IGLO Architects imzalı YC INOX üretim ve yönetim binası tamamlandı!
IGLO Architects tasarımı YC INOX Üretim ve Yönetim Binası, bulunduğu coğrafyada varlığını hissettiren, akılda kalıcı, prestijli ve kullanıcılarının çalışma motivasyonunu artıran bir anlayışla tasarlanarak hizmete açıldı. Enerji verimliliğine ve yalıtıma verilen önem, proses ısılarının geri kazanımı, atıkların geri dönüştürümesi, gün ışığından yararlanma, yağmur sularının ve gri suların geri kazanımı yapının sürdürülebilir niteliklerinden bazıları.
Türkiye’ye yatırım yapan Tayvanlı paslanmaz çelik firması YC INOX’un Dilovası MOSB içerisinde bulunan üretim ve yönetim yapısı IGLO Architects tasarımıyla tamamlandı ve kullanıma açıldı. IGLO Architects’in yapının tasarım kurgusundaki ana hedefleri; çalışanlarının nitelikli ve prestijli bir ortamda verimli ve istekli çalışabilmesi, üretim ve yönetim bağlantılarının kolaylığı, enerji verimliği, sürdürülebilirlik, atık yönetimi, proses akışının optimizasyonu kriterlerini sağlamak olmuş.
Ayrıca yapının giriş açıları, mekansal ilişkileri, form ve renk seçimleri, doğa öğelerinin kullanımı gibi kriterler, bereketli ve iyi ilişkilerin kurulmasına teşvik etmek amacıyla firmanın önemsediği Feng Shui kurallarına uygun olarak biçimlenmiş.
Yapının bir fabrika binası olması pek çok standardın ve proses gerekliliklerinin uygulanmasını şart koştuğunu ve hatta forma esneklik kazandırmanın dahi pek mümkün olamadığını dile getiren IGLO Architects kurucuları Mimar Zafer Karoğlu ve Mimar Esen Akyar, yönetim ve sosyal alanların mimarinin fark yaratabilecek fırsatları olarak kullanıldığını şu sözlerle aktarıyor: “Giriş bölümü Feng Shui ilkelerinde sert köşeleri kıracak ve yapının mimari ilgisini üzerine toplayacak şekilde yumuşak hatlarda tasarlanarak su ögesinin içine yerleştirildi. Bodrum katı açığa çıkartmak adına oluşturulan köprü, su kaskatları ve amfitiyatro alanıyla sınırları çizilen bahçeyle çalışanlar için sosyal alanlar oluşturuldu.”
Yapının yüksek prestij algısı oluşturma talebi, misafirlerin üretim alanındaki hareketlilikten uzaklaştırılması prensibini oluşturmuş. Bunu sağlamak amacıyla misafir araçlarının park alanını örten giriş kanopisi kullanılmış. Gelen ziyaretçilerin adlarının yazıldığı elektronik karşılama bordu giriş kapısının üzerine yerleştirilerek uzun bir yürüme yolu ile binaya yönlendirilmiş. Bu esnada ziyaretçiler peyzaj, su ve mimari ögelerle her adımda oluşan sürpriz etkilere hazırlanmış.
Yapı girişi ferah, heykelsi duruşuyla sanat koleksiyoneri olan firmanın eserlerini sergileyebilmesine olanak verebilecek şekilde tasarlanmış. Derin perspektifli manzarayı, bahçeyi ve su oyunlarını işaret eden galeri boşluğuna yerleştirilen kırmızı merdiven heykelsi duruşuyla tüm katlarda kendini gösteriyor. YC INOX’un üreticisi olduğu paslanmaz çelik malzeme, iç ve dış mekanlarda kullanılarak detaylar zenginleştirilmiş.
Bodrum kat olarak tasarlanan üretim katı, üretim tarafındaki uzun cephede konumlanan viyadük rampa fikriyle istinat duvarları yapımından ve devasa dolgulardan tamamen kurtarılmış. Binadan uzaklaştırılarak yerleştirilen viyadük sayesinde bodrum kat; üretim ve bakımı kolay, tüm cephesi açığa çıkan, ışık alabilen kullanışlı bir çözüme dönüştürülmüş. Viyadük altında da kata özel sosyal alan ve açık depolama alanları elde edilebilmiş.
Planlamada, yapı kullanıcısı olan mavi ve beyaz yakalı çalışanların birbirleriyle, üretim ve ofis alanlarıyla işlevsel ilişkisinin olabilecek en pratik şekilde kurulması ön planda tutulmuş. Çalışan girişleri, soyunma, laboratuvar, eğitim alanları, operasyon yöneticileri ve teknik ofis çalışanlarının mekanları üretim ve sevkiyat alanlarıyla en uygun mesafelere ve katlara yerleştirilerek görsel olarak da birbirlerini görebilecekleri şekilde konumlandırılmış. Araç manevra, tartım alanlarının ölçüleri, prosese göre yerleştirilen kapılar, yatay ve düşey taşıma yapan elemanlar ile operasyonu hızlandıran vinç yerleşimleri verimliliği ve üretim hızını etkileyecek şekilde detaylandırılmış.
Yemekhane alanı, bahçe ile komşu ve sosyal kullanıma uygun olacak bir konuma yerleştirilmiş. Açık hava sunumuna uygun tasarlanan anfitiyatro basamakları, gölge imkânı veren yarı açık alanlar ve serinletici ve dinlendirici su oyunları şirket bağlarını güçlendiren sosyalleşme alanlarını oluşturuyor. Bir fabrika yapısı olarak emsalleriyle kıyaslandığında bulunduğu coğrafyada varlığını hissettiren, akılda kalıcı, prestijli, merak uyandıran, çalışma isteği veren bir varoluşa sahip olması amaçlanmış.
Bodrum katının her iki yönde açığa çıkan cephesinin kazandırdığı sosyal alanlar, açık alanların kullanımı, bol ışık alan cephe yorumları ve ferah iç mekân çözümleri, atık ve tehlikeli operasyonların iş güvenliğini artırıcı çözümleri, engelli dostu yapısıyla farklılaşan yapının tasarımından öncelikli beklenti; firmanın sahip olduğu gücün, vizyonun, uzmanlığın, kaliteye verilen önemin, çalışan mutluluğuna değer verildiğinin hissedildiği nitelikli bir yaşam alanına ulaşılması olmuş.
Çalışanlara benzersiz bir çalışma ortamı sunulmasıyla mutlu, yüksek motivasyonlu, verimli çalışılan, aidiyet duygusunun güçlü olduğu bir ekip sahibi olmak vizyonun en öncelikli hedefi olmuş. Finalde gelinen noktada hızla amaçlanan çalışan kalitesine ulaşılmasına tasarımın yaptığı katkıyı görmenin sevindirici olduğunu düşünen IGLO Architects ortakları Zafer Karoğlu ve Esen Akyar “Firma, anavatanından hayli uzakta gerçekleştirdiği bu yatırımda hedef pazara, müşterilere, çalışan ve çevreye vermek istediği mesajların olumlu geri dönüşlerini beklenenden hızlı alabilmekten heyecan duyuyor. Yatırımın, sektöre ilham verici bir örnek olduğu düşünülüyor” diyor.
Enerji verimliliğine, yalıtıma verilen önem, proses ısılarının geri kazanımı, proses atıklarının geri dönüştürülebilmesi, gün ışığından faydalanılması, yağmur sularının ve gri suların geri kazanımı yapının sürdürülebilir niteliklerinden bazıları. Ofis alanlarında gün ışığından faydalanma, ısı ve ses kalitesi sağlanabilmesi adına yüksek nitelikli cam tercihleri, mesh gölgelemeler konfor ve enerji tasarrufları sağlamış. Açık alanlarda kullanılan su öğesi yaz sıcaklarında oluşturduğu mikro iklimle serinletici bir ortam sağlamak için kullanılmış.
IGLO Architects Hakkında:
IGLO Architects, 2001 yılında Zafer KAROĞLU ve Esen AKYAR tarafından kuruldu. Bugüne kadar farklı sektörlerden gelen müşterileri için Türkiye’deki birçok şehirde ve yurt dışında mimari tasarım, proje ve uygulama alanlarında hizmet verdi. Mimarlık alanında işlevsel tasarımlar ve uygun maliyetli çözümler üreten IGLO Architects, kullanıcılara yepyeni bir tasarım süreci yaşatıyor; müşteri memnuniyetinden ve özenli bir ekip çalışmasından ödün vermeyerek yoluna devam ediyor.
IGLO Architects tasarımı Cimpor Çimento Fabrikası 2011 yılında, Mecaplast Ar-Ge yapısı 2012 yılında, Logipark Lojistik Tesisleri ise 2013 yılında Arkiv Seçkileri arasına girdi. P Blok Prodüksiyon ve Post-Prodüksiyon Stüdyosu 2010 Intera İç Mimarlık Ödülleri’nde ‘Ofis’ kategorisinde birinci, 2013 Leaf Interior Design Awards’ta ise ‘Yılın Ticari Yapısı’ kategorisinde finalist oldu. Tuzla’da tasarlanan Logipark Lojistik Tesisleri ayrıca 2013 Arkiv İşveren Ödülü’nü almaya hak kazandı.
ICI Fabrika ve Yönetim Binası projesi, 2014 yılında Dünya Mimarlık Festivali’nde (WAF) “Ofis Projeleri” kategorisinde de finale kalma başarısını gösterirken, 2015 yılında Sign of the City gayrimenkul ödüllerinde “Devam Eden Projeler” kategorisinde En İyi Endüstri Yapısı ödülüne layık görüldü; aynı yıl, tüm dünyadan uluslararası mimari ve iç mimari projelerin yer aldığı prestijli paylaşım portali World Architecture Community’nin 19. Proje döngüsünde de kazanan projeler arasında yer aldı. IGLO Architects tasarımı Parsan Genel Müdürlük ve İdare Binası, Cityscape 2015 Mimarlık Ödülleri’nde “Geleceğin Ticari Yapıları” kategorisinde finale kalırken, ICI Fabrika ve Yönetim Merkezi ile Ortana Fabrika ve Yönetim Binası projeleri, The Plan ödüllerinde “Production” kategorisinde finalist olma başarısını gösterdi. 2016 MIPIM ‘’Best Futura Project’’ kategorisinde Türkiye’den seçilen tek finalist olarak ICI Fabrika ve Yönetim Merkezi ile yarıştı. ICI Fabrika ve Yönetim Merkezi “Ofis/Endüstri Yapıları” kategorisinde 2017 iF Design Ödülü’ne layık görülürken, 2A Asia Architecture Awards 2017’de finalist olarak yarıştı. Anatolia Tiles projesi 2016 American Architecture Prize ‘’Honorable Mention’’ ödülünün sahibi oldu. Son olarak İzmir Satış Ofisi projesi “Office” kategorisinde, Anatolia Tiles projesi ise “Factories” kategorisinde 24th Cycle of World Architecture Awards‘a layık görüldü.