DOLAR 34,5116
EURO 36,17
ALTIN 2981,959
BIST 9367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

    Türkiye’de konut krizi nasıl çözülür?

    Türkiye’de konut krizi nasıl çözülür?
    17.08.2023
    A+
    A-
    Türkiye’deki konut krizi, uzun yıllardır çözüm bekleyen kritik bir sorundur. Bu sorunun önemli etkenlerinden biri, gayrimenkullerin doğru ve adil bir şekilde vergilendirilememesidir. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre, Türkiye sınırları içerisindeki arsalar, araziler ve evler mülk sahipleri veya arsa sahipleri tarafından emlak vergisi ödemesi gereken varlıklardır. Bu verginin hesaplanmasında kullanılan yöntemde, değişen oranlar ve gayrimenkul değeri esas alınmaktadır. Ancak, vergi oranları gayrimenkulün cinsine, coğrafi konumuna ve Büyükşehir içinde veya dışında olmasına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Meskenler için en düşük, arsalar için ise en yüksek vergi oranları uygulanmaktadır.
    Emlak vergisinin amacı, arsaların geliştirilip konut üretimi için teşvik edici bir unsur olarak rol oynamasıdır. Ancak mevcut düzende, gerçek değerler hesaplamada yeterince dikkate alınmadığından hakkaniyetli değildir ve beklenen sonuçları verememektedir. Bu eksiklik, arsa sahiplerinin gerçek değerler yerine düşük değerler üzerinden emlak vergisi ödemesine yol açmaktadır. Dolayısıyla, arsa sahipleri arsa tutmanın maliyetini göz ardı edebilmekte ve konut veya diğer projeleri geliştirmekte tereddüt edebilmektedir.
    Arsa maliyetlerinin yüksekliği, geliştirme faaliyetlerinin ivme kazanmasını engellemektedir. Ayrıca, nitelikli konutlara olan talebin karşılanamaması da fiyat ve kira artışlarını tetiklemektedir. Sorunun temelinde ise gerçek değerlerin yerine düşük değerlerin hesaplanması yatmaktadır..
    Bu zorlukları aşmanın yolu, Almanya’da uygulanan Grundsteuerreform gibi emlak vergisi reformlarını inceleyerek, vergilendirme düzeninin gözden geçirilmesidir. Bu reformun en önemli ayağı değer tespiti ve kapsamlı değer haritaların oluşturulmasıdır. Bu sayede emlak vergisinin daha adil ve doğru hesaplanması mümkün olabilir. Ayrıca, gerçek değerlerin tespiti ve takibi için teknolojinin (Proptech) kullanılması, bu süreci daha şeffaf ve etkili hale getirebilir.
    Gerçek değerlerin esas alınması, sadece emlak vergisi düzenini değil, aynı zamanda tapu harcı düzenini de etkiler. Tapu harcı, gayrimenkul alım-satım işlemlerinde ödenen bir vergidir ve değere göre değişen oranlarla hesaplanır. Gerçek değerlere dayalı bir tapu harcı düzeni, daha adil ve dengeli bir sistem yaratılmasına yardımcı olabilir. Bu sayede gayrimenkul alım satım maliyetleri düşürülebilir.
    Sonuç olarak, Türkiye’deki konut krizini çözmek için gayrimenkul vergilendirme sistemi ve tapu harcı düzeni reforme edilmelidir. Gerçek değerlere dayalı bir yaklaşım, konut üretimini teşvik edebilir, fiyatları dengeler ve konut krizine kalıcı bir çözüm sunabilir.
    Türkiye’deki konut krizi, doğru vergilendirme eksikliği nedeniyle derinleşmektedir. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na göre, gayrimenkuller için ödenen emlak vergisi, değişen oranlar ve gayrimenkul değeri temel alınarak hesaplanmaktadır. Ancak, bu sistem gerçek değerleri yansıtmadığı için adil değildir.
    Emlak vergisi, arsaların konut üretimi açısından teşvik edici bir unsur olmalıdır. Ancak, gerçek değerler esas alınmadığı için arsa sahipleri maliyeti göz ardı edebilirler. Bu da konut üretimini engellemekte ve arsa maliyetlerini yükseltmektedir.
    Emlak vergisinin doğru hesaplanması için gerçek değerlerin temel alınması önemlidir. Bu, gayrimenkul değerlerinin adil bir şekilde belirlenmesi ve teknolojinin (Proptech) yardımıyla takip edilmesi ile mümkün olabilir. Proptech, gayrimenkul sektöründe verimliliği artırmak için kullanılan teknolojileri içermektedir.
    Aynı zamanda, tapu harcı düzeni de gözden geçirilmelidir. Tapu harcının gerçek gayrimenkul değerine dayalı olarak hesaplanması, daha adil bir sistem sağlayabilir. Bu da konut üretimini teşvik edebilir ve fiyatları dengeleyebilir.
    Türkiye’deki konut krizini çözmek için, gayrimenkul vergilendirme sistemi ve tapu harcı düzeni reforme edilmelidir. Gerçek değerlerin esas alındığı bir sistem, konut üretimini artırabilir, fiyatları dengeleyebilir ve krizin üstesinden gelmede yardımcı olabilir. Bu adımlar, konut krizine kalıcı çözümler getirebilir.

    Saygılarımla,

    Cushman & Wakefield I TR International

    Yönetim Kurulu Başkanı

    Tuğra Gönden

    YORUMLAR

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.