil ülkeye giriş çıkışımızla ilgili tüm prosedürleri bizlere kolaylaştıracakları konusunda söz verdi. Gerçekten de gezimiz öncesi vize işlemleri ve oradaki tüm etkinliğimiz elçilik tarafından birebir takip edildi.
    Bir de sanırım Türkiye Büyükelçimiz Mekin Mustafa Kemal Ökem de sizlere bir yemek daveti verdi…
    Begüm Akış: Evet, Sayın Büyükelçimiz bizleri ve görüştüğümüz kuruluşların temsilcilerini rezidansında akşam yemeğinde ağırladı. Kendisi ile orada gerçekleştirdiğimiz görüşmeleri paylaştık ve İsrail-Türk iş adamlarının ortak yatırım olanaklarını görüştük. Sevgili Başkanımız Ali Yücelen de kendisine özel el işçiliği ile yapılmış Selçuklu motifleriyle süslenmiş bir hediye taktim etti.
    Ali Yücelen: Başta Ankara’daki İsrail Büyükelçimiz Eitan Na’eh’e ve İsrail’deki Türkiye Büyükelçimiz Mekin Mustafa Kemal Ökem’e bu gezide bizlere desteklerinden ve nazik davetlerinden dolayı teşekkür ederim. TÜGİAD olarak bu tip gezilerimiz devam edecek. Bu ay da G20 Genç Girişimciler Zirvesi’ne katılmak üzere Uluslararası İlişkiler Komisyonu koordinasyonunda TÜGİAD’ın Berlin gezisi olacaktır. Önümüzdeki yıl sonuna kadar da bu tip gezilerimize devam edeceğiz.

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.